Avukatlar: Ergenekon Davasında Yargılama Sabote Edilmeye Çalışılıyor
Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği Başkanı Mehmet Turcan, Ergenekon davasında duruşma salonunu basma girişimine ilişkin, “Sona yaklaşıldıkça davanın sabote edilmeye çalışılıyor, hatta fiili ve fiziksel olarak mahkeme baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.” dedi.
Avukat Mehmet Turcan, yaptığı açıklamada, 4 yılı aşkın süredir devam eden, 66'sı tutuklu 275 sanığın yargılandığı Ergenekon davasının 270. duruşmasında, salon önünde gerginlik çıkartan gruplara tepki gösterdi. Darbe girişimlerinin yargılandığı davada gerginlik çıkartan grubun mahkeme salonunu basarak duruşmayı engellemeye çalıştığını anımsatan Turcan, asrın davası olarak nitelendirilen davada sona yaklaşıldıkça yargılamanın sabote edilmeye çalışıldığını vurguladı. Fiili olarak mahkemenin baskı altıma alınmaya çalışıldığının altını çizen Turcan, şunları söyledi:
“Marjinal gurupların peşine takılarak marjinalleşen siyasi partilerin, hukukçuların, sanatçıların bağımsız yargıya bu denli müdahalenin içinde bulunmaları tam bir sorumsuzluktur. Masumiyet ilkesi, adil yargılanma hakkının herkes için geçerli olduğunda bir şüphe yoktur. Fakat bu davanın usulünden dem vurup esasını görmemek, düşünce ayrımı yapmadan insanlara kasteden bir yapıyı masumane göstermeye çalışmak kabul edilemez. Dünyada olduğu gibi birinci sınıf bir demokrasinin temel şartı hukukun egemenliği, üstünlüğü ve uygulamanın hukuki olmasıdır. İllegal yapıların hüküm sürdüğü bir ülkede birinci sınıf demokrasiden bahsedilemez. Ülke insanının dünya standartlarında bir demokrasiyi ve müreffeh bir hayatı hak ettiğini düşünmekteyiz.”
“Marjinal gurupların peşine takılarak marjinalleşen siyasi partilerin, hukukçuların, sanatçıların bağımsız yargıya bu denli müdahalenin içinde bulunmaları tam bir sorumsuzluktur. Masumiyet ilkesi, adil yargılanma hakkının herkes için geçerli olduğunda bir şüphe yoktur. Fakat bu davanın usulünden dem vurup esasını görmemek, düşünce ayrımı yapmadan insanlara kasteden bir yapıyı masumane göstermeye çalışmak kabul edilemez. Dünyada olduğu gibi birinci sınıf bir demokrasinin temel şartı hukukun egemenliği, üstünlüğü ve uygulamanın hukuki olmasıdır. İllegal yapıların hüküm sürdüğü bir ülkede birinci sınıf demokrasiden bahsedilemez. Ülke insanının dünya standartlarında bir demokrasiyi ve müreffeh bir hayatı hak ettiğini düşünmekteyiz.”