'Toplum bir F tipi haline getiriliyor'
F Tipi Film'in galası büyük ilgi gördü
F tipi hapishanelerindeki tecrit uygulamasını çarpıcı bir biçimde anlatan 'F Tipi Film 'in galası önceki gün Beyoğlu Atlas Sinemaları'nda yapıldı. Grup Yorum'un tasarlayıp geliştirdiği projede Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Barış Pirhasan, Aydın Bulut, Hüseyin Karabey, Reis Çelik, Vedat Özdemir, Mehmet İlker Altınay ve Grup Yorum olmak üzere 9 yönetmen yer alıyor. Yönetmenlerden her biri 10'ar dakikalık kısa film çekti. Yaklaşık 2 yılda adım adım oluşturulan F Tipi Film'de senaryolar gerçek hikayelerden yola çıkılarak yazıldı.
Grup Yorum'un şarkılarının kullanıldığı filmlerde Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış, Civan Canova, Tansel Öngel gibi birçok oyuncu rol alıyor.
F tipi hapishanelerinde yaşanan trajedileri, tecrit uygulamasının yarattığı durumu gözler önüne seren filmin galasını sabırsızlıkla bekliyordum. Bu önemli projenin hayata geçtiğini görmek tarif edilemez bir duyguydu. Nefeslerin tutulduğu salonda alkışlar eksik olmadı. Filmi izlerken tüylerim diken diken oldu. Bazı izleyicilerin gözyaşlarını tutamadığını gördüm. Her sahnede izleyiciye farklı bir mesaj aktaran film beni derinden etkiledi.
Başta yönetmen ve oyuncular olmak üzere çok sayıda kişinin katıldığı filmin galası büyük ilgi gördü. Eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Leman Sam, Şevval Sam, Levent Üzümcü, Cahit Berkay, Menderes Samancılar, Ahmet Mekin ve Devin Özgür Çınar gibi tanınmış isimler de salondaki yerlerini aldı.Galada F tipi hapishanelerinde mahkumların birbirleriyle haberleşmek için kullandığı toplardan da dağıltıldı.
Projede yer alan yönetmen ve oyuncuların birkaçıyla film hakkında konuşurken, davetlilere de filmi nasıl bulduklarını sordum:
'KÜRESEL BİR F TİPİ KURULUYOR '
Davetlilerden eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu, dönemi yaşamış biri olarak filmden çok etkilendiğini söyledi. Bekaroğlu film hakkında şöyle konuştu: 'Ben dönemi yaşamış biri olarak çok etkilendim. Türkiye'de ilk defa böyle bir şey oluyor. 9 yönetmen kendi senaryosunu yazıp çizip ortak bir temayı bularak yapmışlar. Sinema, sanat açısından bu önemli bir ilk. Türkiye sinemasında bu olmuştu ama böylesi yoktu.
Bu ülkede tecritle ilgili çok şey söylendi. Ne var ki 80 kişi birarada kalıyorlardı.Hijen yoktu. Ne güzel 3 veya 1 kişilik gibi düşünceler var. Orada bir insan için yanlızlığın ne anlama geldiğini, insanın kimliği, ruhu açısından ne ifade ettiğini kimse düşünemedi. Bu film bunu olabildiğince anlatmış. Tecriti, yanlızlığı ortaya koymuş. Ve burada insanın tecritten kurtulurken kaybettikleri var. Tecritten kurtulabilirsin ama kişiliğini, kimliğini kaybedersin. Bunu da müthiş bir şekilde anlatmışlar. Gerçekten tebrik ediyorum. Beni en çok etkileyen hikaye anneydi. O süreçte ben milletvekiliydim ve bu işlerle ilgileniyordum. Ben onları birebir yaşamış insanım.
