Van'dan, 'Soykırım Yoktur' Diyen Bağış Hakkındaki Soruşturmaya Tepki
Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Başkanı İrfan Ermiş, Zürih Savcısı Christine Braunschweig'in AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış hakkında, "Ermeni soykırımı yoktur" sözü nedeniyle açtığı soruşturmaya tepki göstererek, "Ermeni meselesini en iyi bilen şehirlerden biri Van'dır.
Tehcir esnasında bile Ermeni vatandaşlara en iyi şekilde davranılması amacıyla 27 Mayıs 1915 tarihinde Göç Kanunu çıkarıldı 'dedi.
Fransa Meclisi`nde onaylanan `Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı` ile birlikte soruşturmalar da başladı. İsviçre`nin Zürih kentinde sarf ettiği, 'Ermeni soykırımı yoktur 'sözü nedeniyle AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış`a soruşturma açılması, bir dönem Ermenilerin yoğunlukta yaşadığı Van`da tepkiyle karşılandı.
Van`da bulunan Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Şube Başkanı İrfan Ermiş, bölgede hiçbir zaman için Ermeni vatandaşlara yönelik soykırım uygulanmadığını, aksine Ermeni çetelerinin Van`daki birçok masumu öldürdüğünü dile getirdi. Söz konusu meselenin uzun bir süredir sürekli kurcalandığını ifade eden Ermiş, 'Ermeni meselesi, sadece ülkemizin bir sorunu değil, Orta Doğu`da, Kafkasya`da çıkar ve emelleri olan emperyalist devletlerin hepsini birden ilgilendiren milletlerarası birproblem olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Devleti`nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik, iç ve dış tehdidi ortadan kaldırmak için başvurduğu haklılığı tartışılmaz ve üstelik o günün koşulları içinde uygar olarak nitelenebilecek bu uygulama, ne yazık ki 86 yıldan beri `soykırım` olarak takdim edilmektedir 'ifadelerini kullandı.
1915 yılında uygulanan yer değiştirme kararında göçe tabi tutulan Taşnak ve Hınçak çetelerinin can ve mallarını teminat altına alacak tedbirlerin esirgenmediğini dile getiren Ermiş, 'Yolculuk esnasında Ermenilerin herhangi bir saldırıya uğramalarını engellemek amacıyla çeşitli güvenlik tedbirleri alınmıştır. Tarihte başta Talat Paşa olmak üzere, hiçbir Osmanlı devlet adamının kendi eliyle imzaladığı ve Ermenilere soykırımı emreden belge ve bilgi yoktur. 27 Mayıs 1915 tarihli Tehcir (Göç) Kanunu`ndaönemli maddeler sıralanmıştır. Bu maddelerden birkaçı şu şekilde ifade edilmiştir: Nakli gerekenler, gidecekleri yerlere kadar refah içerisinde sevk edileceklerdir. Yollarda istirahatları, can ve mal güvenlikleri korunacaktır. Gittikleri yerlerde kesin yerleştirilmelerine kadar kendilerine göçmen ödeneğinden geçimlerini sağlamak için yardım yapılacaktır. Eski mali durumlarına uygun olarak kendilerine mal ve arazi dağıtılacaktır. Hükümet tarafından ev yapılacaktır. Çiftçilere tohum, evvelce sanatkar olanlarameslekleri ile ilgili alet dağıtılacaktır. Terk ettikleri mallarından geriye kalanlar kendilerine verilecek, bu olmadığı takdirde bunların karşılığı para olarak ödenecektir. Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan Ermenilere ait taşınmaz malların sayımı yapılacak, bunların cinsleri ve kıymetleri, miktarları tespit edilecektir ve göçmenlere verilecektir. Göçmenlerin kullanamayacakları mallar, yani zeytinlik, dutluk, bağ, portakal bahçeleri, dükkan, han, fabrika ve depo gibi gelir getirecek taşınmaz mallar,artırma ile satılacak veya kiralanacak, bu gelirler uygun bir şekilde göçe zorlanan ilk sahiplerine verilecektir. İşte bu kanuna bile bakıldığında tehcir sırasında o dönemler büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Şimdi bazı emperyalist ülkelerin kalkıp, `Ermeni soykırımı yapılmıştır` demesi, büyük talihsizliktir 'açıklamasını yaptı.
Kaynak: İHA
Fransa Meclisi`nde onaylanan `Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı` ile birlikte soruşturmalar da başladı. İsviçre`nin Zürih kentinde sarf ettiği, 'Ermeni soykırımı yoktur 'sözü nedeniyle AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış`a soruşturma açılması, bir dönem Ermenilerin yoğunlukta yaşadığı Van`da tepkiyle karşılandı.
Van`da bulunan Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Şube Başkanı İrfan Ermiş, bölgede hiçbir zaman için Ermeni vatandaşlara yönelik soykırım uygulanmadığını, aksine Ermeni çetelerinin Van`daki birçok masumu öldürdüğünü dile getirdi. Söz konusu meselenin uzun bir süredir sürekli kurcalandığını ifade eden Ermiş, 'Ermeni meselesi, sadece ülkemizin bir sorunu değil, Orta Doğu`da, Kafkasya`da çıkar ve emelleri olan emperyalist devletlerin hepsini birden ilgilendiren milletlerarası birproblem olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Devleti`nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik, iç ve dış tehdidi ortadan kaldırmak için başvurduğu haklılığı tartışılmaz ve üstelik o günün koşulları içinde uygar olarak nitelenebilecek bu uygulama, ne yazık ki 86 yıldan beri `soykırım` olarak takdim edilmektedir 'ifadelerini kullandı.
1915 yılında uygulanan yer değiştirme kararında göçe tabi tutulan Taşnak ve Hınçak çetelerinin can ve mallarını teminat altına alacak tedbirlerin esirgenmediğini dile getiren Ermiş, 'Yolculuk esnasında Ermenilerin herhangi bir saldırıya uğramalarını engellemek amacıyla çeşitli güvenlik tedbirleri alınmıştır. Tarihte başta Talat Paşa olmak üzere, hiçbir Osmanlı devlet adamının kendi eliyle imzaladığı ve Ermenilere soykırımı emreden belge ve bilgi yoktur. 27 Mayıs 1915 tarihli Tehcir (Göç) Kanunu`ndaönemli maddeler sıralanmıştır. Bu maddelerden birkaçı şu şekilde ifade edilmiştir: Nakli gerekenler, gidecekleri yerlere kadar refah içerisinde sevk edileceklerdir. Yollarda istirahatları, can ve mal güvenlikleri korunacaktır. Gittikleri yerlerde kesin yerleştirilmelerine kadar kendilerine göçmen ödeneğinden geçimlerini sağlamak için yardım yapılacaktır. Eski mali durumlarına uygun olarak kendilerine mal ve arazi dağıtılacaktır. Hükümet tarafından ev yapılacaktır. Çiftçilere tohum, evvelce sanatkar olanlarameslekleri ile ilgili alet dağıtılacaktır. Terk ettikleri mallarından geriye kalanlar kendilerine verilecek, bu olmadığı takdirde bunların karşılığı para olarak ödenecektir. Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan Ermenilere ait taşınmaz malların sayımı yapılacak, bunların cinsleri ve kıymetleri, miktarları tespit edilecektir ve göçmenlere verilecektir. Göçmenlerin kullanamayacakları mallar, yani zeytinlik, dutluk, bağ, portakal bahçeleri, dükkan, han, fabrika ve depo gibi gelir getirecek taşınmaz mallar,artırma ile satılacak veya kiralanacak, bu gelirler uygun bir şekilde göçe zorlanan ilk sahiplerine verilecektir. İşte bu kanuna bile bakıldığında tehcir sırasında o dönemler büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Şimdi bazı emperyalist ülkelerin kalkıp, `Ermeni soykırımı yapılmıştır` demesi, büyük talihsizliktir 'açıklamasını yaptı.