MİT'in Kara Kutusu Konuştu

MiT'in istihbarat dünyasındaki parlak ismi TAKViM'e konuştu: Artık PKK'nın ipini tutamayanlar ellerinde ne varsa ortaya döksün. Unutmayın, son sözü biz söyleriz. Bizde dayak cennetten çıkmadır...

MİT'in Kara Kutusu Konuştu
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner, yardımcısı Afet Güneş ve iki müdür ile Savcı Sadrettin Sarıkaya son haftaya damga vurdu. Herkes YORUMUNU yaptı. Kimi de TARAFINI seçti. Durum ortada. Kimin kime çalıştığı, kimden EMİR aldığı çok GİZLİ değil...
Sadece İYİ bakmak yeterli... Ayrıca ERGENEKON'a dikkat deyip elmalarla armutları bir sepete doldurmak da yeni moda.
Ama YENİ ANKARA bunları görüyor ve gereğini yapıyor.
Neyse... MİT'çilere ŞÜPHELİ OLARAK İFADE daveti yapıldıktan bu yana daha önce bir kez bir araya geldiğim bir dosta ulaşmaya çalışıyordum. Telefon, mail, ulak hatta güvercinle bile haber gönderdim. Ama sonuç alamadım. Dün pazarın getirdiği bıkkınlıkla gazeteye geçerken SÜRPRİZ bir şekilde ' Görüşelim ' mesajı aldım. Her işi bırakıp koştum. MİT'in istihbarat dünyasındaki EN PARLAK ismi karşımdaydı. Çok değişmişti. Sakin, kararlı, zeki ve sıradan görünümlü olan DOST bir de gözlük kullanmaya başlamıştı. Tıpkı KÖSTEBEK'teki Gary Oldman gibi...

NELER OLUYOR?
Her zamanki etrafı KOLAÇAN eden adam figürü yine karşımdaydı. Karşısındakinin RAHATSIZ olduğunu düşünmeden seken yapraklara bile dikkatlice bakıyordu. Ürpertici derecede dikkatliydi. Soluk bir takımın altına PARLAK bir ayakkabı giyiyordu. ' Düşman ayağa bakar ' der gibi...
Çayını karıştırırken ilk soruyu sıkıştırdım: Neler oluyor?
İki parmağının arasında tuttuğu çay kaşığının nemini almaya çalışırken cevap verdi: İsterseniz soru-cevap yapmayalım.
Beni dinleyin eksik kalan bir yer olursa tamamlayalım... Her şarta RAZI olduğum için problem yoktu benim için... Sorun çıkarmaya meraklı olmadığımı gösterdikten sonra ellerimi iki yana açarak ' Nasıl isterseniz ' dedim...
Bu andan itibaren KISIK SES masaya hakim oldu.
İşte İÇERİDEN BİRİNİN ANLATTIKLARI: Hakan Fidan göreve başladıktan sonra belki de daha sonra yapılması gereken bir işe soyundu. Eski yapıyı dağıtmaya başladı. Eski yapı dediğim HÜCRELENMİŞ gruplar...
Kendisinden önce teşkilatta oluşmuş bir HAFIZA zaten vardı.
Hakan Bey, bunu hızlandırdı. KCK ve PKK'nın içeriden biteceğini biliyordu. Bu yolda çok önemli işler yapıldı. Daha önce gidilemediği kadar yol gidildi.
Mesela KCK'yı tamamen kontrol altına aldı. MİT örgüt üzerinde ilk kez TEK SÖZ SAHİBİ konumuna geldi. İşte bütün KIYAMET bundan sonra koptu...

