CHP Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MİT Yasası'nda yapılacak değişiklikle MİT Müsteşarı'na Cumhurbaşkanı'nın üstünde yetkiler verileceğini savunarak, "Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamaz, tek istisnası vatana ihanettir.
Bu çete, vatana ihanet etse yine soruşturma konusu olmayacak. Cumhurbaşkanına sağlanan haklardan daha fazlasına sahip. Bunun altına kim imza atacak? ' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın kendisine yönelik, 'Bu konulara önem verse deve güreşine gitmezdi' eleştirisini cevapladı. Kılıçdaroğlu, 'Akılları fikirleri deveyi hamuduyla götürmek olanlar, devede kaldılar'' diye konuştu.
İzmir'de 6 belediyeyi ziyaret ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, görevden alınan CHP'li belediyelerin yanında olduğunu göstermek için bu ziyaretleri yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Spor Toto Süper Lig'de geçen hafta oynanan Orduspor-Antalyaspor maçı öncesinde Orduspor taraftarlarının, Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'nı stadyumda okuduklarını hatırlatarak Ordusporlular'a teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, 9 bin yüreğin, tek ağızdan Gençliğe hitabeyi haykırdığını dile getirerek, 'Ordulular, Gençliğe Hitabı okurken, '19Mayıs'ı, Erzurum, Sivas kongrelerini biliyoruz' dediler, o kongrede dile getirilenleri söylediler. İşbirlikçilere, mandacılara karşı tek yürek, aslanlar gibi durdular. Türkiye'nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin nasıl daha yepyeni ve diri olduğunu bütün Türkiye'ye tekrar gösterdiler. Bütün Orduluları şerefli alınlarından öpüyorum ' dedi.
Ordulular Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'nı okurken diğer tarafta bir utanca imza atıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, televizyonda taraftarların sesinin kesildiğini, hitabeye küfür muamelesi yapıldığını savundu. Kılıçdaroğlu, 'Bu yayın kuruluşunu kınıyorum. Yaptıkları doğru değil ' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi 'benden olanlar ve olmayanlar' şeklinde ikiye böldüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, şimdi de Erdoğan'ın, 'Benden yana devlet kurumları ile benim karşımda olan devlet kurumları' şeklinde devleti ikiye böldüğünü savundu. Erdoğan'ın, devletin bazı kurumlarını, kendi özel tetikçisi konumuna getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, devletin kurumlarının tetikçiliğe alıştırılması halinde yarın bu tetiklerin, namluların kime döndüğünün hesap edilemeyeceği uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, 'Onamlular yarın sana, vatandaşa, başka yöne dönecektir. Sen bunun farkında değilsin. Devletin kurumlarını, nasıl kendi tetikçi kurumunmuş gibi kullanabilirsin. Yargısıyla, güvenlik kurumlarıyla illegaliteye batmış, gayrimeşru hale gelmiş bir devleti uzun süre ayakta tutamazsın. Böyle bir yapılanma, Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılmış en büyük ihanettir ' değerlendirmesinde bulundu.
'DEVLET MEŞRU KURUMDUR, İLLEGAL ÖRGÜT DEĞİLDİR '
Bir hükümet üyesinin 'Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir' ifadesini kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, 'Bu bilgisiz, cahil arkadaşa şunu söylemek isterim. Devlet meşru kurumdur, illegal örgüt değildir. Devletin kurumları, devlette görevlendirilenler illegal yapının parçası olsun diyorsun. Bu Başbakan Yardımcısı, ishal-i kelamda (sürekli konuşma hali) bulunuyor. İlk kez, illegaliteyi bu kadar meşrulaştıran, itirafta bulunan bir hükümetle karşı karşıyayız. Başbakan Yardımcısına soruyorum.Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir diyorsun, suça bulaşmadan kabineye girmek mümkün mü? Değil. Çete mantığıyla bakarsan, senin Bakanlar Kurulu'na girmen için de suça bulaşman gerekiyor. Yoksa seni oraya niye alsınlar. Ülkeyi çete mantığıyla yönetirseniz, bu soruyu size sorarlar ' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, siyasi hayatının en büyük hatasını yapmak üzere olduğunu öne sürerek şunları kaydetti: 'Siz özel temsilcinizi savcıların elinden kurtarmak için özel yasa getirebilirsiniz. Bu özel yasa sağlıklı değildir. Devleti illegal konumuna getirecek bir yasadır. Bunu yaparsanız, büyük bir hukuksuzluğa imza atmış olursunuz. Özel bir görevi yerine getirmek için görevlendirilen kişilerin olduğunu biliyoruz. Bunları kurtarayım derken devleti gayrimeşru hale getiriyorsun. Bu sorumluluğa ortak olmaman gerekir. '
