Başbakan Erdoğan'dan Abd'ye Eleştiri
Filistin Ankara Büyükelçiliği tarafından verilen yemekte konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin daha önce Ortadoğu'da iki devletli çözüm istediğini belirterek, "Şimdi ne oldu da Filistin'in devlet olmasına karşı durdunuz? Ben bunları kendilerine söylediğim için, şuanda bir daha söylüyorum.
Yani bunlar kapalı kapılar arkasında konuşulmamıştır ha. Bunlar, bizzat yüzlerine söylenmiştir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Swiss Otel'de Filistin Ankara Büyükelçiliği tarafından düzenlenen yemeğe katıldı.
Burada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın ardından bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, 29 Kasım'da Filistin'in 'üye olmayan gözlemci devlet' statüsü kazanması dolayısıyla Filistinlileri tebrik etti. Başbakan Erdoğan, "Tüm Filistinli kardeşlerimize gönülden selamlarımızı şahsım, milletim adına gönderiyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Filistin'in BM'de devlet olarak tanınmasının kutlandığı bu anlamlı yemeğin Türkiye ile Filistin arasındaki dostluk ve kardeşlik dayanışmasının güzel örneğini teşkil ettiğini söyledi.
Erdoğan, "Her şeyden önce burası Filistin ve Filistinlilerin misafir olduğu bir mekan değil, burası Filistinli kardeşlerimin ikinci bir evidir. Filistin de bizim için ikinci bir evdir. Biz hep böyle bildik. Tarih boyunca hep böyle gördük, dersi de böyle aldık" diye konuştu.
Filistin'in çektiği acılara Türkiye'nin hiçbir zaman sessiz kalmadığına vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "Filistin'den gelen her kötü haber, bizleri acıya boğmuştur. Her güzel haber yüreğimizi ferahlatmıştır" dedi.
"Biz biliyorduk ki, Müslümanlar kardeştir" diyen Erdoğan, "Biz de hükümet olarak Filistinli kardeşlerimizin sıkıntılarını, sorunlarını Türkiye'nin uluslararası politikasının ayrılmaz bir parçası olarak gördük. Her türlü platformda Filistin'in haklarını savunduk" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Filistin'in haklarını bundan sonra da savunmaya ve Filistin davasını kendi davaları olarak görmeye devam edeceklerini belirtti.
Birleşmiş Milletler'de bugüne kadar Filistin'in devlet olarak hakkının verilmediğini anlatan Erdoğan, "Nihayet 29 Kasım 2012 tarihinde ki bu önemli bir tevafuktur da, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan oylamayla bu haksız tutum sona erdi. Uluslararası toplumun büyük bir desteğiyle alınan bir kararla Filistin geç de olsa devlet olarak kabul edildi elhamdülillah. Bu başarı sadece Filistinli kardeşlerimiz bakımından değil, bu davaya kendini adamış bizler için de büyük bir mutluluk, bir gurur kaynağı oldu" diye konuştu.
"MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
"Çekimser oy kullanan ülkelere de uluslararası toplumun mesajını doğru okuyarak vicdan muhasebesi yapmalarını ve Filistin'in devlet olma gerçeğini biran önce kabul etme çağrısında bulunuyorum" diyen Başbakan Erdoğan, bundan sonraki yol haritası hakkında, "Uluslararası toplum Filistinlilere yönelik vicdani, hukuki, siyasi borcunu ancak Filistin BM'ye tam üye olarak kabul edildiği gün ödemiş olacaktır. Türkiye olarak bize inanan ve güvenen dostlarımızla birlikte Filistin'in tam üyelik başvurusunun biran önce olumlu şekilde sonuçlandırılması için gayret göstermeye devam edeceğiz. Filistin bayrağı, BM'de tam üye devletlerin bayrakları arasında dalgalanıncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bölgede kalıcı bir barışın tesis edilmesinin zamanının geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, İsrail'in artık bölgenin eskisi gibi olmadığının farkına varması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, "Bölgemizde tarihi değişimler yaşanıyor. İsrail yönetimi eğer barış istiyorsa her şeyden önce bu değişimi doğru şekilde değerlendirmeli" dedi.
