Türkiye, Brezilya'ya Da Dizi İhraç Edecek
Özellikle Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinden büyük rağbet gören Türk dizileri, bir dönem Türk televizyonlarının yoğun rağbet gösterdiği 'pembe kuşak'ların ülkesi Brezilya'ya göz kırpıyor.
Türk dizilerinin önemli tedarikçilerinden Global Agency'nin üst yöneticisi (CEO) İzzet Pinto, Türk dizilerinin 5-6 ay içinde Brezilya'nın yanısıra Meksika, Kolombiya, Peru ve Venezuella'da gösterilebileceğini ifade ediyor. Pinto, yakalanan ivmeyle sektörün 2012 'de 150 milyon dolarlık ihracata imza atacağını vurguluyor.
Son yıllarda televizyonlarda boy gösteren yüksek bütçeli yerli diziler, başta komşu ve yakın ülkeler olmak üzere pek çok ülkeye ihraç ediliyor. Başlarda ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine satılan yapımlar; sonrasında Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Rusya ile Ukrayna 'ya da gönderilmeye başlandı. ABD'den ise senaryo talebi geldi. NBC kanalı için Aşk-ı Memnu 'nun İspanyolca çekimleri yapılacak. İlk bölüm, 17 Mayıs 'ta televizyonun İspanyolca yayın yapan kanalı Telemundo 'da ekrana çıkacak. Sektörün bundan sonraki hedef ülkeleri arasında Brezilya ve Meksika ile birlikte İtalya, İngiltere, Almanya ve İspanya'da bulunuyor.
Dizi ihracatına dair öngörülerini Cihan 'a açıklayan Global Agency CEO 'su İzzet Pinto, yakalanan ivmeyle sektörün 2012 'de 150 milyon dolarlık ihracata imza atacağını belirtiyor. Sadece Muhteşem Yüzyıl için İtalya, Fransa, Almanya ve İspanya 'dan bir hayli talep geldiğini aktaran Pinto, Asya ve Güney Amerika ülkelerinden de söz konusu diziyi isteyenler bulunduğunu kaydediyor. Pinto, dizinin 5-6 ay içinde Latin Amerika 'da da gösterime girebileceğini ifade ederek, 'Bu ülkeler arasında Brezilya, Meksika, Kolombiya, Peru ve Venezuella bulunuyor. Bu trend Muhteşem Yüzyıl ve Suskunlar ile başlayacak. ' diye konuşuyor. Diziler kadar yarışma programlarının da rağbet gördüğüne işaret eden Pinto, gelin-kaynana formatlı programı 33 ülkeye, 'Bana Her Şey Yakışır' isimli programı da 19 ülkeye sattıklarını anlatıyor.
TİM BAŞKANI: DİZİLER, DİĞER ÜRÜNLERİN İHRACATINI DA ARTIRIYOR
2006'da bir milyon dolarlık yurtdışı satışına imza atan sektörün 2011'de 100 milyon doları bulması sektör oyuncuları kadar, ihracatçıları da sevindiriyor. Dizilerin Türkiye ihracatında da önemli rol oynadığına işaret eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Yapımların gittiği yerlerde ekranlarda kıyafetlerimiz, ürünlerimiz de görülüyor. Ürünlerimize rağbet artıyor. İhracatımız; Ortadoğu 'da olsun, Balkan ülkelerinde olsun, Orta Asya ülkelerinde olsun artıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Televizyonlarında Türk dizileri oynayan ülkelere diğer Türk ürünleri ihracatının da arttığını gözlemlediklerini aktaran TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 'Yerli diziler sayesinde o ülkede mallarımızın, markalarımızın bilinilirliği artıyor. Satışlar her sene daha iyiye gidiyor. Ekonomi Bakanlığı da bu konuyu destekliyor, umuyorum güzel şeylere tanık olacağız. ' diyor.
Sanatçılar da yerli dizilerin muhtelif ülkelerden talep görmesini olumlu karşılıyor. Çalıkuşu dizisinin başrol oyuncularından Aydan Şener, Türkiye 'de beğeni toplayan dizilerin bölge ülkelere satılmasını güzel ve gurur verici olduğunu söylüyor. Çalıkuşu'nun da Rusya ve Orta Asya ülkelerinde yayınlandığından söz eden Şener, “Türkiye patentli diziler, bir dönem çokça izlenen Brezilya dizilerinden daha başarılı.” değerlendirmesinde bulunuyor. Bununla birlikte dizi senaryolarının uzunluğundan ve bir süre sonra konu kopukluğu yaşanmasından dert yanıyor.
