Türkiye'ye yatırım Yapın Çağrısı
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlediği bir basın toplantısıyla Alman işadamlarına Türkiye'ye yaptırım yapmaları çağrısında bulundu ve bu amaçla Almanya'da danışman olarak görevlendirdikleri tanınmış kişileri tanıttı
Berlin'deki Türkevi'nde Türk ve Alman gazeteciler için düzenlenen basın toplantısında Almanca konuşan Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Türkiye'deki gelişmelere dikkat çekerek, Türkiye ve Almanya arasındaki yakın ilişkilerin en önemli noktasını ekonominin oluşturduğunu, her iki ülke için de çok önemli olduğu için bu alandaki işbirliğinin güçlendirilmesini istediklerini söyledi. Türkiye ve Almanya'nın, özgürlük, demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerleri paylaştığına işaret eden Karslıoğlu, Avrupa'nın Türkiye ile bir anlam kazanacağını, Türkiye'nin ortak değerlerin korunmasına ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Almanya'daki yaşlanan nüfus nedeniyle bu işbirliğinin geliştirilmesinin tam da zamanı olduğunu ifade eden Karslıoğlu, Türkiye'deki gelişmelerden dolayı gelecekte Türk halkının AB'ye girip girmeme konusunda düşünebileceğini, değişen dünyada Türkiye'nin de güçlenerek değiştiğini kaydetti. Karslıoğlu, Türkiye'nin gittikçe daha fazla teknolojiye yatırım yaptığını, gelecek 5 ila 10 yıl içinde bu alanda daha da fazla yatırım yapacağını, bu güç ve potansiyelden Avrupa'daki ülkelerin, özellikle Almanya'nın da faydalanmasını istediklerini, böylece birlikte güçleneceklerini sözlerine ekledi.
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı da, İngilizce yaptığı konuşmasında, Türkiye'deki gelişmeleri anlatarak, Türkiye'nin dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğini, ülkede, aralarında Bosch ve Siemens gibi tanınmış şirketlerin de yer aldığı 5 binden fazla Alman şirketinin bulunduğunu belirtti. Türkiye'de işgücü masrafının düşük, kalitenin ise çok yüksek olduğunu söyleyen Aycı, özellikle son 8 yıldaki büyümeden dolayı Türkiye'nin dünyadaki en cazip yatırım ülkeleri arasında da 13. sırada yer aldığını ifade ederek, OECD'nin bir raporunda Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en fazla büyüyen ülke olduğunun ve bu durumun gelecek 6 yıl süreyle de böyle kalacağının belirtildiğine dikkat çekti.
'Bu nedenle Alman şirketlerini Türkiye'ye davet ediyor ve birlikte büyümeye çağırıyoruz' şeklinde konuşan Aycı, doğrudan başbakanlığa bağlı oldukları ve sadece başbakanlığa rapor verdikleri için rahatça ve büyük bir esneklikle çalışabildiklerini, özellikle Avrupa'daki kriz döneminde birlikte çalışarak çok büyük başarılı çalışmalar yapabileceklerini kaydetti. Türkiye'deki ticaret hacminin son 10 yılda 34 milyar dolardan 134 milyar dolara yükseldiğine de işaret eden Aycı, Türkiye'nin sadece tekstil değil, her alanda geliştiğini ve iş imkanlarının sadece İstanbul'da değil, günümüzde Türkiye'nin birçok ilinde bulunduğunu sözlerine ekledi. Türkiye'de yatırım yapabilmek için Almanya'daki iş yerlerinin kapatılmasını değil, Türkiye'de yeni iş yerlerinin yaratılmasını istediklerini belirten Avcı, Türkiye'nin Alman şirketleri için Kafkaslara, Ortadoğu'ya ve Kuzey Afrika'ya da geçiş imkanı sağlayacağını, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve bunu Alman ortaklarıyla paylaşmak istediklerini sözlerine ekledi. Aycı, daha sonra kısaca Almanya'da kendilerine danışmanlık yapacak Hamburg eyaletinin eski başbakanı ve Belediye Başkanı Ole von Beust, Almanya Ekonomi ve Çalışma Bakanlığının eski müsteşarı olan Rezzo Schlauch ve Almanya'nın eski Ankara Büyükelçisi Wolf-Ruthart Born'u tanıttı.
