'et ve Tırnak Gibiyiz, Kirli Oyunlara Alet Olmamalıyız'
Son yıllarda bölgede oynanan kirli oyunlara karşı vatandaşları sağduyuya çağıran Mardin’deki sivil toplum örgütleri, bölgede yaşayan vatandaşları birlik ve beraber içinde hareket etmeye davet etti.
Konu ile ilgili açıklama yapan Mardin İş Adamları Derneği (MARİAD) Başkanı M. Ali Babaoğlu, bu topraklarda kardeşçe yaşamak için herhangi bir engel olmadığını belirterek, yüz yıllardır Kürdü, Arabı ve Türkü ile birlikte yaşadıklarını söyledi.
Bu topraklar üzerinde her zaman kirli emelli olan insanlar bulunduğunu belirten Babaoğlu, "Karanlık güçlerin kurduğu kirli tezgâh neticesinde problem olduğu gözüküyor. İşin özüne inildiğinde, halkın arasına girildiğinde öyle bir problem gözükmüyor. Burada insanlar et ve tırnak gibi birbiri ile kaynaşmıştır. Birbirine kız alıp vermişler. Kendi aralarında öyle bir ırkçılık da yaşanmıyor. Bu topraklarda insanlar binlerce yıldır kardeşçe yaşamıştır.” dediKaranlık güçlerin amaçlarının çok net olarak bilinmediğine dikkat çeken Babaoğlu şöyle konuştu: "Ama şu bir gerçek ki, Ortadoğu’da ve bu bölgede üzerinde çok kirli oyunlar oynanıyor. Maalesef burada birtakım insanları kandırıp bu oyunlara alet ediyorlar. Bu bölge yer altı zenginliklere sahip topraklardır. Fakat eğer bu topraklar üzerinde yaşayan halklar kenetlenip kardeşçe davranabilirlerse, bu oyunlara gelmezse bu oyunlar olmaz. Bu kirli oyunlara karşı insanlarımızın tavrı çok önemlidir. Devletin bölgeye çok ciddi manada yatırım yapılması gerekir. İş adamları olarak üzerimize düşen görev varsa yapmaya hazırız. Bu bölgenin iki temel sorunu var. Bunlar cehalet ve işsizliktir. Bu sorunu çözmemiz gerekir. Bu oyunlara alet olmayacağız. Birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Bu tip oyunlara asla gelmeyeceğiz.” "ACİLEN MANEVİ DUYGULAR GÜÇLENDİRİLMELİ"Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül ise bölgede yaşanan olayların bölge halkının birlik ve berberliğini bozmaya yönelik olduğunu söyledi.
Akgül, "Kesinlikle bu oyunlara düşmememiz gerekir. Bizim acil olarak manevi duygularımız güçlendirmemiz gerekir. Cumhuriyet döneminde laikliğe hapsedilmiş bir toplum var. Ve bunun en büyük etkisini bölgemizde görüyoruz. Bizim Anadolu’da Malazgirt’te bizi biz yapan fetihleri sağlayan kardeşlik ve huzur sağlayan duyguları yaşamamız lazım. Türkü, Arabı, Kürdü ile bu konuda uyanık olmamız lazım. Geçmişte huzur ve barış içinde yaşadığımız ortamı yeniden tesis etmemiz gerekir.”Anadolu topraklarının uzun yıllardan beri değişik kavimleri ve halkları bir arada barındırdığını hatırlatan MUSİAD Mardin İl Başkanı M. Ali Dündar, bölgenin asırlardan beri barış ve kardeşlik duygusu içinde yaşadığına dikkat çekti. Dündar, sözlerine şöyle devam etti: "Güneydoğu’nun tarihten beri süre gelen barış ortamını bozmak için her türlü oyunlar tezgâhlanıyor. Bu bölgede birlikteliğin devam etmesi ve yaşatılmasında çok büyük engel görülmemektedir. Ancak bölgemizde ve ülkemizde yaşanan bu sıkıntıların temelinde insani hakların ihmal edilmesi olduğunu düşünüyoruz. Eğer Türkiye’de bütün azınlıkların ve bütün halkların ve temel insani hakları tanınmış olsaydı son 30 yıldır içine girdiğimiz girdaba girmez ve bu kadar canımıza ve malımıza mal olacak olayları yaşamazdık. Bundan kurtulmak için de temel prensibimizin herkesin eşit haklara sahip olduğu demokratik ve katılımcı bir ülkenin inşa edilmesidir. Bu da Kürt sorununa olan yaklaşımın pozitif olarak devam etmesidir. Bizim beklentimiz burada Kürtlerin temel insani hakları tanınmalıdır. Bu konuyu baz aldığınızda bizim birlikte yaşamamamızın hiçbir nedeni yoktur.”Bu bölgede binlerce yıldır beraber yaşadıklarını anlatan Dündar konuşmasına şöyle devam etti: "Bölge halkı olarak her sıkıntı dönemde birbirimize destek olduk. Özellikle Kürtler ve Türklerin tarihte üç büyük buluşma ve kırılma noktası oldu. Bu noktalarda Kürtler ve Türkler beraber hareket etmiştir. Bizler beraber yaşamaya meyilliyiz. Bizi birbirimize bağlayan çok önemli faktörlerimiz vardır. Biz bunları tekrar inşa etmeliyiz. Son yıllarda meydana gelen bu huzursuzluk ve akan kan içte ve dışta istismar edilmekte, bu ülkenin gelişmesi engellenmektedir. Özellikle insanlarımızın eğitim seviyesi yükselmeye başladı.
