TKBB Başkanı Ufuk Uyan, AA Finans Masası'na Konuk Oldu

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan, katılım bankacılığının finans sektöründen aldığı payı yüzde 15'lere ulaştırmayı hedeflediklerini belirtti. Uyan, ''2012 sonu itibariyle 50 milyar liralık toplam fon rakamını aşacağımızı, kullandırılan fonlarda 52-53 milyar mertebesine ulaşacağımızı, aktif toplamında da 70 milyar lirayı zorlayacağımızı tahmin ediyoruz'' dedi.

AA Finans Masası'na konuk olan Uyan, konvansiyonel bankacılık sektörünün Türkiye'de 1860'lardan beri faaliyette bulunduğunu, katılım bankacılığının ise 23-25 yıllık yeni gelişen bir sektör olduğunu söyledi.

Uyan, 18 Ekim itibariyle topladıkları kaynakların 47 milyar lira, kullandırdıkları fonların 49 milyar lira, aktif toplamlarının ise 66 milyar lira olduğu bilgisini verdi.

Sektör payı itibariyle bakıldığında, toplanan fonlarda yüzde 6,88'lerde olduklarını anlatan Uyan, ''Kullandırılan fonlarda yüzde 6, aktif toplamında yüzde 5'lerde. Bizim aslında hedefimiz katılım bankacılığının finans sektöründen aldığı payı yüzde 15'lere ulaştırmak. 2012 sonu itibariyle 50 milyar liralık toplam fon rakamını aşacağımızı, kullandırılan fonlarda 52-53 milyar mertebesine ulaşacağımızı, aktif toplamında da 70 milyar lirayı zorlayacağımızı tahmin ediyoruz'' diye konuştu.

Bu fonların tamamen reel sektöre tahsis edilmiş fonlar olduğuna işaret eden Uyan, ''Şu ana kadar özellikle çok az bir sermaye piyasası ürünü vardı. En son ihraç edilen kira sertifikalarıyla birlikte katılım bankacılığımızın portföyü içerisinde yüzde 4-5'ler mertebesinde bir sermaye piyasası ürünü de var. Kira sertifikası da girmiş oldu. Bankacılık sektörüne baktığınız zaman bu oranların yüzde 20'ler mertebesinde olduğunu görüyoruz. Bu, şu anki bizim aktif-pasif yapımızın daha çok reel sektöre yönelik olduğunu gösteriyor'' değerlendirmesini yaptı.

-''Gayemiz bundan sonra firmalarımız adına uzun vadeli kaynak oluşturmak''-

Uyan, 2013 yılında minimum yüzde 20 büyümeyle 60 milyar lira civarında bir fona ulaşmayı hedeflediklerini söyleyerek, şunları kaydetti:

''Not artışıyla birlikte parasal hareketler de artacağı için belki fevkinde de bir büyüme olabilir. Kredide de benzer paralelde gidecektir bu rakamlar. Orta vadede yüzde 10'lara gelme hedefimiz var. Uzun vadede de yüzde 15'lere gelme hedefimiz var. Bütün bunlar ürünle ilgili. Yani siz ürün geliştirebiliyorsanız, alternatif ürünler oluşturabiliyorsanız bu paylar Uzak Doğu'daki paylara erişebilir. Uzak Doğu'ya baktığınız zaman Malezya'da 20'lerin üzerinde.

Kuveyt'te veya Körfez'de rakamlar bizden daha iyi. Çünkü Malezya'da, dünyada konvansiyonel bankacılıkta ne tür ürün varsa, katılım bankacılığı alternatifini geliştirmişler. Biz Katılım Bankaları Birliği olarak Malezya İslam Bankaları Birliği ile bir ortak anlaşma yaptık, ürün paylaşımı yapıyoruz, onların ürünlerini biz aldık, biz de kendi ürünlerimizi verdik. Böylece 'farklı ürünler varsa bu ürünleri biz de burada geliştirelim, danışma kurullarımızdan geçirelim' gibi çalışmalarımız var. Bu ürün geliştikçe bu rakamlar daha ileri gidecektir. 'Sukuk'un gelişmesi, kira sertifikasının çıkarılması bile 10 yılı aldı.''

-''Sermaye Piyasası Kanunu süreçleri hızlandıracak''-

Uyan, Sermaye Piyasası Kanunu çıktıktan sonra bu süreçlerin hızlanabileceğini belirterek, ''Özellikle kira sertifikasının banka dışı kurumlara yönelik de uygulanması açısından, SPK mevzuatında değişiklik gerektiren birkaç husus var. Bunlar da gerçekleştirildiği takdirde bundan sonra bankalarımızın yaptığı gibi bu tür varlığı olan, gayrimenkul varlığı olan veya diğer firmalarımız da sukuk ihracını deneyebilir. Türkiye'de bu ihracı yapabilecek firmalarımız var. Biz de nitekim bu konuda çalışıyoruz Kuveyt Türk olarak veya diğer katılım bankaları olarak. Gayemiz bundan sonra firmalarımız adına uzun vadeli kaynak oluşturmak'' şeklinde konuştu.