MİT Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliğe de değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler dendiğinde akla, Başbakan tarafından görevlendirilen bir çetenin gelmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: 'Bu, artık devletin çeteleşmesi, devletin içinde çetelerin varlığı demektir. Kim çeteleri atayacak? Başbakan. Erdoğan'a, Türkiye Cumhuriyeti'nde çete kurma yetkisi verilir mi? Bu hangi demokraside vardır? Bu çeteye, milletvekillerinin sahip oldukları dokunulmazlıklarından daha fazlası veriliyor. Veren kim, bir çete reisi. Bu çete hangi suçu işlerse haklarında bir şey yapılmayacak. Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamaz, tek istisnası vatana ihanettir. Bu çete, vatana ihanet etse yine soruşturma konusuolmayacak. Cumhurbaşkanına sağlanan haklardan daha fazlasına sahip. Bunun altına kim imza atacak? Parlamentoda hangi milletvekili elini kaldıracak. Bu vatan hainliği değil mi? Bu teklif çıkarsa, Başbakan çetesine, 'gidin cumhurbaşkanını öldürün' diyebilir. Bu mümkün mü, mümkün. Öyle şey olmaz. Biz hep öyle şeyler olmaz dedik ama nelerin olduğunu hep beraber gördük. Başbakan'a çete kurma yetkisi vereceksin, sonra insafına terk edeceksin. Bir insan, devletin güvencesi olabilir mi. Devletin, insanların,kurumların güvencesi hukuktur. 'Bu yetkileri verdik ama Başbakan yapmaz'. O zaman bu yetkileri vermeyelim. Hukukun üstünlüğü var, bunları reddedelim. Hukuk devletinde, demokrasilerde böyle saçmalıklar olmaz. 'Başbakan bu tür şeylere pek girmez' diyebilirsiniz. Girer efendim girer. İl başkanları toplantısında anamuhalefet liderine 'Kılıçdaroğlu, artık mercek altındasın, adım adım aldığın nefes bile bu ülkede takip ediliyor' diyor. Yarın çeteye talimat mı vereceksin? Çeteye, 'git şunları da imha et' midiyeceksin? Gereğini yapmak için bir eksiğin vardı, onu da sana veriyorlar. '
'TRAFİK IŞIKLARINDA KIRMIZI IŞIĞI KALDIRMAK KADAR APTALCA BİR TEKLİF '
Teklifin çok aptalca olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, 'Bu, trafik ışıklarında kırmızı ışığı kaldırmak kadar aptalca bir teklif ' dedi.
Böyle bir rezaletin TBMM'de nasıl tartışılacağını soran Kılıçdaroğlu, 'Korkunç bir şey. Hukuk, bu cinayetin sözcüsü olamaz. Bu bir hukuk cinayetidir. Bu teklifi kanunlaştırmak, bütün devleti ve sistemini illegal, gayrimeşru hale getirmek demektir. Türkiye, 89 yıl önce kuruldu, demokrasi, insan hakları gelişsin, kadın-erkek eşitliği sağlansın, bağımsızlığımız olsun, özgürlükler sağlansın diye mücadele ettik, hukuk katliamı olsun diye yapmadık bunları. Bu utanca, kimse el kaldırmamalı ' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini de dile getirdi. Başbakan Erdoğan'a, 'Bu özel yetkili mahkemelerin savcılarına, yargıçlarına güvenmiyorsan, bu sorunu çözmek için günah keçileri yaratarak devleti illegal yapıların içinde boğmayın. Gelin hep beraber özel yetkili mahkemeleri kaldıralım ' çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, buna destek vereceklerini söyledi. Özel yetkili mahkeme garabetinin tümüyle bitirilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bunların sıkıyönetim mahkemeleri olduğunu öne sürdü. Devletin savcısının, MİT Müsteşarı ve MİT görevlileri aleyhinde ciddi suç delilleri olduğunu söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak bu savcının ve savcıya bu deliller getiren polislerin görevden alındığını anlattı. Yerine gelen Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin de soruşturmanın doğru olduğunu ve ciddi delillere dayandığını söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, 'Onları görevden aldın ama biz bunu sürdüreceğiz' mesajı verdiklerini ifade etti. Suçlanan kişininTürkiye Cumhuriyeti'nin en stratejik kurumlarından birinin başkanı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu kişini devletin tüm sırlarına sahip olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, 'Anlaşılıyor ki Başbakan, olayın kendisine ulaşmasından korkuyor. O gitmeyecek, kendisi paçayı kurtaracak ' dedi.
Grup konuşmasında içtüzük değişiklik teklifinin görüşmeleri sırasında yaşanan kavgayı da değerlendiren Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in tutumuna tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, 'Ondan beklenen, parti ayrımı gözetmeksizin demokrasiyi savunmaktı ' dedi.