Erdoğan şöyle devam etti: "Bakınız arka arkaya iki oylama çok önemlidir. Birinci oylamada 138 oyla BM, Filistin'i kalkıp gözlemci devlet olarak kabul etti. Ardından yine BM'de dikkat edin, İsrail'in nükleer silah tesislerinin incelenmesine yönelik oyda da 176 'evet', 6 'hayır'la çok önemli tarihi bir karar daha aldı. Bu ne demektir biliyor musunuz, 'Ey İsrail kendine gel'. Ha İsrail demiş ki, 'ben bunu kabul etmiyorum.' Kabul etsen ne yazar, etmesen ne yazar. Bundan İsrail için her şey çok daha başka olacak, çok daha farklı olacak. Neden, çünkü BM'nin aldığı bu karar, farklı yerlerdeki yaptırımları da şimdi farklı şekilde değerlendirmeyi gündeme getirecektir."
"ORTADOĞU'DA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ İSTEYEN ABD DEĞİL MİYDİ?"
Başbakan Erdoğan, İsrail ve ABD'yi eleştirerek, "Ben şimdi buradan Şimon Peres'e de sesleniyorum. Ey Peres, sen bir zamanlar bana 'bu topraklarda Türkiye olarak siz konut yapımında başarılısınız, Filistinlilere konut yapma noktasında siz bilginizi, ben de parayı temin edeyim, burada Filistinlilere konut yapalım' diyen insan değil miydin? Sen bu teklifi bana yapan insandın. Şimdi cumhurbaşkanı olunca mı değişti bu? Ama İsrail sabah başka, akşam başka. Bunları iyi tanıyın. Bunlarda her oyun var. Ve son olarak İsrail yönetimi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da toplam 3 bin ilave toplu konut inşa edilmesine onay verdi. Bu kararla iki devletli çözüm vizyonunu tehlikeye atacak şekilde Batı Şeria'daki stratejik bir bölgede imar kararını ilerletme kararı aldı. Ama ben burada Amerikalı dostlarımıza da sesleniyorum. Ortadoğu'da iki devletli sistemi isteyenler siz değil miydiniz? İki devletli yapıyı isteyen siz değil miydiniz? Şimdi ne oldu da Filistin'in devlet olmasına karşı durdunuz? Bunu anlamak mümkün değil. Bir yıl önce 'önümüzdeki yıl BM'de Filistin'in bayrağını göreceksiniz' derken, öbür yıl maalesef orada bir manevra yapıyorlar. Ben bunları kendilerine söylediğim için, şuanda bir daha söylüyorum. Yani bunlar kapalı kapılar arkasında konuşulmamıştır ha. Bunlar bizzat yüzlerine söylenmiştir. Uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen sergilenen bu tutum, BM Genel Kurulu'nda alınan kararın İsrail yönetimince doğru algılanamadığını gösteriyor. İsrail, Filistinlilerin hak ve hukuklarını ayaklar altına alan tek taraflı politikalarıyla amacına ulaşamayacağını artık idrak etmek zorundadır. Hangi yerleşim projeleri devreye sokulursa sokulsun, Filistin'e ne kadar şiddet ve baskı uygulanırsa uygulansın. Batı Şeria ve Gazze Filistinlilere aittir. Ebediyen de Filistinlilerin olacaktır."
"FİLİSTİN'E YARDIMLARIMIZ BUNDAN SONRA DA DEVAM EDECEK"
Başbakan Erdoğan, bugün Filistin'de 4.3 milyon insan yaşadığını, dışarıdaki Filistinlilerle birlikte bu sayının 11 milyonu bulduğunu belirterek, "11 milyon Filistinli, topraklarında yaşama hakkına sahiptir. Onları o haktan mahrum edenler şüphesiz ki tarihe de insanlığa da bunun hesabını vereceklerdir" dedi.
Filistinlilere seslenen ve "Türkiye Türk milleti daima sizin yanınızdadır. Yanınızda olacaktır. İşgale ve zulme son verilmesi, barışın tesis edilmesi, Filistin devletinin güçlendirilmesi için sarf ettiğiniz çabaları biz samimiyetle destekliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Filistin'in kalkınması ve refaha kavuşması için yardımlarını bundan sonra da devam ettireceğini ifade etti.
İsrail'in şuan Filistin'in hakkı olan parayı bile bloke ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bazı ülkelerin verdikleri sözler de yerine gelmiyor. Nedir, finansmanla terbiye etme metodu. Ancak şunu iyi bilelim, şu hususun altını bir kez daha çizerek vurgulamak istiyorum. Biz inanıyoruz ki, Allah'ın yardımı yakındır" dedi.
Filistin'de bir bölünmüşlük istemediklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, Filistin'de bölünmüşlüğü öncelikle İsrail'in istediğini, bu oyuna gelmemek gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından Filistinli gençler, ellerindeki Türkiye ve Filistin bayraklarıyla kendisine teşekkürlerini sundu. Ardından Filistin'in yöresel dansları sahnelendi
Yemekte, Gazze'deki İsrail bombardımanında çocuğunu kaybeden ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na sarılarak ağlayan Filistinli baba da yer aldı .