-''Tasarruf yapma eğiliminin artırılması lazım''-

Türkiye'de tasarruf oranlarının çok düşük olduğuna dikkati çeken Uyan, katılım bankaları, özellikle de Kuveyt Türk olarak ''altın'' ürününü yastık altı tasarrufları ekonomiye kazandırmak için geliştirdiklerini vurguladı.

Türkiye'nin tasarruf oranının yüzde 22'lerden 12'lere gerilediğini anımsatan Uyan, ''Ama altın tasarruflarına baktığınız zaman 15-18 milyar mertebesine geldi. Demek ki ciddi bir tasarruf var. Bir kısmını ekonomiye biz kazandırdık. Tasarruf yapma eğiliminin artırılması lazım. Bu konuda birlik olarak, bankalar olarak hepimize görev düşüyor. Buna yönelik ürünler geliştirmemiz lazım ki, bu ürünlerle yatırımları finanse edebilelim. Çok genç bir nüfusumuz var, istihdam üretebilelim'' yorumunu yaptı.

Şu anda bireysel emeklilik sisteminin geliştiğini ve uzun vadeli ve istikrarlı bir fon kaynağı oluşturma anlamında çok önemli bir ürün olduğunu dile getiren Uyan, ''Özellikle son yüzde 25'lik katkı payından sonra katılım bankalarımızın buraya ciddi bir eğilim içerisinde olacağını umut ediyorum ve öyleler şu anda. Rakamlarımız çok düşük; binde 3'ler mertebesinde pazar payımız, 40 bin tane müşterimiz var, 40 milyon liralık bir prim üretmişiz bugüne kadar'' dedi.

-''Altın bankacılığı hiçbir zaman kuyumcuya rakip değil''-

Bankaların yüzde 20 olan fon toplama sınırının artırılması gerektiğine vurgu yapan Uyan, altın bankacılığına ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:

''Katılım bankacılığı tamamen reel sektörle entegre çalışan bir sistem. Dolayısıyla bizim kuyumculuk sektörünün aleyhine bir niyet içinde olmamız düşünülemez. Netice itibariyle bizim çıkardığımız, ürettiğimiz bu altınlar yastık altında, hurda olarak tutulan ve ekonomiye kazandırma niyetiyle yapılan çalışma neticesinde çıkan altınlar. Eğer ki biz bu ürünü geliştirmeseydik, bu süreçte vatandaş yine altın alacaktı. Neticede bu sefer yastık altına gidecekti. Şimdi hem sistemde kaldı, bir kısmı hurda olarak geldi ve en son 15 milyar lira mertebesinde bir altın mevduatı oluştu.

Biz bu altınları bir yerde tutmuyoruz. Bu altınları alıyoruz, tekrar kuyumcularımıza veriyoruz. Altını hurda halinde olarak topladığımız ve hasa çevirdiğimiz zaman yaptığımız işlem nedir- Bunu ben kuyumcuya veriyorum. Karşılığında bir gelir üretmem lazım ki gelir de dağıtıyorum, kar payı dağıtıyorum.

Benim sistemim içerisinde faizsiz bankacılığa uygun şekilde yapıyorum. Nasıl yapıyorum- Altın veriyorum, ondan dolar alıyorum mesela. O dolarını değerlendiriyorum. Ondan elde ettiğim kar payını altın cinsinden dağıtıyorum veya altın cinsinden borç veriyorum ona. O borçla üretim yapıyor ve o ürettiği karı, zararı altın cinsinden paylaşıyorum sistemim içerisinde. Tabi yüzde 100'ünü de yapmam da beklenemez. Ben bir bankayım, tasarruf sahibi geldiğinde her an altınını altın cinsinden vermeyi taahhüt ediyorum. Dolayısıyla ben hiçbir zaman kuyumcuya rakip değilim.''

Uyan, bankaların cumhuriyet altını satmasının otoriteler uygun görmesi halinde yapılabileceğini belirterek, ''Mühim olan, bu atıl kaynağın ekonomiye kazandırılması, tasarruf bilincinin artırılması, tüketimin artırılması değil... Bize büyük görev düşüyor bankalar olarak ve katılım bankaları olarak. Biz bu konuda rol üstlenmiş olarak görüyoruz kendimizi'' diye konuştu.

Muhabir: Mücahid Eker

Yayıncı: Zekeriya Gülün
Kaynak: AA