'Ecelleri' tesadüf değil

Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, Turgut Özal ve Adnan Kahveci'nin ölümlerine ilişkin, "Ecel eceldir ama aynı yılda bu kadar önemli kişilerin eceli de çok tesadüf olmaz gibi geliyor" dedi.

'Ecelleri' tesadüf değil
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eski bakanlardan Adnan Kahveci'nin ölümlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk siyasi tarihinin en karanlık yıllarının 1993 ve 2007 yılları olduğunu belirten Kuzu, ''1950 öncesini dikkate almayalım, orası ayrı bir tablo. JİTEM mi dersiniz, Ergenekon'un bir alt grubu mu dersiniz? Bilemem ama bakın, hepinizin bildiği 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu, 5 Şubat 1993 Adnan Kahveci'nin Bolu Gere'de yolundaki kazası, 17 Şubat 1993 Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağının düşmesi ve kaza, 17 Nisan 1993 Özal'ın ölümü, 2 Temmuz 1993 Madımak Oteli'nde 37 kişinin yakılarak diri diri öldürülmesi, 5 Temmuz 1993 Başbağlar olayı 33 vatandaşın öldürülmesi, 22 Ekim 1993 Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastı, 4 Kasım 1993 Binbaşı Cem Ersever'in öldürülmesi...'' diye konuştu.

Uğur Mumcu'nun cenazesinde ''kahrolsun şeriat'' diye yürüyenlerin, ''bu işi İslamcılar yaptı'' diyenlerin bugün yazdıkları kitaplarda, işin daha farklı bir konumda olduğunu, işin arkasında daha büyük güçlerin olduğunu yazmak durumunda kaldıklarını ifade eden Kuzu, şöyle devam etti:

''Adnan Kahveci olayı durup dururken gündeme gelmedi. Özal çok yakından tanıdığım bir liderdir. Kendisinin vefatıyla alakalı olaylar o günden bugüne hiç kesilmedi. Olayların seyri de hep şüphe çekiyor. Normal ölüm de olabilir ama olaylara baktığınız zaman, Kartal Demirağ meselesinde kurşun isabet etmiyor, o bir takdiri ilahi ama ondan sonra Korkut Özal'ın bana söylediği, (Turgut abi, bu işin üzerine gidelim dediğimde, 'sakın ha bu işi kurcalamayın işin içerisinde o günün MGK üyelerinin bile bulunduğunu', dolayısıyla bu işin devlete zarar vereceğini söyleyerek konuyu tamamen kapatmamızı istedi) demişti. Ayrıca Özal'ın vefatı ve onun arkasından yaşananlar, adli tıp raporuna bakıyorsun, 16 Nisan günü gece Semra hanım rahatsızlanıyor. Kardiyolog doktor geliyor, sanki Özal için gelmiş zannediyorsunuz, muayene ediyor Semra hanımı 'normale döndü' diyor. O gün saat 4'te yatıyor, 8.5'ta kalkıyor, gece saat 3'te bir kola veriliyor. Bu kolayı veren görevlilerden biri Kanada'ya diğeri Honduras'a kaçıyor. Bu iki ülkenin de Türkiye ile yardımlaşması yok. Bu çok planlı ve projeli bir şekilde oluyor. GATA hazırlanıyor. GATA'ya gidiyor araç, aracı döndürüyorlar Hacettepe'ye, doğru çocuk bölümüne, arkasından yanlış geldik, büyüklerin bölümüne. Alınan kanın kaybolması. Olaylar zinciri birbirini kovalıyor.''

Burhan Kuzu, ''İki ismin de öldürüldüğünü düşünüyorsunuz?'' sorusuna, ''Bendeki şey o. Bu olayları tesadüfi olaylar olarak algılamayı doğru bulmam. Ecel eceldir ama aynı yılda bu kadar önemli kişilerin eceli de çok tesadüf olmaz gibi geliyor'' yanıtını verdi.