Bu artışla ile birlikte insanlarımız kendi üzerinde oynaann oyunların farkına vardı. Şiddet bizi hiçbir zaman amacımıza ulaştırmaz. 21. yüz yılda şiddetle hiç kimse hak elde edemez. Bizim halkımızın temel sıkıntısı eğitim ve bölgenin ekonomisini güçlendirmektir. "
Bu topraklar üzerinde her zaman kirli emelli olan insanlar bulunduğunu belirten Babaoğlu, "Karanlık güçlerin kurduğu kirli tezgâh neticesinde problem olduğu gözüküyor. İşin özüne inildiğinde, halkın arasına girildiğinde öyle bir problem gözükmüyor. Burada insanlar et ve tırnak gibi birbiri ile kaynaşmıştır. Birbirine kız alıp vermişler. Kendi aralarında öyle bir ırkçılık da yaşanmıyor. Bu topraklarda insanlar binlerce yıldır kardeşçe yaşamıştır.” dediKaranlık güçlerin amaçlarının çok net olarak bilinmediğine dikkat çeken Babaoğlu şöyle konuştu: "Ama şu bir gerçek ki, Ortadoğu’da ve bu bölgede üzerinde çok kirli oyunlar oynanıyor. Maalesef burada birtakım insanları kandırıp bu oyunlara alet ediyorlar. Bu bölge yer altı zenginliklere sahip topraklardır. Fakat eğer bu topraklar üzerinde yaşayan halklar kenetlenip kardeşçe davranabilirlerse, bu oyunlara gelmezse bu oyunlar olmaz. Bu kirli oyunlara karşı insanlarımızın tavrı çok önemlidir. Devletin bölgeye çok ciddi manada yatırım yapılması gerekir. İş adamları olarak üzerimize düşen görev varsa yapmaya hazırız. Bu bölgenin iki temel sorunu var. Bunlar cehalet ve işsizliktir. Bu sorunu çözmemiz gerekir. Bu oyunlara alet olmayacağız. Birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Bu tip oyunlara asla gelmeyeceğiz.” "ACİLEN MANEVİ DUYGULAR GÜÇLENDİRİLMELİ"Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül ise bölgede yaşanan olayların bölge halkının birlik ve berberliğini bozmaya yönelik olduğunu söyledi.
Akgül, "Kesinlikle bu oyunlara düşmememiz gerekir. Bizim acil olarak manevi duygularımız güçlendirmemiz gerekir. Cumhuriyet döneminde laikliğe hapsedilmiş bir toplum var. Ve bunun en büyük etkisini bölgemizde görüyoruz. Bizim Anadolu’da Malazgirt’te bizi biz yapan fetihleri sağlayan kardeşlik ve huzur sağlayan duyguları yaşamamız lazım. Türkü, Arabı, Kürdü ile bu konuda uyanık olmamız lazım. Geçmişte huzur ve barış içinde yaşadığımız ortamı yeniden tesis etmemiz gerekir.”Anadolu topraklarının uzun yıllardan beri değişik kavimleri ve halkları bir arada barındırdığını hatırlatan MUSİAD Mardin İl Başkanı M. Ali Dündar, bölgenin asırlardan beri barış ve kardeşlik duygusu içinde yaşadığına dikkat çekti. Dündar, sözlerine şöyle devam etti: "Güneydoğu’nun tarihten beri süre gelen barış ortamını bozmak için her türlü oyunlar tezgâhlanıyor. Bu bölgede birlikteliğin devam etmesi ve yaşatılmasında çok büyük engel görülmemektedir. Ancak bölgemizde ve ülkemizde yaşanan bu sıkıntıların temelinde insani hakların ihmal edilmesi olduğunu düşünüyoruz. Eğer Türkiye’de bütün azınlıkların ve bütün halkların ve temel insani hakları tanınmış olsaydı son 30 yıldır içine girdiğimiz girdaba girmez ve bu kadar canımıza ve malımıza mal olacak olayları yaşamazdık. Bundan kurtulmak için de temel prensibimizin herkesin eşit haklara sahip olduğu demokratik ve katılımcı bir ülkenin inşa edilmesidir. Bu da Kürt sorununa olan yaklaşımın pozitif olarak devam etmesidir. Bizim beklentimiz burada Kürtlerin temel insani hakları tanınmalıdır. Bu konuyu baz aldığınızda bizim birlikte yaşamamamızın hiçbir nedeni yoktur.”Bu bölgede binlerce yıldır beraber yaşadıklarını anlatan Dündar konuşmasına şöyle devam etti: "Bölge halkı olarak her sıkıntı dönemde birbirimize destek olduk. Özellikle Kürtler ve Türklerin tarihte üç büyük buluşma ve kırılma noktası oldu. Bu noktalarda Kürtler ve Türkler beraber hareket etmiştir. Bizler beraber yaşamaya meyilliyiz. Bizi birbirimize bağlayan çok önemli faktörlerimiz vardır. Biz bunları tekrar inşa etmeliyiz. Son yıllarda meydana gelen bu huzursuzluk ve akan kan içte ve dışta istismar edilmekte, bu ülkenin gelişmesi engellenmektedir. Özellikle insanlarımızın eğitim seviyesi yükselmeye başladı.
Bu artışla ile birlikte insanlarımız kendi üzerinde oynaann oyunların farkına vardı. Şiddet bizi hiçbir zaman amacımıza ulaştırmaz. 21. yüz yılda şiddetle hiç kimse hak elde edemez. Bizim halkımızın temel sıkıntısı eğitim ve bölgenin ekonomisini güçlendirmektir. "