-Alman danışmanların konuşmaları-
Büyükelçi Born, Türkiye dostu olarak böyle bir teklifi memnuniyetle kabul ettiğini belirterek, kendisinin görevden ayrıldığı 2006 yılında Türkiye'de en fazla 1500 Alman şirketi iş yaparken günümüzde bu sayının 5 bine kadar yükseldiğine ve bu sayının hala artmakta olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de yabancı işadamlarının önündeki bazı engellerin kaldırıldığını, tüm yayınların artık İngilizce de yapıldığını ifade ederek, Türkiye'nin daha fazla doğrudan yatırıma ihtiyacı olduğunu kaydetti. Born, Türkiye'de son yıllarda yaşanan gelişmelere baktığında bunun bir başarı hikayesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye ile özellikle enerji alanında büyük işbirliği potansiyeli olduğu için AB üyelik müzakerelerinde de enerji başlığının bir an önce açılması gerektiğini söyledi. Beust da, Hamburg eyaletinde başbakanlık yaptığı dönemde birçok Türk'ü ve Türkiye'ye yaptığı ziyaretler sırasında bu ülkeyi tanıma imkanı bulduğunu, Türkiye ekonomisinin hızla büyümesinin yanı sıra Alman şirketlerinin bu ülkeden, Afrika ve Arap ülkelerine açılabilmek için de faydalanabileceğini ifade etti. Kendilerinin hem danışmanlık yapacağını, hem de Alman şirket yetkilileriyle görüşerek Türkiye'deki imkanları tanıtmaya çalışacaklarını belirten Beust, bu konuda Türk tarafının kendilerini profesyonelce seçtiğini söyledi. Schlauch da, 2004 yılında Türkiye'de Alman şirket yetkilileriyle yaptığı bir görüşmede, en verimli fabrikalarının Türkiye'de olduğunu duyunca çok şaşırdığını, bunun Almanya'daki birçok insan tarafından da bilinmediğini, bu nedenle Türkiye'nin imajının değişmesi için de Almanya'da çaba harcayacaklarını ifade etti. Türkiye'de, Almanya'da önemli olan orta ölçekli işletmeler için de büyük bir potansiyel bulunduğunu ve Türkiye'nin coğrafi konumunun diğer ülkeler ile olan ilişkiler için de kullanılabileceğini belirten Schlauch, Almanya'nın sadece Uzak Doğu ile ihracata konsantre olduğunu ve yatırımlar konusunda diğer Avrupa ülkelerinin gerisinde kaldığını, bakış açısını Türkiye gibi daha yakınında büyüyen bir ülkeye yöneltmesi gerektiğini kaydetti.
Kaynak: AA
Almanya'daki yaşlanan nüfus nedeniyle bu işbirliğinin geliştirilmesinin tam da zamanı olduğunu ifade eden Karslıoğlu, Türkiye'deki gelişmelerden dolayı gelecekte Türk halkının AB'ye girip girmeme konusunda düşünebileceğini, değişen dünyada Türkiye'nin de güçlenerek değiştiğini kaydetti. Karslıoğlu, Türkiye'nin gittikçe daha fazla teknolojiye yatırım yaptığını, gelecek 5 ila 10 yıl içinde bu alanda daha da fazla yatırım yapacağını, bu güç ve potansiyelden Avrupa'daki ülkelerin, özellikle Almanya'nın da faydalanmasını istediklerini, böylece birlikte güçleneceklerini sözlerine ekledi.
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı da, İngilizce yaptığı konuşmasında, Türkiye'deki gelişmeleri anlatarak, Türkiye'nin dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğini, ülkede, aralarında Bosch ve Siemens gibi tanınmış şirketlerin de yer aldığı 5 binden fazla Alman şirketinin bulunduğunu belirtti. Türkiye'de işgücü masrafının düşük, kalitenin ise çok yüksek olduğunu söyleyen Aycı, özellikle son 8 yıldaki büyümeden dolayı Türkiye'nin dünyadaki en cazip yatırım ülkeleri arasında da 13. sırada yer aldığını ifade ederek, OECD'nin bir raporunda Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en fazla büyüyen ülke olduğunun ve bu durumun gelecek 6 yıl süreyle de böyle kalacağının belirtildiğine dikkat çekti.