Kaynak: İHA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Swiss Otel'de Filistin Ankara Büyükelçiliği tarafından düzenlenen yemeğe katıldı.
Burada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın ardından bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, 29 Kasım'da Filistin'in 'üye olmayan gözlemci devlet' statüsü kazanması dolayısıyla Filistinlileri tebrik etti. Başbakan Erdoğan, "Tüm Filistinli kardeşlerimize gönülden selamlarımızı şahsım, milletim adına gönderiyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Filistin'in BM'de devlet olarak tanınmasının kutlandığı bu anlamlı yemeğin Türkiye ile Filistin arasındaki dostluk ve kardeşlik dayanışmasının güzel örneğini teşkil ettiğini söyledi.
Erdoğan, "Her şeyden önce burası Filistin ve Filistinlilerin misafir olduğu bir mekan değil, burası Filistinli kardeşlerimin ikinci bir evidir. Filistin de bizim için ikinci bir evdir. Biz hep böyle bildik. Tarih boyunca hep böyle gördük, dersi de böyle aldık" diye konuştu.
Filistin'in çektiği acılara Türkiye'nin hiçbir zaman sessiz kalmadığına vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "Filistin'den gelen her kötü haber, bizleri acıya boğmuştur. Her güzel haber yüreğimizi ferahlatmıştır" dedi.
"Biz biliyorduk ki, Müslümanlar kardeştir" diyen Erdoğan, "Biz de hükümet olarak Filistinli kardeşlerimizin sıkıntılarını, sorunlarını Türkiye'nin uluslararası politikasının ayrılmaz bir parçası olarak gördük. Her türlü platformda Filistin'in haklarını savunduk" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Filistin'in haklarını bundan sonra da savunmaya ve Filistin davasını kendi davaları olarak görmeye devam edeceklerini belirtti.
Birleşmiş Milletler'de bugüne kadar Filistin'in devlet olarak hakkının verilmediğini anlatan Erdoğan, "Nihayet 29 Kasım 2012 tarihinde ki bu önemli bir tevafuktur da, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan oylamayla bu haksız tutum sona erdi. Uluslararası toplumun büyük bir desteğiyle alınan bir kararla Filistin geç de olsa devlet olarak kabul edildi elhamdülillah. Bu başarı sadece Filistinli kardeşlerimiz bakımından değil, bu davaya kendini adamış bizler için de büyük bir mutluluk, bir gurur kaynağı oldu" diye konuştu.
"MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
"Çekimser oy kullanan ülkelere de uluslararası toplumun mesajını doğru okuyarak vicdan muhasebesi yapmalarını ve Filistin'in devlet olma gerçeğini biran önce kabul etme çağrısında bulunuyorum" diyen Başbakan Erdoğan, bundan sonraki yol haritası hakkında, "Uluslararası toplum Filistinlilere yönelik vicdani, hukuki, siyasi borcunu ancak Filistin BM'ye tam üye olarak kabul edildiği gün ödemiş olacaktır. Türkiye olarak bize inanan ve güvenen dostlarımızla birlikte Filistin'in tam üyelik başvurusunun biran önce olumlu şekilde sonuçlandırılması için gayret göstermeye devam edeceğiz. Filistin bayrağı, BM'de tam üye devletlerin bayrakları arasında dalgalanıncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bölgede kalıcı bir barışın tesis edilmesinin zamanının geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, İsrail'in artık bölgenin eskisi gibi olmadığının farkına varması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, "Bölgemizde tarihi değişimler yaşanıyor. İsrail yönetimi eğer barış istiyorsa her şeyden önce bu değişimi doğru şekilde değerlendirmeli" dedi.
Erdoğan şöyle devam etti: "Bakınız arka arkaya iki oylama çok önemlidir. Birinci oylamada 138 oyla BM, Filistin'i kalkıp gözlemci devlet olarak kabul etti. Ardından yine BM'de dikkat edin, İsrail'in nükleer silah tesislerinin incelenmesine yönelik oyda da 176 'evet', 6 'hayır'la çok önemli tarihi bir karar daha aldı. Bu ne demektir biliyor musunuz, 'Ey İsrail kendine gel'. Ha İsrail demiş ki, 'ben bunu kabul etmiyorum.' Kabul etsen ne yazar, etmesen ne yazar. Bundan İsrail için her şey çok daha başka olacak, çok daha farklı olacak. Neden, çünkü BM'nin aldığı bu karar, farklı yerlerdeki yaptırımları da şimdi farklı şekilde değerlendirmeyi gündeme getirecektir."