Bütün bunları AK Parti başlatmış gibi gösteriyorlar ama öyle değil. Burada bir devlet, otorite var. Otorite otoriteliğini kabul ettirmek, dayatmak için insanların onuru eziyor. Onların ne anlamasından çok burada kendi güvenini tazeliyor. F tipi cezaevleri kapatılması aksine genişliyor. Bence bütün toplum bir F tipi haline getiriliyor. Bir gazeteci işinden köşesinden ediliyor. Bu bir tecrittir. F tipi cezaevi olarak kaldığı gibi küresel bir F tipi de kuruluyor '
'F TİPİ CEZAEVLERİNİN KAPATILMASI İÇİN ÇOK SAYIDA YASA TASLAĞI VERDİK '
Yönetmen - BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder
Filmin yönetmenlerinden biri de BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'di. Önder, gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı senaryoyu böyle anlattı: Senaryonun gerçekliğine biraz müdahale ettik. Avukat arkadaşlar, ölüm haberleri geldiğinde cenazeleri yurdun değişik yerlerinden gidip alıyorlar. Bu sırada tabut büyük sorun oluyor. Çünkü belediyeler il dışı cenazeler için tabut vermeye yanaşmıyor. Birçok arkadaşımız yanarak öldüğü için özellikli tabutlar gerekiyor. Bu birkaç kez sorun olunca avukatlar bir marangozla anlaşıyor. Ani bir haber alıyorlar. Avukatın tabut alacak parası yok. Marangoz bir daha ki sefere verirsin diyor. Ölümlerin devam edecek olması beni çok etkiledi. Ona bir umut katmak istedik '
F tipi cezaevlerinin kapatılması, araştırılması için çok sayıda yasa taslağı verdiklerinin altını çizen Önder, her dönem bunu güncellediklerini söyledi.
'Bülent Arınç'ın bedduaları... '
Önder, Bülent Arınç'ın Gültan Kışanak'a yönelik sözlerini ise şöyle yorumladı: 'Arınç'ın sonradan kurduğu empati kadar dikkatimi çeken bu hikayeyi öğrenmeden önce ettiği beddualar. Çarpıklığı burada aramak lazım. Taleplerimiz asgari temel insan hakları, evrensel hukuk. '
'ESKİ DUYARLILIĞIMIZA SAHİP OLMALIYIZ '
Yönetmen Hüseyin Karabey
Filmde yer alan usta yönetmen Hüseyin Karabey 'Ben bunu bir film olarak görmüyorum. 2000 yılında toplum ve cezaevleri korkunç bir travma yaşadı. Gösterdikleri ve uyguladıkları korkunç bir trajediydi. Kimse bunu unutmadı. 2 yıl önce bizi bu projeye devam ettiklerinde bütün ekip olarak gönüllü katıldık. İzleyiciler umarım karşılığını verir ' dedi.
Toplumun cezaevilerinden izole edildiğini belirten Karabey, 'Kimse oradaki insan haklarının umursamıyor. Halbuki hepimiz yarın orada olabiliriz. 2008 yılında Kuzey Irak'a düzenlenen operasyonlarda yer alan askerlerden birkaçı belki de F tipinde. Cezaevlerine şu ya da bu grubun diye bakmamak gerekiyor. O yüzden eski duyarlılığımıza sahip olmalıyız ' şeklinde konuştu.
'VİCDAN SAHİBİ OLAN HERKES İZLESİN '
Oyuncu Fırat Tanış
Filmde ölüm orucu tutan birini canlandıran Fırat Tanış, herkesin mutlaka bu filmi izlemesi gerektiğini söyledi. Mahkum annesinin soyunma kabininde yaşadıklarının anlatıldığı sahneden çok etkilendiğini söyleyen Tanış 'İzleme potansiyeli olan herkese sadece o sahne için bile filmi öneriyorum. Bir kere burada çok güzel bir film var. Hangi ideolojiden hangi siyasi görüşten olursa olsun vicdan sahibi olan her insanın izlemesi gereken bir film ' dedi.
'DUYGUSAL OLARAK YORUCUYDU '
Oyuncu Gizem Soysaldı
Filmde Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanmış bir kadını canlandıran oyuncu Gizem Soysaldı, “Çok zor ve acı bir durum. Gerçek olduğunu bile bile çalışması, oynaması benim için çok zordu. Cezaevlerinde birebir yapılmış tecritin anlatıldığı filmde yer almak duygusal olarak yorucuydu” dedi.
Başarılı oyuncu rolüne nasıl hazırlandığını 'Bu hastalıkla ilgili bilimsel bilgilere ulaştım, belgeselleri izledim. Nispeten iyileşmiş bir Korsakoff hastasıyla görüştüm ' diyerek anlattı.
