Eğitim Bir-sen’den Basın Açıklması
Van’da Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen), düzenlediği basın açıklamasında başörtüye özgürlüğün verilmesini istedi.
Sanat Sokağı’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim Bir-Sen Van Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Gülşen Dalaz, özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin zenginlik olduğuna inandıklarını belirterek, “Hiçbir otoritenin toplumsal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi gerektiğine inanıyor, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istiyoruz” dedi.
Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanların en çok kadınlar ve çocukların olduğuna dikkat çeken Dalaz, “Bütün kirli hesaplar en çok kadın ve çocukları vurmuştur. Onlarca yıldır; din-siyaset, gelenek-modernlik, din-devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.
Devletin bir yandan şiddet gören kadını koruduğunu, ancak aynı devletin kadının başını kapatarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ ne gelmesini kamu hizmetinde görev almasını yasakladığını ifade eden Dalaz, “ Devlet bunu yaparak kadına bizzat şiddet uyguluyor, ayırımcılık ve ötekileştiriyor. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan ‘kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan’ vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.
BAŞÖRTÜSÜ KADINLARIN KİMLİĞİDİR, KİŞİLİĞİDİR.
Konuşmalarında başörtüsünün, politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi olmadığını vurgulayan Dalaz, “İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele omuz omuza bu çağdışı yasağı kaldırmalıyız. Başörtüsü inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır “ dedi.
Dalaz, ayrıca Namık Kemal İlköğretim Okulu öğretmeni Gülşah Aktürk’ün izne gittiği memleketi Konya’da sokak ortasında tabancayla vurularak öldürülmesinden dolayı üzüntüsünü dile getirerek, ”Gülşah Hoca’yı öldüren bu zihniyeti buradan kınıyor ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanların en çok kadınlar ve çocukların olduğuna dikkat çeken Dalaz, “Bütün kirli hesaplar en çok kadın ve çocukları vurmuştur. Onlarca yıldır; din-siyaset, gelenek-modernlik, din-devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.
Devletin bir yandan şiddet gören kadını koruduğunu, ancak aynı devletin kadının başını kapatarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ ne gelmesini kamu hizmetinde görev almasını yasakladığını ifade eden Dalaz, “ Devlet bunu yaparak kadına bizzat şiddet uyguluyor, ayırımcılık ve ötekileştiriyor. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan ‘kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan’ vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.
BAŞÖRTÜSÜ KADINLARIN KİMLİĞİDİR, KİŞİLİĞİDİR.
Konuşmalarında başörtüsünün, politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi olmadığını vurgulayan Dalaz, “İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele omuz omuza bu çağdışı yasağı kaldırmalıyız. Başörtüsü inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır “ dedi.
Dalaz, ayrıca Namık Kemal İlköğretim Okulu öğretmeni Gülşah Aktürk’ün izne gittiği memleketi Konya’da sokak ortasında tabancayla vurularak öldürülmesinden dolayı üzüntüsünü dile getirerek, ”Gülşah Hoca’yı öldüren bu zihniyeti buradan kınıyor ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz” dedi.