Elveda Rumeli dizisindeki Ramiz baba karakteri ile uzun süre hafızalarda yer eden ünlü oyuncu Erdal Özyağcılar da yaşananları olumlu bulanlardan. Yerli dizilerde gidişatın iyiye doğru olduğunu düşünen Özyağcılar, artan ihracatla bu çıtanın daha da yükseleceğinin altını çiziyor. Buna bağlı olarak da daha güzel dizilerin çekilmeye başlanacağını sözlerine ekliyor.
Oyuncu Mehmet Aslantuğ'un bu konudaki görüşleri ise şöyle:
'Bu talebi besleyen kaynak, iç piyasada arz-talep bağını büyüten faktörle doğrudan ilgilidir. Reklam pastasının diziler üzerinden genişlemesini tetikleyen neden çok basittir; okuma ve izleme alışkanlıklarının, sadece izlemeden ibaret olması! Bu durum, yeni bir dinamik oluşturduğu için dizi sektörünü buralara taşımış; hatta gereksiz şişirmiş, bizim seyirciyi de ayrıca oburlaştırmıştır. Tıpkı açık büfeden tabaklarını tıka basa doldurup, yarısını çöpe atan tatilciler gibi… Daha seviyeli kurulmuş olan işlerin -istisnalar dışında- neredeyse tamamı, rekabete göre kurulmuş diğer işlerin de önemlice bir kısmı, '3-5 bölümlük diziler çöplüğü 'ne atılmakta ve bu yolla israf edilen kaynak, ihracatın birkaç katına denk gelmektedir. Bu rekabet değil, kaynak israfıdır. Ayrıca, şehvete kapılmış rekabetin yaratttığı içerik/nitelik kaymasına bakınca, 100 milyon dolarlık ihracat girdisine değer biçmek bana anlamlı gelmiyor. Ama ben tüccarlık meziyetleri olan biri değilim. Önceliklerim ayrıdır. Bunu bireysel tercihlerime de hiç çekinmeden yansıttım, yansıtmaya da devam ederim.
Buna rağmen bilirim ki, yakın bölgelerden başlayarak daha geniş coğrafyalara bizim sektörün de birtakım işleri ihraç edebilmesi, kaynak yaratması elbette önemlidir. Üstelik bu, herhangi bir ürüne de benzemez. Ülkenizin yüzünü ve hikâyesini ihraç etmiş olursunuz aynı zamanda. Dolaylı katma değerler yaratma imkânları doğar. İşte tam da bu noktada ve tam da bu nedenle; ne türden ürünlerle, hangi içerikle var olduğunuz da hayati önem arz eder. Bunu uzun vade de anlarsınız, ancak. Karlılık bazı değerler söz konusu olduğunda gözden geçirilmeli, revize edilebilmelidir. Böyle şeylerin ölçüsü sadece para değildir! '
Son yıllarda televizyonlarda boy gösteren yüksek bütçeli yerli diziler, başta komşu ve yakın ülkeler olmak üzere pek çok ülkeye ihraç ediliyor. Başlarda ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerine satılan yapımlar; sonrasında Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Rusya ile Ukrayna 'ya da gönderilmeye başlandı. ABD'den ise senaryo talebi geldi. NBC kanalı için Aşk-ı Memnu 'nun İspanyolca çekimleri yapılacak. İlk bölüm, 17 Mayıs 'ta televizyonun İspanyolca yayın yapan kanalı Telemundo 'da ekrana çıkacak. Sektörün bundan sonraki hedef ülkeleri arasında Brezilya ve Meksika ile birlikte İtalya, İngiltere, Almanya ve İspanya'da bulunuyor.
Dizi ihracatına dair öngörülerini Cihan 'a açıklayan Global Agency CEO 'su İzzet Pinto, yakalanan ivmeyle sektörün 2012 'de 150 milyon dolarlık ihracata imza atacağını belirtiyor. Sadece Muhteşem Yüzyıl için İtalya, Fransa, Almanya ve İspanya 'dan bir hayli talep geldiğini aktaran Pinto, Asya ve Güney Amerika ülkelerinden de söz konusu diziyi isteyenler bulunduğunu kaydediyor. Pinto, dizinin 5-6 ay içinde Latin Amerika 'da da gösterime girebileceğini ifade ederek, 'Bu ülkeler arasında Brezilya, Meksika, Kolombiya, Peru ve Venezuella bulunuyor. Bu trend Muhteşem Yüzyıl ve Suskunlar ile başlayacak. ' diye konuşuyor. Diziler kadar yarışma programlarının da rağbet gördüğüne işaret eden Pinto, gelin-kaynana formatlı programı 33 ülkeye, 'Bana Her Şey Yakışır' isimli programı da 19 ülkeye sattıklarını anlatıyor.