'Bu nedenle Alman şirketlerini Türkiye'ye davet ediyor ve birlikte büyümeye çağırıyoruz' şeklinde konuşan Aycı, doğrudan başbakanlığa bağlı oldukları ve sadece başbakanlığa rapor verdikleri için rahatça ve büyük bir esneklikle çalışabildiklerini, özellikle Avrupa'daki kriz döneminde birlikte çalışarak çok büyük başarılı çalışmalar yapabileceklerini kaydetti. Türkiye'deki ticaret hacminin son 10 yılda 34 milyar dolardan 134 milyar dolara yükseldiğine de işaret eden Aycı, Türkiye'nin sadece tekstil değil, her alanda geliştiğini ve iş imkanlarının sadece İstanbul'da değil, günümüzde Türkiye'nin birçok ilinde bulunduğunu sözlerine ekledi. Türkiye'de yatırım yapabilmek için Almanya'daki iş yerlerinin kapatılmasını değil, Türkiye'de yeni iş yerlerinin yaratılmasını istediklerini belirten Avcı, Türkiye'nin Alman şirketleri için Kafkaslara, Ortadoğu'ya ve Kuzey Afrika'ya da geçiş imkanı sağlayacağını, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve bunu Alman ortaklarıyla paylaşmak istediklerini sözlerine ekledi. Aycı, daha sonra kısaca Almanya'da kendilerine danışmanlık yapacak Hamburg eyaletinin eski başbakanı ve Belediye Başkanı Ole von Beust, Almanya Ekonomi ve Çalışma Bakanlığının eski müsteşarı olan Rezzo Schlauch ve Almanya'nın eski Ankara Büyükelçisi Wolf-Ruthart Born'u tanıttı.
-Alman danışmanların konuşmaları-
Büyükelçi Born, Türkiye dostu olarak böyle bir teklifi memnuniyetle kabul ettiğini belirterek, kendisinin görevden ayrıldığı 2006 yılında Türkiye'de en fazla 1500 Alman şirketi iş yaparken günümüzde bu sayının 5 bine kadar yükseldiğine ve bu sayının hala artmakta olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de yabancı işadamlarının önündeki bazı engellerin kaldırıldığını, tüm yayınların artık İngilizce de yapıldığını ifade ederek, Türkiye'nin daha fazla doğrudan yatırıma ihtiyacı olduğunu kaydetti. Born, Türkiye'de son yıllarda yaşanan gelişmelere baktığında bunun bir başarı hikayesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye ile özellikle enerji alanında büyük işbirliği potansiyeli olduğu için AB üyelik müzakerelerinde de enerji başlığının bir an önce açılması gerektiğini söyledi. Beust da, Hamburg eyaletinde başbakanlık yaptığı dönemde birçok Türk'ü ve Türkiye'ye yaptığı ziyaretler sırasında bu ülkeyi tanıma imkanı bulduğunu, Türkiye ekonomisinin hızla büyümesinin yanı sıra Alman şirketlerinin bu ülkeden, Afrika ve Arap ülkelerine açılabilmek için de faydalanabileceğini ifade etti. Kendilerinin hem danışmanlık yapacağını, hem de Alman şirket yetkilileriyle görüşerek Türkiye'deki imkanları tanıtmaya çalışacaklarını belirten Beust, bu konuda Türk tarafının kendilerini profesyonelce seçtiğini söyledi. Schlauch da, 2004 yılında Türkiye'de Alman şirket yetkilileriyle yaptığı bir görüşmede, en verimli fabrikalarının Türkiye'de olduğunu duyunca çok şaşırdığını, bunun Almanya'daki birçok insan tarafından da bilinmediğini, bu nedenle Türkiye'nin imajının değişmesi için de Almanya'da çaba harcayacaklarını ifade etti. Türkiye'de, Almanya'da önemli olan orta ölçekli işletmeler için de büyük bir potansiyel bulunduğunu ve Türkiye'nin coğrafi konumunun diğer ülkeler ile olan ilişkiler için de kullanılabileceğini belirten Schlauch, Almanya'nın sadece Uzak Doğu ile ihracata konsantre olduğunu ve yatırımlar konusunda diğer Avrupa ülkelerinin gerisinde kaldığını, bakış açısını Türkiye gibi daha yakınında büyüyen bir ülkeye yöneltmesi gerektiğini kaydetti.