İzed’den 'Anne-baba Tutumları' Konferansı

Altunkalp Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Ayhan Altunsoy, aşırı koruyucu ve baskıcı ana baba tutumlarının çocuklara zarar verdiğini söyledi.

İzed’den 'Anne-baba Tutumları' Konferansı
İnegöl Zihinsel Engelliler Derneği (İZED) tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonunda 'Anne-Baba Tutumları ve Çocuğun Gelişimine Etkileri' konulu konferans düzenlendi.

Konferansın açış konuşmasını yapan İZED Başkanı Halil Peynirci, 10 yıldır geleneksel olarak her ayın ilk çarşamba akşamı bir araya geldiklerini belirterek, "Çeşitli konularda konferanslar düzenliyoruz. Engelliler ve rehabilitasyonları konusunda seminerler tertipliyoruz. Kendilerine en yetkili ağızdan bilgi vermeye çalışıyoruz. Bu toplantılarımız devam edecek. İnegöl'den ve Bursa'dan akademisyenlerin iştirakiyle yeni yeni faaliyetler yapacağız" dedi.

Konferansın konuşmacısı Altunkalp Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Ayhan Altunsoy ise, "Çocukluk dönemi, özellikle erken çocukluk da denilen 0-6 yaş arasındaki dönem, çocukların çevrelerinden en çok etkilendikleri dönemdir. Anne, baba ve ailenin diğer fertlerinin çocukla olan etkileşimi, çocuğun ileride nasıl bir insan olacağını etkilemektedir. Ailede, anne babanın çocukla nasıl iletişim kurduğu, istendikleri davranışları nasıl kazandırdığı, çocuğun aile içinde bir fert olarak kabul edilip edilmediği, sevginin nasıl ifade edildiği, eğitimde kullandığı disiplin yöntemleri anne baba tutumunun nasıl olduğunu belirler" dedi

"Anne baba tutumlarını, olumsuz ve olumlu olarak ikiye ayırabiliriz" diyen Altunsoy, "Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır, sevgi ve eğitim. Olumsuz anne-baba tutumları, aşırı koruyucu ve kaygılı anne-baba tutumu. Bu tutumda anne-baba çocuğun her davranışına müdahale eder. Sürekli çocuğa yaşından daha küçükmüş gibi muamele edilir. Aile aşırı koruyucu ve vericidir. Çocuğun kendini tanımasını ve yapabileceklerini fark etmesini engelleyen bir anne-baba tutumudur. Çocuğun bireyselleşme çabalarını engelleyen bir tutumdur. Bu tutumla yetişen çocuklar, bağımlı kişilik yapısı geliştirirler. Çocuk kendi başına karar vermede güçlükler yaşar. Çocuğun kendine güveni yoktur. Genelde tek başına bir işe başlama ya da sürdürme becerilerini gösteremezler. Aşırı baskıcı ve otoriter anne-baba tutumu, ailede katı bir disiplin anlayışı ve baskıcı bir tutum vardır. Çocuktan ailenin kurallarına şartsız uyulması beklenir. Aile içinde korku hakimdir ve çocuk korku ile büyür. Bu tutumla yetişen çocuklarda saldırgan ve uyumsuz davranışlar görülür. Arkadaşlarına evde karşılaştığı olumsuz davranışları sergiler. Sürekli eleştirildiği için benlik saygısı geliştiremedikleri görülür. Sınırsız özgürlükçü anne-baba tutumu, bu tutumu gösteren ailelerde çocuğa aşırı düşkünlük ve hoşgörü vardır. Aile çocuk ilişkisinde sınırlar ve kurallar belli değildir. Çocuk evde patrondur, ve her istediği, istediği anda yapılır. Bu tutumla yetişen çocuklar bencil, doyumsuz, kırılgan, her dediğinin anında olmasını isteyen, sabırsız fertler olabilirler. Doyumsuzluk ve iç boşluk vardır. Kuralsızlığa alışan çocuk, sosyal ortamlarda (okul gibi) kurallarla karşılaştığında uyum sağlamakta zorlanırlar. Mükemmeliyetçi anne-baba tutumu, bu tutumu benimseyen anne babalar, çocuklarını akademik, sosyal, sanatsal, sportif her alanda kusursuz olmasını beklerler. Aile beklentilerini karşılaması için çocuk yoğun bir eğitim sürecine tabi tutar. Çocuktan beklentiler yaşının ve kapasitesinin üzerindedir. Bu tutumla yetişen çocuklar kendi doğal iç güdüleri ve kurallar arasına sıkışıp kalmıştır. Sürekli bir iç çatışma içindedir. Fikirleri genellikle çok katıdır. Her işte üstün olmak ister ve bunu başaramadığı noktada hayal kırıklığına uğrar. Çalışmayı tamamen bırakabilir ve aşağılık duygusu gelişir" diye konuştu.

Kaynak: İHA