'FİLMDE ACITASYON YOK '
Oyuncu Tansu Biçer
Ezel Akay'ın yönettiği filmde gardiyan rolünü canlandıran Tansu Biçer 'Bu film her şeyi çok iyi anlatıyor. Türkiye için çok önemli bir konu. Konunun önemi itibariyle çok farklı bir hisle çalıştık. Filmde en çok hoşuma giden ise acıtasyon olmamasıydı ' dedi.
Grup Yorum'un şarkılarının kullanıldığı filmlerde Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak, Gizem Soysaldı, Erkan Can, Fırat Tanış, Civan Canova, Tansel Öngel gibi birçok oyuncu rol alıyor.
F tipi hapishanelerinde yaşanan trajedileri, tecrit uygulamasının yarattığı durumu gözler önüne seren filmin galasını sabırsızlıkla bekliyordum. Bu önemli projenin hayata geçtiğini görmek tarif edilemez bir duyguydu. Nefeslerin tutulduğu salonda alkışlar eksik olmadı. Filmi izlerken tüylerim diken diken oldu. Bazı izleyicilerin gözyaşlarını tutamadığını gördüm. Her sahnede izleyiciye farklı bir mesaj aktaran film beni derinden etkiledi.
Başta yönetmen ve oyuncular olmak üzere çok sayıda kişinin katıldığı filmin galası büyük ilgi gördü. Eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Leman Sam, Şevval Sam, Levent Üzümcü, Cahit Berkay, Menderes Samancılar, Ahmet Mekin ve Devin Özgür Çınar gibi tanınmış isimler de salondaki yerlerini aldı.Galada F tipi hapishanelerinde mahkumların birbirleriyle haberleşmek için kullandığı toplardan da dağıltıldı.
Projede yer alan yönetmen ve oyuncuların birkaçıyla film hakkında konuşurken, davetlilere de filmi nasıl bulduklarını sordum:
'KÜRESEL BİR F TİPİ KURULUYOR '
Davetlilerden eski milletvekili Mehmet Bekaroğlu, dönemi yaşamış biri olarak filmden çok etkilendiğini söyledi. Bekaroğlu film hakkında şöyle konuştu: 'Ben dönemi yaşamış biri olarak çok etkilendim. Türkiye'de ilk defa böyle bir şey oluyor. 9 yönetmen kendi senaryosunu yazıp çizip ortak bir temayı bularak yapmışlar. Sinema, sanat açısından bu önemli bir ilk. Türkiye sinemasında bu olmuştu ama böylesi yoktu.
Bu ülkede tecritle ilgili çok şey söylendi. Ne var ki 80 kişi birarada kalıyorlardı.Hijen yoktu. Ne güzel 3 veya 1 kişilik gibi düşünceler var. Orada bir insan için yanlızlığın ne anlama geldiğini, insanın kimliği, ruhu açısından ne ifade ettiğini kimse düşünemedi. Bu film bunu olabildiğince anlatmış. Tecriti, yanlızlığı ortaya koymuş. Ve burada insanın tecritten kurtulurken kaybettikleri var. Tecritten kurtulabilirsin ama kişiliğini, kimliğini kaybedersin. Bunu da müthiş bir şekilde anlatmışlar. Gerçekten tebrik ediyorum. Beni en çok etkileyen hikaye anneydi. O süreçte ben milletvekiliydim ve bu işlerle ilgileniyordum. Ben onları birebir yaşamış insanım.
Bütün bunları AK Parti başlatmış gibi gösteriyorlar ama öyle değil. Burada bir devlet, otorite var. Otorite otoriteliğini kabul ettirmek, dayatmak için insanların onuru eziyor. Onların ne anlamasından çok burada kendi güvenini tazeliyor. F tipi cezaevleri kapatılması aksine genişliyor. Bence bütün toplum bir F tipi haline getiriliyor. Bir gazeteci işinden köşesinden ediliyor. Bu bir tecrittir. F tipi cezaevi olarak kaldığı gibi küresel bir F tipi de kuruluyor '
'F TİPİ CEZAEVLERİNİN KAPATILMASI İÇİN ÇOK SAYIDA YASA TASLAĞI VERDİK '
Yönetmen - BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder
Filmin yönetmenlerinden biri de BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'di. Önder, gerçek bir hikayeden yola çıkarak yazdığı senaryoyu böyle anlattı: Senaryonun gerçekliğine biraz müdahale ettik. Avukat arkadaşlar, ölüm haberleri geldiğinde cenazeleri yurdun değişik yerlerinden gidip alıyorlar. Bu sırada tabut büyük sorun oluyor. Çünkü belediyeler il dışı cenazeler için tabut vermeye yanaşmıyor. Birçok arkadaşımız yanarak öldüğü için özellikli tabutlar gerekiyor. Bu birkaç kez sorun olunca avukatlar bir marangozla anlaşıyor. Ani bir haber alıyorlar. Avukatın tabut alacak parası yok. Marangoz bir daha ki sefere verirsin diyor. Ölümlerin devam edecek olması beni çok etkiledi. Ona bir umut katmak istedik '
F tipi cezaevlerinin kapatılması, araştırılması için çok sayıda yasa taslağı verdiklerinin altını çizen Önder, her dönem bunu güncellediklerini söyledi.