Kavga sırasında CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın parmağının kırıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, 'Bu utanç onlara yeter. Kürsünün hakkı ve demokrasi korunmuştur. Milletin kürsüsünden milletin vekillerinin özgürce konuşması sağlanmıştır ' dedi.
Kaynak: İHA
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis'teki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın kendisine yönelik, 'Bu konulara önem verse deve güreşine gitmezdi' eleştirisini cevapladı. Kılıçdaroğlu, 'Akılları fikirleri deveyi hamuduyla götürmek olanlar, devede kaldılar'' diye konuştu.
İzmir'de 6 belediyeyi ziyaret ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, görevden alınan CHP'li belediyelerin yanında olduğunu göstermek için bu ziyaretleri yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Spor Toto Süper Lig'de geçen hafta oynanan Orduspor-Antalyaspor maçı öncesinde Orduspor taraftarlarının, Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'nı stadyumda okuduklarını hatırlatarak Ordusporlular'a teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, 9 bin yüreğin, tek ağızdan Gençliğe hitabeyi haykırdığını dile getirerek, 'Ordulular, Gençliğe Hitabı okurken, '19Mayıs'ı, Erzurum, Sivas kongrelerini biliyoruz' dediler, o kongrede dile getirilenleri söylediler. İşbirlikçilere, mandacılara karşı tek yürek, aslanlar gibi durdular. Türkiye'nin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin nasıl daha yepyeni ve diri olduğunu bütün Türkiye'ye tekrar gösterdiler. Bütün Orduluları şerefli alınlarından öpüyorum ' dedi.
Ordulular Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'nı okurken diğer tarafta bir utanca imza atıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, televizyonda taraftarların sesinin kesildiğini, hitabeye küfür muamelesi yapıldığını savundu. Kılıçdaroğlu, 'Bu yayın kuruluşunu kınıyorum. Yaptıkları doğru değil ' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi 'benden olanlar ve olmayanlar' şeklinde ikiye böldüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, şimdi de Erdoğan'ın, 'Benden yana devlet kurumları ile benim karşımda olan devlet kurumları' şeklinde devleti ikiye böldüğünü savundu. Erdoğan'ın, devletin bazı kurumlarını, kendi özel tetikçisi konumuna getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, devletin kurumlarının tetikçiliğe alıştırılması halinde yarın bu tetiklerin, namluların kime döndüğünün hesap edilemeyeceği uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, 'Onamlular yarın sana, vatandaşa, başka yöne dönecektir. Sen bunun farkında değilsin. Devletin kurumlarını, nasıl kendi tetikçi kurumunmuş gibi kullanabilirsin. Yargısıyla, güvenlik kurumlarıyla illegaliteye batmış, gayrimeşru hale gelmiş bir devleti uzun süre ayakta tutamazsın. Böyle bir yapılanma, Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılmış en büyük ihanettir ' değerlendirmesinde bulundu.
'DEVLET MEŞRU KURUMDUR, İLLEGAL ÖRGÜT DEĞİLDİR '
Bir hükümet üyesinin 'Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir' ifadesini kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, 'Bu bilgisiz, cahil arkadaşa şunu söylemek isterim. Devlet meşru kurumdur, illegal örgüt değildir. Devletin kurumları, devlette görevlendirilenler illegal yapının parçası olsun diyorsun. Bu Başbakan Yardımcısı, ishal-i kelamda (sürekli konuşma hali) bulunuyor. İlk kez, illegaliteyi bu kadar meşrulaştıran, itirafta bulunan bir hükümetle karşı karşıyayız. Başbakan Yardımcısına soruyorum.Suça bulaşmadan örgüte sızmak mümkün değildir diyorsun, suça bulaşmadan kabineye girmek mümkün mü? Değil. Çete mantığıyla bakarsan, senin Bakanlar Kurulu'na girmen için de suça bulaşman gerekiyor. Yoksa seni oraya niye alsınlar. Ülkeyi çete mantığıyla yönetirseniz, bu soruyu size sorarlar ' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, siyasi hayatının en büyük hatasını yapmak üzere olduğunu öne sürerek şunları kaydetti: 'Siz özel temsilcinizi savcıların elinden kurtarmak için özel yasa getirebilirsiniz. Bu özel yasa sağlıklı değildir. Devleti illegal konumuna getirecek bir yasadır. Bunu yaparsanız, büyük bir hukuksuzluğa imza atmış olursunuz. Özel bir görevi yerine getirmek için görevlendirilen kişilerin olduğunu biliyoruz. Bunları kurtarayım derken devleti gayrimeşru hale getiriyorsun. Bu sorumluluğa ortak olmaman gerekir. '
