Yazar İbrahim Güçlü, Özel Yetkili Savcıya Bilgi Verdi
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde, ''terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesine'' yönelik kurulan Alt Komisyonunca dinlenen Yazar İbrahim Güçlü, terör örgütü PKK'nın işlediği cinayetlere ilişkin Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun'a bilgi verdi.
Güçlü, Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, kendisinin ve Kemal Burkay'ın TBMM'de yaptıkları kapsamlı açıklama, sunumların yazılı ve görsel basında yapılan tartışmalardan sonra yeni bir aşamaya gelindiğini söyledi.
Bu yeni aşamada, Meclis Alt Komisyonunun inisiyatifiyle konunun hukuk alanlarına, savcıların soruşturmalarına bırakıldığını ifade eden Güçlü, Meclis'teki gelişmeler üzerine Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığının kendisine çağrı yaptığını, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun ile görüşeceğini ve savcıya görüşlerini kapsamlı bir şekilde yazılı ve sözlü sunacağını anlattı.
Güçlü, ölüm olaylarının, ''siyasi örgütlerin liderlerine, kadrolarına, üyelerine'', ''PKK bünyesinde muhalif olarak tanınanlara'', ''Kürt kanaat önderleri, yönetici ve egemen sınıfın temsilci kesimlerine'' yönelik gerçekleştirildiğini öne sürerek, ''Bu ölüm olayları 1976'dan günümüze kadar uzanarak 10 binlerle ifade edilen bir konuma geldi'' dedi.
Yazar Güçlü, Meclis'te yaptıkları açıklamaların ardından terör örgütü PKK'nın kendisi ve Kemal Burkay'a karşı saldırıya geçtiğine işaret ederek, şöyle konuştu:''Murat Karayılan'ın ağzından bana ve Kemal Burkay'a hakaretler ve tehditler yağdırdı. PKK ve taraftarlarının bu saldırıları, PKK'ya dair gerçeklerin gizlenmesi içindir. Talep edilen Hakikatleri Araştırma Komisyonu balonunun patlamış olması, alternatif bir Kürt hareketinin ve örgütlenmesinin ortaya çıkmasının engellenmesi çabasıdır. Anlaşılmaz olan düne kadar PKK'yı devletin projesi gören, Kürt ulusal hareketinin bastırılması için kurulmuş bir örgüt kabul eden, PKK'nın infazlarını dillendiren Şerafettin Elçi'nin açıklamalarıdır. Elçi, PKK'nın hain, itirafçı Kürtleri öldürdüğünü kabul ediyor. Bunu meşru görerek, suça ortak oluyor. Ama, PKK'nın öldürdüğü binlerce ve Öcalan'ın kendisinin 15 binden fazla olarak telafuz ettiği muhalifin öldürülmesini ret ve inkar ediyor.''İbrahim Güçlü, bu olaylar karşısında BDP'nin tavrına da değinerek, ''Olup bitenler karşısında BDP'nin sessizliği, kamuoyunda var olan BDP'nin PKK'nın iz sürücüsü olması düşüncesini perçinlemiş durumdadır. BDP, Kürt katliamına karşı çıkmadan ve bu gerçeği görmeden yoluna devam ederse, kendisi ile meşruiyet sorunundaki kuşku ve tartışmaları derinleştirmekten başka bir şey yapamaz. Kürtleri temsil iddiası da taşıyamaz'' diye konuştu.
Açıklamasının ardından Diyarbakır özel yetkili savcısı Osman Coşkun'la yaklaşık yarım saat görüşen Güçlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 35 sayfalık yazılı olarak bilgi verdiğini ve savcının incelemelerinin ardından önümüzdeki günlerde de istenirse diğer konular hakkında bilgi vereceğini söyledi.
Kaynak: AA
Bu yeni aşamada, Meclis Alt Komisyonunun inisiyatifiyle konunun hukuk alanlarına, savcıların soruşturmalarına bırakıldığını ifade eden Güçlü, Meclis'teki gelişmeler üzerine Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığının kendisine çağrı yaptığını, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun ile görüşeceğini ve savcıya görüşlerini kapsamlı bir şekilde yazılı ve sözlü sunacağını anlattı.
Güçlü, ölüm olaylarının, ''siyasi örgütlerin liderlerine, kadrolarına, üyelerine'', ''PKK bünyesinde muhalif olarak tanınanlara'', ''Kürt kanaat önderleri, yönetici ve egemen sınıfın temsilci kesimlerine'' yönelik gerçekleştirildiğini öne sürerek, ''Bu ölüm olayları 1976'dan günümüze kadar uzanarak 10 binlerle ifade edilen bir konuma geldi'' dedi.
Yazar Güçlü, Meclis'te yaptıkları açıklamaların ardından terör örgütü PKK'nın kendisi ve Kemal Burkay'a karşı saldırıya geçtiğine işaret ederek, şöyle konuştu:''Murat Karayılan'ın ağzından bana ve Kemal Burkay'a hakaretler ve tehditler yağdırdı. PKK ve taraftarlarının bu saldırıları, PKK'ya dair gerçeklerin gizlenmesi içindir. Talep edilen Hakikatleri Araştırma Komisyonu balonunun patlamış olması, alternatif bir Kürt hareketinin ve örgütlenmesinin ortaya çıkmasının engellenmesi çabasıdır. Anlaşılmaz olan düne kadar PKK'yı devletin projesi gören, Kürt ulusal hareketinin bastırılması için kurulmuş bir örgüt kabul eden, PKK'nın infazlarını dillendiren Şerafettin Elçi'nin açıklamalarıdır. Elçi, PKK'nın hain, itirafçı Kürtleri öldürdüğünü kabul ediyor. Bunu meşru görerek, suça ortak oluyor. Ama, PKK'nın öldürdüğü binlerce ve Öcalan'ın kendisinin 15 binden fazla olarak telafuz ettiği muhalifin öldürülmesini ret ve inkar ediyor.''İbrahim Güçlü, bu olaylar karşısında BDP'nin tavrına da değinerek, ''Olup bitenler karşısında BDP'nin sessizliği, kamuoyunda var olan BDP'nin PKK'nın iz sürücüsü olması düşüncesini perçinlemiş durumdadır. BDP, Kürt katliamına karşı çıkmadan ve bu gerçeği görmeden yoluna devam ederse, kendisi ile meşruiyet sorunundaki kuşku ve tartışmaları derinleştirmekten başka bir şey yapamaz. Kürtleri temsil iddiası da taşıyamaz'' diye konuştu.
Açıklamasının ardından Diyarbakır özel yetkili savcısı Osman Coşkun'la yaklaşık yarım saat görüşen Güçlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 35 sayfalık yazılı olarak bilgi verdiğini ve savcının incelemelerinin ardından önümüzdeki günlerde de istenirse diğer konular hakkında bilgi vereceğini söyledi.