Akbank Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota'nın Açıklaması
Ümit Çevik - Akbank Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota, tahvil-bono faizlerinin aşağı gelmesindeki en önemli etkenin yabancı yatırımcıların yüklü alımları olduğunu belirtti.
Kerim Rota, tahvil-bono piyasasında yaşanan son gelişmeleri ve önümüzdeki sürece ilişkin beklentilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Tahvil-bono faizlerinin aşağı gelmesindeki en önemli etkenin yabancı yatırımcıların yüklü alımları olduğunu vurgulayan Rota, ''Yerli bankalar ise bu süreçte daha çok portföylerini küçültmeyerek hızlı düşüşe dolaylı bir destek vermiş oldular'' dedi.
Özellikle Fitch'in not artışından sonra yabancı yatırımcıların alımlarının arttığını dile getiren Rota, ''Tabii ki faizlerin düşmesini genel olarak olumlu değerlendiriyorum. Ancak tahvil ve bono faizlerindeki bu hızlı düşüşe bankaların en temel borçlanma kalemi olan mevduat aynı hızla karşılık vermedi. Artık bu seviyelerden sonraki düşüşlerin ancak mevduat seviyelerindeki düşüşlerin de hızlanmasıyla söz konusu olabileceğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Rota, Merkez Bankası'nın değerli TL'nin önüne geçmek için net bir şekilde faiz indirimine devam sinyali vermesinin ilerleyen dönemde Hazine ihalelerine, borçlanma politikalarına ve tahvil-bono piyasası üzerinde nasıl etkileri olacağı sorusuna ise şu cevabı verdi:
''Merkez Bankası'nın bu sinyalini TL'deki anlık gelişmelere anlık verilecek tepkiler olarak görmemek lazım. Şu anda MB'nin bu anlamda bir tepki vermesi noktasına uzağız. 'TL o seviyeye gelse dahi MB ancak bu durumun kalıcı olduğunu gördüğü zaman tepki verecektir' diye düşünüyorum. Ama tabii ki önümüzdeki dönemde MB'nin genel olarak gevşek para politikası izlemeye devam edeceğini çok daha rahat bir şekilde söyleyebiliriz.
Bunun da elbette tahvil ve bono piyasası üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Ancak önümüzdeki sene başından itibaren Hazine'nin yüklü itfaları olacağını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Toplamda her iki yönden gelen bu etkilerin dengeleyici rolleri olacağını düşünüyorum.''
-Faizlerdeki olumlu görünümü destekleyen unsurlar-
Faizlerdeki olumlu görünümü destekleyen unsurlara ilişkin ise Rota, ''MB'nin gevşek para politikası uygulaması, Fitch'in not artışı ve diğer derecelendirme kuruluşlarından da benzer bir artışın geleceği beklentisinin genel olarak artmış olması, ayrıca dünyadaki genel düşük faiz ortamı ve dünya merkez bankalarının yakın gelecekte gevşek para politikaları uygulayacağının piyasa tarafından biliniyor olması gibi unsurların tamamını faizlerdeki kuvvetli duruşun sebepleri olarak görebiliriz'' değerlendirmesini yaptı.
Hazine'nin 2013 yılı borçlanma programına da değinen Rota, ''Nasıl ki bu kadar düşük faiz ortamı hem Hazine hem de bankalar için ilk defa yaşanan bir deneyim ise, 2013 yılındaki yüklü itfa programı da bir süredir yaşamadığımız bir deneyim olarak karşımıza çıkacak'' dedi.
Son iki senedir Hazine'nin devamlı düşük borçlandığını, itfa programlarının piyasa talebini çoğu zaman karşılamadığı bir dönemin geride bırakıldığını ifade eden Rota, ''2013 yılında daha yüklü bir itfa takvimiyle karşı karşıya olacağız. Bunun etkilerini yaşayarak göreceğiz, ama tabii ki miktarın artıyor olması, sonuç olarak farklı bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki dönemde kuvvetli faiz ortamının devam edeceğini düşünüyorum, ancak itfa takviminin yüksek olması da, o zaman iç ve dış koşullara bağlı olarak yatırımcılar için bazı avantajlar yaratabilir'' öngörüsünde bulundu.
-Yabancı fonların uzun vadeli gelmesi için neler yapılmalı-
Rota, Fitch'in kararının ardından ülkeye gelecek fonların kısa değil uzun vadeli olması için hangi adımların atılması gerektiğine ilişkin soruya da, ''Bunun en hızlı cevabı şimdiye kadar neler yapıldıysa ona devam etmek olacak. Sıkı maliye politikası, borç yükünün milli gelire oranının azaltılması, finansal istikrara öncelik verilmesi, yabancı yatırımcılar için yatırım koşullarının iyileştirilmesi, bütçe açığı, cari açık gibi makro dengelere önem verilmesi gibi unsurlar Türkiye'nin kredi notunu daha da yukarı taşıyacak ve yatırımların da daha uzun vadeli olmasının önünü açacak'' karşılığını verdi.
Rota, bankaların ve şirketlerin borçlanmalarını tahvil ve bono ile yapmasını, sendikasyon kredilerini yenileyebilmelerini, Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik şartlar açısından da değerlendirdi.
Bir süredir özelde Avrupa'nın, genelde ise gelişmiş ülke ekonomilerinin bir çoğunun içerisinde bulunduğu durumun, Türk bankalarının ve özel sektör şirketlerinin çok daha pozitif koşullarda ve daha büyük miktarlarda borçlanabilmelerinin önünü açtığını söyleyen Rota, ''Gelişmiş ülkelerde yaşanan problemlere yönelik bu ülkelerin merkez bankalarının uyguladığı bol ve düşük faizli likidite politikalarının, ülkemizin borçlanma kapasitesine de olumlu etkisi oldu. Önümüzdeki yılda da bu ortamın devam edeceğini düşünüyorum'' görüşünü paylaştı.