MİT Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliğe de değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler dendiğinde akla, Başbakan tarafından görevlendirilen bir çetenin gelmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: 'Bu, artık devletin çeteleşmesi, devletin içinde çetelerin varlığı demektir. Kim çeteleri atayacak? Başbakan. Erdoğan'a, Türkiye Cumhuriyeti'nde çete kurma yetkisi verilir mi? Bu hangi demokraside vardır? Bu çeteye, milletvekillerinin sahip oldukları dokunulmazlıklarından daha fazlası veriliyor. Veren kim, bir çete reisi. Bu çete hangi suçu işlerse haklarında bir şey yapılmayacak. Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamaz, tek istisnası vatana ihanettir. Bu çete, vatana ihanet etse yine soruşturma konusuolmayacak. Cumhurbaşkanına sağlanan haklardan daha fazlasına sahip. Bunun altına kim imza atacak? Parlamentoda hangi milletvekili elini kaldıracak. Bu vatan hainliği değil mi? Bu teklif çıkarsa, Başbakan çetesine, 'gidin cumhurbaşkanını öldürün' diyebilir. Bu mümkün mü, mümkün. Öyle şey olmaz. Biz hep öyle şeyler olmaz dedik ama nelerin olduğunu hep beraber gördük. Başbakan'a çete kurma yetkisi vereceksin, sonra insafına terk edeceksin. Bir insan, devletin güvencesi olabilir mi. Devletin, insanların,kurumların güvencesi hukuktur. 'Bu yetkileri verdik ama Başbakan yapmaz'. O zaman bu yetkileri vermeyelim. Hukukun üstünlüğü var, bunları reddedelim. Hukuk devletinde, demokrasilerde böyle saçmalıklar olmaz. 'Başbakan bu tür şeylere pek girmez' diyebilirsiniz. Girer efendim girer. İl başkanları toplantısında anamuhalefet liderine 'Kılıçdaroğlu, artık mercek altındasın, adım adım aldığın nefes bile bu ülkede takip ediliyor' diyor. Yarın çeteye talimat mı vereceksin? Çeteye, 'git şunları da imha et' midiyeceksin? Gereğini yapmak için bir eksiğin vardı, onu da sana veriyorlar. '
'TRAFİK IŞIKLARINDA KIRMIZI IŞIĞI KALDIRMAK KADAR APTALCA BİR TEKLİF '
Teklifin çok aptalca olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, 'Bu, trafik ışıklarında kırmızı ışığı kaldırmak kadar aptalca bir teklif ' dedi.
Böyle bir rezaletin TBMM'de nasıl tartışılacağını soran Kılıçdaroğlu, 'Korkunç bir şey. Hukuk, bu cinayetin sözcüsü olamaz. Bu bir hukuk cinayetidir. Bu teklifi kanunlaştırmak, bütün devleti ve sistemini illegal, gayrimeşru hale getirmek demektir. Türkiye, 89 yıl önce kuruldu, demokrasi, insan hakları gelişsin, kadın-erkek eşitliği sağlansın, bağımsızlığımız olsun, özgürlükler sağlansın diye mücadele ettik, hukuk katliamı olsun diye yapmadık bunları. Bu utanca, kimse el kaldırmamalı ' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini de dile getirdi. Başbakan Erdoğan'a, 'Bu özel yetkili mahkemelerin savcılarına, yargıçlarına güvenmiyorsan, bu sorunu çözmek için günah keçileri yaratarak devleti illegal yapıların içinde boğmayın. Gelin hep beraber özel yetkili mahkemeleri kaldıralım ' çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, buna destek vereceklerini söyledi. Özel yetkili mahkeme garabetinin tümüyle bitirilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bunların sıkıyönetim mahkemeleri olduğunu öne sürdü. Devletin savcısının, MİT Müsteşarı ve MİT görevlileri aleyhinde ciddi suç delilleri olduğunu söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak bu savcının ve savcıya bu deliller getiren polislerin görevden alındığını anlattı. Yerine gelen Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin de soruşturmanın doğru olduğunu ve ciddi delillere dayandığını söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, 'Onları görevden aldın ama biz bunu sürdüreceğiz' mesajı verdiklerini ifade etti. Suçlanan kişininTürkiye Cumhuriyeti'nin en stratejik kurumlarından birinin başkanı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu kişini devletin tüm sırlarına sahip olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, 'Anlaşılıyor ki Başbakan, olayın kendisine ulaşmasından korkuyor. O gitmeyecek, kendisi paçayı kurtaracak ' dedi.
Grup konuşmasında içtüzük değişiklik teklifinin görüşmeleri sırasında yaşanan kavgayı da değerlendiren Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in tutumuna tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, 'Ondan beklenen, parti ayrımı gözetmeksizin demokrasiyi savunmaktı ' dedi.
Kavga sırasında CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın parmağının kırıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, 'Bu utanç onlara yeter. Kürsünün hakkı ve demokrasi korunmuştur. Milletin kürsüsünden milletin vekillerinin özgürce konuşması sağlanmıştır ' dedi.