'BASININ BİR KOLU...'
YABANCI İSTİHBARAT servisleri bunu kabullenemedi. Tek ' yetkili ' Türkiye'yi sakıncalı gördüler. MİT'e çalışanları deşifre etmeye başladılar.
Hemen araya girip ' Kim bu istihbarat servisleri diye sormam lazım ' dedim anlaşmayı bozarak. ' Geçtiğimiz gün yazdınız. İsrail ve diğerleri desek yeter. Zaten sohbetin sonunda büyük fotoğraf ortaya çıkacak ' cevabını verdi...
Önündeki çaydan bir yudum aldıktan sonra devam etti:
Karşı masa ayaklarının altındaki halının kaydığını görünce REZERVASYONA başladı. Yani belge-bilgi sızdırmaya.. Bu devam edecek. Çünkü ÖRGÜTTE kullandıkları adamları BİZ KAZANDIK, ya da etkisizleştirdik. Artık geri dönüşü olmayan bir yoldayız. Herkes buna hazırlıklı. Sızdırılan bu belgelerin bir şekilde SAVCILARA ulaşması sağlandı.
Onlar da gereğini yaptı. Eski masanın KÖHNEMİŞ tüm birimleri, uyuyan tüm hücreleri TEK TEK çökertilecek.. Bu değişiklik olduğu sürece SAVAŞ kaçınılmaz olarak önümüze gelecek.
Türkiye'nin önünü kesmeye çalışanlar MİT'e karşı bilgi sızdırıyor. Basının bir kolu da bu hataya bilerek ya da bilmeyerek düşüyor.
Samimi olmak gerekirse Fidan ve teşkilat böyle bir İFŞAAT beklemiyordu.
Çünkü her istihbaratın kendi ARŞİVİ vardır. MİT bu sızmalara karşı elindekileri kullansa yer yerinden oynar.
Birçok adam sokağa çıkamaz.
Gözden kaçırılmaması gereken asıl nokta şu: Ya Türkiye, KCK ve PKK'nın oyuncağı olacak ya da bu örgütler ANKARA'ya bağlanacak. Büyük devletler bunları kendilerine bağlar. Daha rahat yönetsinler diye...
Karşımızda hem yeni MİT'ten hem Yeni Türkiye'den rahatsız olan güçler var. Bu nedenle ' Yeter ki Fidan gitsin ' çığlığı atıyorlar. Çatışmanın merkezi TÜRKİYE değil.
Bunu unutmayın. Çünkü DÜNYAYA AÇILAN Türk istihbaratı müttefikler dahil çok kimseyi ürküttü.
Tek amaçları bu GENLEŞMEYİ durdurmak.
Biz yıllardır kendi vatandaşımızla ilgili bilgi toplardık. Artık BİRİNCİ
DERECEDE önemli olan KÜRESEL oyuncu olmak.
Teşkilatın felsefesi değişti.
Bu bazıları için büyük problem. ' Genleşme bizim anladığımız anlamda mı? ' diye ikinci kez araya girdim...

İŞTE YENİ ANKARA
' Bakın eğer MİT sadece sınırlar içinde kalıp KCK ve PKK gibi sorunlarla uğraşırsa sorun yok. Bütün bu fırtına bir anda biter.
Ama her şey yeni başladı. Türkiye dünyanın en şanslı ve güçlü ülkelerinden biri. Dünyada Türkiye kadar çok ve ucuza ADAM çalıştıracak bir başka ülke yok. ABD'den Japonya'ya, Çin'den Makedonya'ya kadar binlerce insan GÖNÜLDEN BAĞLI oldukları TÜRKİYE'ye hizmet veriyor. Bu muhteşem bir NETWORK. Bunu bizden başka kimse yapamaz. Bunu Batılı bir ülke yapmaya kalksa MİLYARLARCA DOLARI gözden çıkarmak zoruda kalır. Afrika'da, Orta Asya'da, Balkanlar'da, Amerika'da ve Avrupa'da çok güçlendik. Ve bu sayı her geçen gün artıyor. Balkanlar'da binlerce genç sırada. BÜYÜK TÜRKİYE'ye gönül veren insan sayısını inanın bilmiyorsunuz.
Bütün bunlar alt alta geldiğinde MİT ve FİDAN'ın neden hedef olduğu gayet iyi anlaşılır..
Yıllardır AVRUPA'da Kürtler'i ve PKK'yı takip ettik. Ancak hep MARJİNAL kaldık. İçlerine nüfuz edemedik. Ticari alanlara kayıp örgütü avucumuza alamadık.
Zaten dünyanın her ülkesinde TÜRK İSTİHBARATININ sadece bilgi-takip edinme izni vardı. O bilgileri ANALİZ edip OPERASYON yapmak ve ZARARLI OLUŞUMLARI ÇÖKERTMEK yoktu. Artık bu değişti. Sorun neredeyse BİZ oradayız.
Artık DIŞARIDA bizi tehdit eden güçleri takip edip, operasyon yapmakla kalmıyoruz. Canımızı yakanlara DESTEK verenlerin CANINI yakıyoruz. Gazetelere yansımayan çok önemli işlere imza atılıyor.
Mesela siz yazdınız. NEONAZİ katilleri MİT ortaya çıkardı. Yani her TÜRK'ün hakkını korumaya kararlıyız. İçeride dışarıda fark etmez. Türkiye'yi karıştıran güç kim olursa olsun bedelini öder.
İşte Yeni Ankara bu...
Daha fazla konuşmak istemediği belli olan misafirime büyük bir umutla ' Bundan sonra ne bekliyorsunuz? Yeni kasetler gelecek mi? ' sorularını nefes almadan sıraladım.
Cevap çok hoşuma gitmedi desem yalan olur: ' Kim elinde ne varsa ortaya döksün.
Unutmayın son sözü biz söyleriz. Bunu HAMASET falan da saymayın. Hem onların hem kendimizin ne yapabileceğini biliyoruz. Hodri meydan! Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da TOKAT yiyenler akıllanmadıysa biz ne yapalım. Bizde DAYAK cennetten çıkmadır...
İzin verirseniz son söz olarak şunu söylemek isterim: Aklınıza gelmeyen noktalarda biz varız. Çarpıtma haber yapan İSRAİL basını ESAD'ın kardeşinin TÜRKLER için neler söylediğini neden haber yapmıyor? Mahir Esad birçok istihbarat servisiyle iç içe...
Bir MANŞET bizim söyleyemediklerimizi anlatmaya yeter de artar bile... '