Yayıncı: Zekeriya Gülün
Kaynak: AA
Tahvil-bono faizlerinin aşağı gelmesindeki en önemli etkenin yabancı yatırımcıların yüklü alımları olduğunu vurgulayan Rota, ''Yerli bankalar ise bu süreçte daha çok portföylerini küçültmeyerek hızlı düşüşe dolaylı bir destek vermiş oldular'' dedi.
Özellikle Fitch'in not artışından sonra yabancı yatırımcıların alımlarının arttığını dile getiren Rota, ''Tabii ki faizlerin düşmesini genel olarak olumlu değerlendiriyorum. Ancak tahvil ve bono faizlerindeki bu hızlı düşüşe bankaların en temel borçlanma kalemi olan mevduat aynı hızla karşılık vermedi. Artık bu seviyelerden sonraki düşüşlerin ancak mevduat seviyelerindeki düşüşlerin de hızlanmasıyla söz konusu olabileceğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Rota, Merkez Bankası'nın değerli TL'nin önüne geçmek için net bir şekilde faiz indirimine devam sinyali vermesinin ilerleyen dönemde Hazine ihalelerine, borçlanma politikalarına ve tahvil-bono piyasası üzerinde nasıl etkileri olacağı sorusuna ise şu cevabı verdi:
''Merkez Bankası'nın bu sinyalini TL'deki anlık gelişmelere anlık verilecek tepkiler olarak görmemek lazım. Şu anda MB'nin bu anlamda bir tepki vermesi noktasına uzağız. 'TL o seviyeye gelse dahi MB ancak bu durumun kalıcı olduğunu gördüğü zaman tepki verecektir' diye düşünüyorum. Ama tabii ki önümüzdeki dönemde MB'nin genel olarak gevşek para politikası izlemeye devam edeceğini çok daha rahat bir şekilde söyleyebiliriz.
Bunun da elbette tahvil ve bono piyasası üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Ancak önümüzdeki sene başından itibaren Hazine'nin yüklü itfaları olacağını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Toplamda her iki yönden gelen bu etkilerin dengeleyici rolleri olacağını düşünüyorum.''
-Faizlerdeki olumlu görünümü destekleyen unsurlar-
Faizlerdeki olumlu görünümü destekleyen unsurlara ilişkin ise Rota, ''MB'nin gevşek para politikası uygulaması, Fitch'in not artışı ve diğer derecelendirme kuruluşlarından da benzer bir artışın geleceği beklentisinin genel olarak artmış olması, ayrıca dünyadaki genel düşük faiz ortamı ve dünya merkez bankalarının yakın gelecekte gevşek para politikaları uygulayacağının piyasa tarafından biliniyor olması gibi unsurların tamamını faizlerdeki kuvvetli duruşun sebepleri olarak görebiliriz'' değerlendirmesini yaptı.
Hazine'nin 2013 yılı borçlanma programına da değinen Rota, ''Nasıl ki bu kadar düşük faiz ortamı hem Hazine hem de bankalar için ilk defa yaşanan bir deneyim ise, 2013 yılındaki yüklü itfa programı da bir süredir yaşamadığımız bir deneyim olarak karşımıza çıkacak'' dedi.
Son iki senedir Hazine'nin devamlı düşük borçlandığını, itfa programlarının piyasa talebini çoğu zaman karşılamadığı bir dönemin geride bırakıldığını ifade eden Rota, ''2013 yılında daha yüklü bir itfa takvimiyle karşı karşıya olacağız. Bunun etkilerini yaşayarak göreceğiz, ama tabii ki miktarın artıyor olması, sonuç olarak farklı bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki dönemde kuvvetli faiz ortamının devam edeceğini düşünüyorum, ancak itfa takviminin yüksek olması da, o zaman iç ve dış koşullara bağlı olarak yatırımcılar için bazı avantajlar yaratabilir'' öngörüsünde bulundu.
-Yabancı fonların uzun vadeli gelmesi için neler yapılmalı-
Rota, Fitch'in kararının ardından ülkeye gelecek fonların kısa değil uzun vadeli olması için hangi adımların atılması gerektiğine ilişkin soruya da, ''Bunun en hızlı cevabı şimdiye kadar neler yapıldıysa ona devam etmek olacak. Sıkı maliye politikası, borç yükünün milli gelire oranının azaltılması, finansal istikrara öncelik verilmesi, yabancı yatırımcılar için yatırım koşullarının iyileştirilmesi, bütçe açığı, cari açık gibi makro dengelere önem verilmesi gibi unsurlar Türkiye'nin kredi notunu daha da yukarı taşıyacak ve yatırımların da daha uzun vadeli olmasının önünü açacak'' karşılığını verdi.
Rota, bankaların ve şirketlerin borçlanmalarını tahvil ve bono ile yapmasını, sendikasyon kredilerini yenileyebilmelerini, Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik şartlar açısından da değerlendirdi.
Bir süredir özelde Avrupa'nın, genelde ise gelişmiş ülke ekonomilerinin bir çoğunun içerisinde bulunduğu durumun, Türk bankalarının ve özel sektör şirketlerinin çok daha pozitif koşullarda ve daha büyük miktarlarda borçlanabilmelerinin önünü açtığını söyleyen Rota, ''Gelişmiş ülkelerde yaşanan problemlere yönelik bu ülkelerin merkez bankalarının uyguladığı bol ve düşük faizli likidite politikalarının, ülkemizin borçlanma kapasitesine de olumlu etkisi oldu. Önümüzdeki yılda da bu ortamın devam edeceğini düşünüyorum'' görüşünü paylaştı.
Yayıncı: Zekeriya Gülün