TİM BAŞKANI: DİZİLER, DİĞER ÜRÜNLERİN İHRACATINI DA ARTIRIYOR
2006'da bir milyon dolarlık yurtdışı satışına imza atan sektörün 2011'de 100 milyon doları bulması sektör oyuncuları kadar, ihracatçıları da sevindiriyor. Dizilerin Türkiye ihracatında da önemli rol oynadığına işaret eden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Yapımların gittiği yerlerde ekranlarda kıyafetlerimiz, ürünlerimiz de görülüyor. Ürünlerimize rağbet artıyor. İhracatımız; Ortadoğu 'da olsun, Balkan ülkelerinde olsun, Orta Asya ülkelerinde olsun artıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Televizyonlarında Türk dizileri oynayan ülkelere diğer Türk ürünleri ihracatının da arttığını gözlemlediklerini aktaran TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 'Yerli diziler sayesinde o ülkede mallarımızın, markalarımızın bilinilirliği artıyor. Satışlar her sene daha iyiye gidiyor. Ekonomi Bakanlığı da bu konuyu destekliyor, umuyorum güzel şeylere tanık olacağız. ' diyor.
Sanatçılar da yerli dizilerin muhtelif ülkelerden talep görmesini olumlu karşılıyor. Çalıkuşu dizisinin başrol oyuncularından Aydan Şener, Türkiye 'de beğeni toplayan dizilerin bölge ülkelere satılmasını güzel ve gurur verici olduğunu söylüyor. Çalıkuşu'nun da Rusya ve Orta Asya ülkelerinde yayınlandığından söz eden Şener, “Türkiye patentli diziler, bir dönem çokça izlenen Brezilya dizilerinden daha başarılı.” değerlendirmesinde bulunuyor. Bununla birlikte dizi senaryolarının uzunluğundan ve bir süre sonra konu kopukluğu yaşanmasından dert yanıyor.
Elveda Rumeli dizisindeki Ramiz baba karakteri ile uzun süre hafızalarda yer eden ünlü oyuncu Erdal Özyağcılar da yaşananları olumlu bulanlardan. Yerli dizilerde gidişatın iyiye doğru olduğunu düşünen Özyağcılar, artan ihracatla bu çıtanın daha da yükseleceğinin altını çiziyor. Buna bağlı olarak da daha güzel dizilerin çekilmeye başlanacağını sözlerine ekliyor.
Oyuncu Mehmet Aslantuğ'un bu konudaki görüşleri ise şöyle:
'Bu talebi besleyen kaynak, iç piyasada arz-talep bağını büyüten faktörle doğrudan ilgilidir. Reklam pastasının diziler üzerinden genişlemesini tetikleyen neden çok basittir; okuma ve izleme alışkanlıklarının, sadece izlemeden ibaret olması! Bu durum, yeni bir dinamik oluşturduğu için dizi sektörünü buralara taşımış; hatta gereksiz şişirmiş, bizim seyirciyi de ayrıca oburlaştırmıştır. Tıpkı açık büfeden tabaklarını tıka basa doldurup, yarısını çöpe atan tatilciler gibi… Daha seviyeli kurulmuş olan işlerin -istisnalar dışında- neredeyse tamamı, rekabete göre kurulmuş diğer işlerin de önemlice bir kısmı, '3-5 bölümlük diziler çöplüğü 'ne atılmakta ve bu yolla israf edilen kaynak, ihracatın birkaç katına denk gelmektedir. Bu rekabet değil, kaynak israfıdır. Ayrıca, şehvete kapılmış rekabetin yaratttığı içerik/nitelik kaymasına bakınca, 100 milyon dolarlık ihracat girdisine değer biçmek bana anlamlı gelmiyor. Ama ben tüccarlık meziyetleri olan biri değilim. Önceliklerim ayrıdır. Bunu bireysel tercihlerime de hiç çekinmeden yansıttım, yansıtmaya da devam ederim.
Buna rağmen bilirim ki, yakın bölgelerden başlayarak daha geniş coğrafyalara bizim sektörün de birtakım işleri ihraç edebilmesi, kaynak yaratması elbette önemlidir. Üstelik bu, herhangi bir ürüne de benzemez. Ülkenizin yüzünü ve hikâyesini ihraç etmiş olursunuz aynı zamanda. Dolaylı katma değerler yaratma imkânları doğar. İşte tam da bu noktada ve tam da bu nedenle; ne türden ürünlerle, hangi içerikle var olduğunuz da hayati önem arz eder. Bunu uzun vade de anlarsınız, ancak. Karlılık bazı değerler söz konusu olduğunda gözden geçirilmeli, revize edilebilmelidir. Böyle şeylerin ölçüsü sadece para değildir! '