Kışanak KCK Operasyonlarını Protesto İçin Batman'a Geldi

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, geçtiğimiz günlerde yapılan KCK operasyonlarını protesto etmek ve BDP Batman il başkanlığında başlatılan fahri başkanlık ile yönetim grevlerini devretmek için Batman’a geldi.

Kışanak KCK Operasyonlarını Protesto İçin Batman'a Geldi
Gültan Kışanak’ın Batman il başkanlığı ziyareti sırasında Bodrum kaçamağı ile gündeme gelen ve BDP tarafından bir yıl uzaklaştırma cezası alan BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız da hazır bulundu. Yıldız, uzun aradan sonra ilk defa kameralar tarafından kaydedildi. BDP il başkanlığı önünde bir açıklama yapan Gültan Kışanak, KCK operasyonlarını ve AK Parti'nin siyasetini ile Kürtlere bakışını eleştirdi.

Kürtlerin AK Parti'ye verdiği oyların emanet olduğunu belirten Kışanak, “Eminim ki halkımız AK Parti'ye verdiği emanet oyların tamamını geri alacaktır. Bizler görüyoruz, yaşıyoruz yüzü değiştirilmiş inkar ve imha politikası devletin tüm imkanlarını kullanarak bu halkın karşısındadır. Eskiden inkar siyaseti vardı ama bundan vazgeçtik diyerek inkar siyasetinden vazgeçilmez. İnkar siyasetinden vazgeçmen açıkça bize yansıması gerekir, bize yansıması nasıl olacaktır, bizim irademize saygı gösterilmesi lazım” dedi.

Kürtlerin Ortadoğu'daki 4 büyük halktan biri olduğunu belirten Gültan Kışanak, Kürtler, Türkler, Araplar ve Farslar'dan bu topraklarda geçmişi en az olanların Türkler olduğunu ileri sürdü

Kürt halkının bir kesiminden AK Parti'nin oy aldığını, ancak bu oyların emanet oylar olduğunu savunan Kışanak, “Bu halk emanetine saygısızlığı asla af etmez gereken cevabı verir, o emaneti de geri almasını bilir. Öyle bu gün milletvekili olanları toplayıp zılgıt çekerek haddinizi bilin diyen üsluplarla konuşarak onları raptu zapt altına alarak Kürt halkının verdiği emanet oyları koruyabileceğini kimse zannetmesin. Olabilir bazıları çıkar için, rant için, menfaat için, koltuk için AK Parti’nin yanında durabilir. Bu baskıcı otoriter Kürt halkına karşı imhacı anlayış içerisinde olan bu iktidarın yanında durmayı kendilerine yedirebilirler, ama ben eminim ki halkımız verdiği emanet oyların tamamını geri alacak gücü ve yaklaşımı ortaya koyacaktır. Bu halkın yanında mücadele etmek için bir tek sıfata ihtiyacımız var o da onur. Onurumuzu hiçbir şeyle değişmeyiz tartışma konusu yapmayız bunun dışındaki bütün sıfatların tamamı gelip geçicidir bize de lazım değildir” şeklinde konuştu

Başbakanın Uludere söylemlerini de eleştiren Kışanak, Başbakanın Uludere’nin Kürtçe ismini Roboski olarak bildiğini belirterek, “Başbakan milletvekili toplantısında gene söyleyeceğini söylemiş. Çok fazla derin tahliller de yapmaya gerek yok. Söylediği bir tek söz Kürt sorununa nasıl yaklaştığını açıkça ortaya koymuştur. 'Roboski demeyin Uludere deyin' demiştir. Roboski adını bile yasaklamaya kalkışan bir zihniyetten Kürt sorununa çözüm çıkar mı? Kim artık neye güvenerek o partiye oy verecektir. Hani bu iktidar Kürt sorununu çözecekti. Asimilasyondan vazgeçecekti. Türkçe verilen isimlerden vazgeçip eski Kürtçe isimleri iade edilecekti. Bırakın iade edilmesini söylenmesine, telaffuz edilmesine bile karşıdır. Bu söylemin içinde sadece inkar asimilasyon Kürt sorununun çözümsüzlüğü yok, birde cahillik var. Roboski'nin karşılığı Uludere değil, Uludere’nin Kürtçe karşılığı Klabandır, o zaman biz de bundan sonra Uludere değil, daha fazla Klaban diyeceğiz. O nedenle Kürtlerin artık AK Parti’ye kredi vermesi, emanet oy vermesi çok da mümkün değildir” diye konuştu

Suriye konusuna da değinen Kışanak, hükümetin dünya genelinde çete topladığını ve bu çetelere silah temin ederek Suriye’ye gönderdiğini, orada Kürtlere karşı kullandığını iddia ederek, “Suriye’de halkların bir özgürlük ve demokrasi arayışı var. Otoriter yönetimin değişmesini herkesten çok da Kürtler istiyor. Kürtler şimdiye kadar örgütlenerek bu değişim sürecine kendilerini hazırladılar, ve böylesine bir değişim süreci ortaya çıktığında Kürtler tutumlarını net bir şekilde ortaya koyarak Suriye Kürdistanı’nda halk meclislerini ilan ettiler. Rejimin güçlerini kentlerin dışına çıkartarak halkın kendi kendini yönetecek imkanları açığa çıkartmak için mücadele ettiler. AK Parti hükümeti bunun karşısına çıkarak asla izin vermeyiz, asla özerklik olmaz diye bir söylem tutturdu. Hani özgürlüklerden yanaydın, hani Suriye’de demokratik rejim işletilecekti. Kürtlerin hakkını vermeyen, Kürtlerin kendi coğrafyasında anavatanlarında özerk bir yönetim kurmasına izin vermeyen, tahammül edemeyen bir yönetimden demokratik bir Suriye çıkar mı? Eğer Suriye’de demokratik bir rejim inşa edilecekse bunun en büyük gücü Kürtlerdir. Çünkü Kürt halkı kendisini örgütleyerek bu sürece hazırlamıştır. Kürt halkının yanında durmadan, demokratik taleplerine destek vermeden, demokratik bir Suriye inşa edilemez" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA