''türkiye'nin Büyüme Hızından Daha Hızlı Büyüyecek Bir Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yapılanmasını Sağlamamız Gerekiyor''
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin büyüme hızından daha hızlı büyüyecek bir yenilenebilir enerji kaynakları yapılanmasını sağlamak gerektiğini belirterek, ''Böyle olmazsa, Türkiye daha hızlı büyürse, ithal ettiğimiz doğal gazı daha fazla ithal etmek zorunda kalırız'' dedi.
Bakan Yıldız, Wow Convention Center'da gerçekleşen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin özel sektör eliyle büyüme tercihinde bulunduğunu ve serbestleşen, liberalleşen piyasada enerji yapılanmasını çevreye rağmen değil çevreyle beraber ve uyumlu bir şekilde oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'nin büyümesini karşılayacak yapılanmayı mutlaka sağlamak zorunda olduklarını ifade eden Yıldız, ''Enerji sektörünün birçok şeye mazereti olabilir ama Türkiye'nin büyümesini sağlayacak olan enerji arzıyla alakalı herhangi bir mazereti olamaz. O yüzden bizler öngörülen büyüme rakamlarını dikkate alarak ondan daha fazla büyüyecek bir yapıyı mutlaka kurgulamamız lazım'' diye konuştu.
Sürdürülebilir bir enerji ve sürdürülebilir bir gelecek için mutlaka iklim değişikliklerine, çevre hassasiyetlerine, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem vermek gerektiğine vurgu yapan Yıldız, ''Burada hem kamuya hem de özel sektöre düşen önemli görevler var. Eğer biz Türkiye'nin büyümesini, yenilenebilir enerji kaynaklarından yeterince yapamazsak, sistem boşluğu affetmez ve yerine her zaman şikayet ettiğimiz fosil kaynaklardan, ithal ettiğimiz petrol ve doğalgazdan bahsederiz. O yüzden Türkiye'nin büyüme hızını dikkate almamız lazım ve o büyüme hızını daha da aşacak, dolayısıyla farklı bir ifadeyle Türkiye'nin büyüme hızından daha hızlı büyüyecek bir yenilenebilir enerji kaynakları yapılanmasını sağlamamız gerekiyor. Böyle olmazsa, Türkiye daha hızlı büyürse, ithal ettiğimiz doğal gazı daha fazla ithal etmek zorunda kalırız. O yüzden Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirerek, nükleer güç santrallerini de dahil ederek ve bir nevi onu da yenilenebilir enerji kaynakları kapsamına alarak yoluna devam etmektedir'' değerlendirmesinde bulundu.
-''11 bin megavat civarında lisans verildi''-
Türkiye'nin bilgi eksiği bulunmadığını ve şimdi eylem sırasının geldiğine işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:
''1 Kasım 2007'de başlayan rüzgarla alakalı çalışmanın, daha hızlı yürüyebileceği ve artık kamu mazeretleri yerine özel sektör mazeretlerini konuşacağımız bir ortama giriyoruz. Uygun bulunmayla beraber 11 bin megavat civarında lisans verildi.
Şimdi bunun mutlaka gerçek yatırımcılarla beraber realize edilmesi lazım. Çünkü biz geçici madde düzenliyoruz. Bir yatırımcı gelmiş ve bize demiş ki 'Ben buraya rüzgar santraliyle bağlanacağım, şu trafoya bağlanacağım.' Biz ona bir kapasite tahsis etmişiz. O kapasite kullanılmak durumunda. Ne kadar kullanılmaz- 3 yılı, 5 yılı geçmez.
Şu anda bu salonda, gerçek yatırımcılar ile gerçek yatırımcı olmaya aday rüzgarcılar arasında bir anket yapsak mutlaka gerçek yatırımcıların bir kısım sıkıntılarının şikayetlerinin olduğunu göreceğiz. 'Ben falan trafoya bağlanmak istiyorum ama kapasitesi dolu' diyorlar. O zaman daha önce yatırımını gerçekleştirecek olanlara bir öncelik vermemiz lazım. O yüzden yeni taslağımız inşallah enerji komisyonu marifetiyle TBMM Genel Kurulu'na gelecek olan yapıda mevcut üretim lisansı olup da inşaat öncesi süresini bitirmeyenler veya şu veya bu gerekçeyle bitiremeyenler 6 aylık bir ön lisansa tabi olacaklar. Bu, yatırımları hızlandırmak adına yapılan bir madde olacak. Mutlaka herkesin belli bir süre içerisinde bu yatırımlarını gerçekleştirme zorunluluğu getiriyoruz.''
-''Enerji sektörü Türkiye'nin notunu çok daha önceden artırdı''-
Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu artırdığını ama enerji sektörünün Türkiye'nin notunu çok daha önceden artırdığını dile getiren Yıldız, enerji sektöründe uluslararası sermayeyle beraber 2011 yılında 4,3 milyar dolarlık bir doğrudan giriş olduğu bilgisini verdi.
Yıldız, ''Bu not yükseltilmeden dahi enerji sektörü bunu satın almıştı. Bu, hem Türkiye'deki siyasi istikrara olan güvenin sürdürülebilir hale gelmesiyle alakalı ciddi bir veridir, aynı zamanda enerji sektöründeki yapacakları işlere duyulan güvendir. Tabii ki artırıyor olması bir kısım uluslararası sermayenin yeni oluşabilecek sermaye noktalarının harekete geçirilebileceğine de işaret etmektedir. O yüzden zemini sağlam ve Son derece stabil büyümeyi karşılayacak enerji yapılandırmasını sağlamamız lazım'' diye konuştu.
Siyasi istikrarın kolaylaştırdığı kaynaklar bulunduğunu, ama siyasi istikrarsızlığın zorlaştıramadığı kaynaklar olduğunu belirten Yıldız, ''Rüzgar böyle bir kaynak. Arz ve talepten kaynaklanmayarak ham petrol fiyatlarının değiştiğini görüyoruz. Arap Baharı deniliyor, bir başka gerekçe deniliyor, 2013'te öngörülebilecek birtakım sıkıntılardan bahsedilerek bu konu açılıyor ve ham petrolün fiyatı 10 dolar, 20 dolar artıyor. Bu bizi tabii ki olumsuz etkiliyor. Ama rüzgar böyle değil. Yani sizdeki veya çevrenizdeki bir siyasi istikrarsızlık bu kaynağı etkileyemiyor. O açıdan ben bunu çok önemli bir avantaj olarak görüyorum'' şeklinde konuştu.
Muhabir: Mücahid Eker
Yayıncı: Affan Kulunyar
Kaynak: AA
Türkiye'nin büyümesini karşılayacak yapılanmayı mutlaka sağlamak zorunda olduklarını ifade eden Yıldız, ''Enerji sektörünün birçok şeye mazereti olabilir ama Türkiye'nin büyümesini sağlayacak olan enerji arzıyla alakalı herhangi bir mazereti olamaz. O yüzden bizler öngörülen büyüme rakamlarını dikkate alarak ondan daha fazla büyüyecek bir yapıyı mutlaka kurgulamamız lazım'' diye konuştu.
Sürdürülebilir bir enerji ve sürdürülebilir bir gelecek için mutlaka iklim değişikliklerine, çevre hassasiyetlerine, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem vermek gerektiğine vurgu yapan Yıldız, ''Burada hem kamuya hem de özel sektöre düşen önemli görevler var. Eğer biz Türkiye'nin büyümesini, yenilenebilir enerji kaynaklarından yeterince yapamazsak, sistem boşluğu affetmez ve yerine her zaman şikayet ettiğimiz fosil kaynaklardan, ithal ettiğimiz petrol ve doğalgazdan bahsederiz. O yüzden Türkiye'nin büyüme hızını dikkate almamız lazım ve o büyüme hızını daha da aşacak, dolayısıyla farklı bir ifadeyle Türkiye'nin büyüme hızından daha hızlı büyüyecek bir yenilenebilir enerji kaynakları yapılanmasını sağlamamız gerekiyor. Böyle olmazsa, Türkiye daha hızlı büyürse, ithal ettiğimiz doğal gazı daha fazla ithal etmek zorunda kalırız. O yüzden Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirerek, nükleer güç santrallerini de dahil ederek ve bir nevi onu da yenilenebilir enerji kaynakları kapsamına alarak yoluna devam etmektedir'' değerlendirmesinde bulundu.
-''11 bin megavat civarında lisans verildi''-
Türkiye'nin bilgi eksiği bulunmadığını ve şimdi eylem sırasının geldiğine işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:
''1 Kasım 2007'de başlayan rüzgarla alakalı çalışmanın, daha hızlı yürüyebileceği ve artık kamu mazeretleri yerine özel sektör mazeretlerini konuşacağımız bir ortama giriyoruz. Uygun bulunmayla beraber 11 bin megavat civarında lisans verildi.
Şimdi bunun mutlaka gerçek yatırımcılarla beraber realize edilmesi lazım. Çünkü biz geçici madde düzenliyoruz. Bir yatırımcı gelmiş ve bize demiş ki 'Ben buraya rüzgar santraliyle bağlanacağım, şu trafoya bağlanacağım.' Biz ona bir kapasite tahsis etmişiz. O kapasite kullanılmak durumunda. Ne kadar kullanılmaz- 3 yılı, 5 yılı geçmez.
Şu anda bu salonda, gerçek yatırımcılar ile gerçek yatırımcı olmaya aday rüzgarcılar arasında bir anket yapsak mutlaka gerçek yatırımcıların bir kısım sıkıntılarının şikayetlerinin olduğunu göreceğiz. 'Ben falan trafoya bağlanmak istiyorum ama kapasitesi dolu' diyorlar. O zaman daha önce yatırımını gerçekleştirecek olanlara bir öncelik vermemiz lazım. O yüzden yeni taslağımız inşallah enerji komisyonu marifetiyle TBMM Genel Kurulu'na gelecek olan yapıda mevcut üretim lisansı olup da inşaat öncesi süresini bitirmeyenler veya şu veya bu gerekçeyle bitiremeyenler 6 aylık bir ön lisansa tabi olacaklar. Bu, yatırımları hızlandırmak adına yapılan bir madde olacak. Mutlaka herkesin belli bir süre içerisinde bu yatırımlarını gerçekleştirme zorunluluğu getiriyoruz.''
-''Enerji sektörü Türkiye'nin notunu çok daha önceden artırdı''-
Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu artırdığını ama enerji sektörünün Türkiye'nin notunu çok daha önceden artırdığını dile getiren Yıldız, enerji sektöründe uluslararası sermayeyle beraber 2011 yılında 4,3 milyar dolarlık bir doğrudan giriş olduğu bilgisini verdi.
Yıldız, ''Bu not yükseltilmeden dahi enerji sektörü bunu satın almıştı. Bu, hem Türkiye'deki siyasi istikrara olan güvenin sürdürülebilir hale gelmesiyle alakalı ciddi bir veridir, aynı zamanda enerji sektöründeki yapacakları işlere duyulan güvendir. Tabii ki artırıyor olması bir kısım uluslararası sermayenin yeni oluşabilecek sermaye noktalarının harekete geçirilebileceğine de işaret etmektedir. O yüzden zemini sağlam ve Son derece stabil büyümeyi karşılayacak enerji yapılandırmasını sağlamamız lazım'' diye konuştu.
Siyasi istikrarın kolaylaştırdığı kaynaklar bulunduğunu, ama siyasi istikrarsızlığın zorlaştıramadığı kaynaklar olduğunu belirten Yıldız, ''Rüzgar böyle bir kaynak. Arz ve talepten kaynaklanmayarak ham petrol fiyatlarının değiştiğini görüyoruz. Arap Baharı deniliyor, bir başka gerekçe deniliyor, 2013'te öngörülebilecek birtakım sıkıntılardan bahsedilerek bu konu açılıyor ve ham petrolün fiyatı 10 dolar, 20 dolar artıyor. Bu bizi tabii ki olumsuz etkiliyor. Ama rüzgar böyle değil. Yani sizdeki veya çevrenizdeki bir siyasi istikrarsızlık bu kaynağı etkileyemiyor. O açıdan ben bunu çok önemli bir avantaj olarak görüyorum'' şeklinde konuştu.
Muhabir: Mücahid Eker
Yayıncı: Affan Kulunyar