'Bülent Arınç'ın bedduaları... '
Önder, Bülent Arınç'ın Gültan Kışanak'a yönelik sözlerini ise şöyle yorumladı: 'Arınç'ın sonradan kurduğu empati kadar dikkatimi çeken bu hikayeyi öğrenmeden önce ettiği beddualar. Çarpıklığı burada aramak lazım. Taleplerimiz asgari temel insan hakları, evrensel hukuk. '
'ESKİ DUYARLILIĞIMIZA SAHİP OLMALIYIZ '
Yönetmen Hüseyin Karabey
Filmde yer alan usta yönetmen Hüseyin Karabey 'Ben bunu bir film olarak görmüyorum. 2000 yılında toplum ve cezaevleri korkunç bir travma yaşadı. Gösterdikleri ve uyguladıkları korkunç bir trajediydi. Kimse bunu unutmadı. 2 yıl önce bizi bu projeye devam ettiklerinde bütün ekip olarak gönüllü katıldık. İzleyiciler umarım karşılığını verir ' dedi.
Toplumun cezaevilerinden izole edildiğini belirten Karabey, 'Kimse oradaki insan haklarının umursamıyor. Halbuki hepimiz yarın orada olabiliriz. 2008 yılında Kuzey Irak'a düzenlenen operasyonlarda yer alan askerlerden birkaçı belki de F tipinde. Cezaevlerine şu ya da bu grubun diye bakmamak gerekiyor. O yüzden eski duyarlılığımıza sahip olmalıyız ' şeklinde konuştu.
'VİCDAN SAHİBİ OLAN HERKES İZLESİN '
Oyuncu Fırat Tanış
Filmde ölüm orucu tutan birini canlandıran Fırat Tanış, herkesin mutlaka bu filmi izlemesi gerektiğini söyledi. Mahkum annesinin soyunma kabininde yaşadıklarının anlatıldığı sahneden çok etkilendiğini söyleyen Tanış 'İzleme potansiyeli olan herkese sadece o sahne için bile filmi öneriyorum. Bir kere burada çok güzel bir film var. Hangi ideolojiden hangi siyasi görüşten olursa olsun vicdan sahibi olan her insanın izlemesi gereken bir film ' dedi.
'DUYGUSAL OLARAK YORUCUYDU '
Oyuncu Gizem Soysaldı
Filmde Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanmış bir kadını canlandıran oyuncu Gizem Soysaldı, “Çok zor ve acı bir durum. Gerçek olduğunu bile bile çalışması, oynaması benim için çok zordu. Cezaevlerinde birebir yapılmış tecritin anlatıldığı filmde yer almak duygusal olarak yorucuydu” dedi.
Başarılı oyuncu rolüne nasıl hazırlandığını 'Bu hastalıkla ilgili bilimsel bilgilere ulaştım, belgeselleri izledim. Nispeten iyileşmiş bir Korsakoff hastasıyla görüştüm ' diyerek anlattı.
'FİLMDE ACITASYON YOK '
Oyuncu Tansu Biçer
Ezel Akay'ın yönettiği filmde gardiyan rolünü canlandıran Tansu Biçer 'Bu film her şeyi çok iyi anlatıyor. Türkiye için çok önemli bir konu. Konunun önemi itibariyle çok farklı bir hisle çalıştık. Filmde en çok hoşuma giden ise acıtasyon olmamasıydı ' dedi.