"ORTADOĞU'DA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ İSTEYEN ABD DEĞİL MİYDİ?"
Başbakan Erdoğan, İsrail ve ABD'yi eleştirerek, "Ben şimdi buradan Şimon Peres'e de sesleniyorum. Ey Peres, sen bir zamanlar bana 'bu topraklarda Türkiye olarak siz konut yapımında başarılısınız, Filistinlilere konut yapma noktasında siz bilginizi, ben de parayı temin edeyim, burada Filistinlilere konut yapalım' diyen insan değil miydin? Sen bu teklifi bana yapan insandın. Şimdi cumhurbaşkanı olunca mı değişti bu? Ama İsrail sabah başka, akşam başka. Bunları iyi tanıyın. Bunlarda her oyun var. Ve son olarak İsrail yönetimi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da toplam 3 bin ilave toplu konut inşa edilmesine onay verdi. Bu kararla iki devletli çözüm vizyonunu tehlikeye atacak şekilde Batı Şeria'daki stratejik bir bölgede imar kararını ilerletme kararı aldı. Ama ben burada Amerikalı dostlarımıza da sesleniyorum. Ortadoğu'da iki devletli sistemi isteyenler siz değil miydiniz? İki devletli yapıyı isteyen siz değil miydiniz? Şimdi ne oldu da Filistin'in devlet olmasına karşı durdunuz? Bunu anlamak mümkün değil. Bir yıl önce 'önümüzdeki yıl BM'de Filistin'in bayrağını göreceksiniz' derken, öbür yıl maalesef orada bir manevra yapıyorlar. Ben bunları kendilerine söylediğim için, şuanda bir daha söylüyorum. Yani bunlar kapalı kapılar arkasında konuşulmamıştır ha. Bunlar bizzat yüzlerine söylenmiştir. Uluslararası toplumun tüm uyarılarına rağmen sergilenen bu tutum, BM Genel Kurulu'nda alınan kararın İsrail yönetimince doğru algılanamadığını gösteriyor. İsrail, Filistinlilerin hak ve hukuklarını ayaklar altına alan tek taraflı politikalarıyla amacına ulaşamayacağını artık idrak etmek zorundadır. Hangi yerleşim projeleri devreye sokulursa sokulsun, Filistin'e ne kadar şiddet ve baskı uygulanırsa uygulansın. Batı Şeria ve Gazze Filistinlilere aittir. Ebediyen de Filistinlilerin olacaktır."
"FİLİSTİN'E YARDIMLARIMIZ BUNDAN SONRA DA DEVAM EDECEK"
Başbakan Erdoğan, bugün Filistin'de 4.3 milyon insan yaşadığını, dışarıdaki Filistinlilerle birlikte bu sayının 11 milyonu bulduğunu belirterek, "11 milyon Filistinli, topraklarında yaşama hakkına sahiptir. Onları o haktan mahrum edenler şüphesiz ki tarihe de insanlığa da bunun hesabını vereceklerdir" dedi.
Filistinlilere seslenen ve "Türkiye Türk milleti daima sizin yanınızdadır. Yanınızda olacaktır. İşgale ve zulme son verilmesi, barışın tesis edilmesi, Filistin devletinin güçlendirilmesi için sarf ettiğiniz çabaları biz samimiyetle destekliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Filistin'in kalkınması ve refaha kavuşması için yardımlarını bundan sonra da devam ettireceğini ifade etti.
İsrail'in şuan Filistin'in hakkı olan parayı bile bloke ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bazı ülkelerin verdikleri sözler de yerine gelmiyor. Nedir, finansmanla terbiye etme metodu. Ancak şunu iyi bilelim, şu hususun altını bir kez daha çizerek vurgulamak istiyorum. Biz inanıyoruz ki, Allah'ın yardımı yakındır" dedi.
Filistin'de bir bölünmüşlük istemediklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, Filistin'de bölünmüşlüğü öncelikle İsrail'in istediğini, bu oyuna gelmemek gerektiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından Filistinli gençler, ellerindeki Türkiye ve Filistin bayraklarıyla kendisine teşekkürlerini sundu. Ardından Filistin'in yöresel dansları sahnelendi
Yemekte, Gazze'deki İsrail bombardımanında çocuğunu kaybeden ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na sarılarak ağlayan Filistinli baba da yer aldı .