Teşvikler Umutları Artırdı, Kimya Sektörü 55 Milyar Dolara Koşuyor

Hükümetin 2023 hedefi kapsamında kimya sektörü için belirlenen ihracat hedefi 55 milyar dolar.

Hali hazırda 10 milyar dolar ihracat yapan sektör, açıklanan teşvikler sayesinde 100. yıl hedefini artık daha ulaşılabilir görüyor. Alt yapı yetersizliğinden yakınan sektör temsilcilerinin acil beklentisi ise kimya organize sanayi bölgeleri. Kısa sürede uluslararası kimliğe bürünmesi planlanan kimya organize sanayi bölgeleri ile daha nitelikli ürün üretiminin yanı sıra dünya devlerinin de Türkiye’ye çekileceği düşünülüyor. Bursa’dan dünyanın dört bir tarafına kozmetik ürünü ihraç eden İlkom Yönetim Kurulu Başkanı İlker Duran, sektörün durumu hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Meclis üyesi olan İlker Duran, kimya sektörünün 30 milyar dolar ithalata karşın 10 milyar dolar ihracat yaptığını dile getirdi. Bu rakamın içinde petrol ve türevlerinin olmadığını ifade eden Duran, üretilen ürünün niteliğinin de düşük olduğunu kaydetti.

“AR-GE’YE CİDDİ DESTEKLER VAR”

İthal edilen ürünün kilogram fiyatının ortalama 2 dolar olduğunu, ihraç ürününün kilogram fiyatını ise 90 cent seviyesinde kaldığını belirten Duran, bunun nedeni olarak teknoloji yoğun ürün üretememeyi gösterdi. Sektörde teknolojinin pahalı olduğuna dikkat çeken Duran, şunları söyledi: “Firmaların teknoloji yatırımları ve Ar-Ge yatırımları çok ciddi rakamlar tutuyor. Biz ülkemizde de yeni yeni Ar-Ge oluşmaya başladı.

Burada ciddi destekler de var. TÜBİTAK, Sanayi Bakanlığı ve KOSGEB’in ciddi anlamda destekleri var. Çeşitli sıkıntılar da var. Geri dönüşümlerde ciddi sıkıntı var, Ar-Ge konusunda teknik olarak danışılacak imkanlar kısıtlı, üniversitelerle işbirliğinde gözden geçirilmesi gereken meseleler var. Bu konuda belli hocalar var, onların etrafında dönüyor her şey. Onlarda da bir tekelleşme söz konusu. Burada da çeşitlilik artarsa, bizlerin de gideceği yerler çoğalırsa, daha farklı ve fazla bilgiye ulaşılmış olacak. Üniversite sanayi işbirliği de çok önemli. Öğrenciler yetişirken, sanayiden uzak yetişiyorlar. Staj genelde günü kurtarmak, not almak için formalite olarak görülüyor. Akademik kariyer alırken bu hocaların mutlaka sanayici ile işbirliği içinde sanayi ile işbirliği içinde bir bitirme projelerinin olması lazım.” “HÜKÜMET İŞİN FARKINA VARMIŞ” En son çıkan teşvik yasasının önemine değinen Duran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet bu işin farkına varmış. Eskiden teşviklerin çoğu, Türkiye’de hiç üretilmeyen yada çok az üretilen ürünlere veriliyordu. Şimdi teşvikler hep kimyayı tarif ediyor aslında. Bizim bir kere Türkiye’de nitelikli ürün üretmemiz gerekiyor. Hiç üretilmeyen, ithalatı tersine çevirip ihraç edilecek ürünlerin önce tespit edilmesi, envanterinin çıkartılması gerekiyor. Bunun sonucunda sanayici ve işletmeler, üniversitelerden itibaren yoğunluğun onlara verilmesi lazım. Bizim ihracat anlamında özellikle kaliteli üründe çok fazla sıkıntımız yok ama nitelik ve çeşitlilik anlamında sıkıntımız var. Kimya’da öyle stratejik ürün var ki, bunu da dünyada tekelleşmiş 2-3 firma götürüyor. Buralarda biz de varız dememiz lazım. Öncelikle devlet Ar-Ge ve teşvik anlamında iyi adımlar attı ama bunun altının da doldurulması lazım.” “2023 HEDEFİNE ULAŞILABİLİR” Kimya sektörünün 55 milyar dolarlık hedefine ‘birazcık motivasyonla’ oluşmasının mümkün olmadığını dile getiren Duran, ciddi adımlar atmak gerektiğini ifade etti.

Teşviklerin hiç üretilmeyen, ilk olan, ithalatı tersine çevirecek ürünlere verildiğini hatırlatan Duran, bunların kimya sektörünün sıkıntısı olduğunu kaydetti.

Hedefin yakalanması için önceliğin alt yapıya verilmesi gerektiğine işaret eden Duran, tesislerin son teknoloji ile yoğun kapasitelere ulaşması halinde hedefe ulaşılabileceğini ifade etti.

“KİMYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ OLMAZSA OLMAZ” İlker Duran, ‘sektör için olmazsa olmaz’ şeklinde nitelendirdiği kimya organize sanayi bölgeleri hakkındaki düşüncelerini ise şöyle açıkladı: “Hem ihracat hem çevre hem de ülkeye katkı anlamında mutlaka düzenli organize sanayi bölgelerinin oluşması lazım. Şuan mevcut kapasiteleri ile üretim yapan kimyacıların işini daha kolaylaştıracağız. Daha da önemlisi, bizim gönlümüzde yapan uluslar arası niteliğe kavuşması. Uluslar arası kimya organize sanayi bölgeleri oluştuğu zaman, dünya devlerine cazip gelirse, zaten cazip bir ülkeyiz, muhakkak işin kaynağına gelip yatırım yapmaları söz konusu. Hem teknoloji transfer etmiş olacağız, hem uluslar arası devler yanı başımızda olacak. Onlardan bilgi ve teknoloji transferleri de yapabileceğiz. Öyle bir alt yapı oluşturmak lazım ki mesela Almanya’daki bir sanayi devi rahatlıkla ben buraya yatırım yapacağım demesi lazım.” Bursa’da kimya sektörü içinde 600’e şirket bulunduğunu ve bunların sıkış tepiş ortamlarda çalıştığını vurgulayan Duran, şehir merkezinde kalan sanayi bölgelerinin ise çok pahalı olduğunu belirtti.

Şirketler için arsa düşünmekten, işlerini düşünmeye vakit bulamadığını savunan Duran, kimya sanayi bölgelerinin kurulmasıyla insanların sadece üretimlerini düşüneceğini, ihracat imkanlarını araştıracağını dile getirdi. “TOKİ, SANAYİCİYE KİRA ÖDER GİBİ İŞYERİ SATSIN”Hükümetin bu anlamda sanayiciye verdiği destekleri hatırlatan Duran, asıl yapılması gerekeni şöyle ifade etti: “Mesela kira öder gibi daire sahibi oluyor herkes. Ama bence ondan daha önce gelen işyeridir. Ben mesela önce iş yerimin olmasını isterim. Ondan sonra evim olsun isterim. Ama böyle bir çalışma yok. Mesela KOBİ’lerin kira öder gibi işyeri sahibi olması lazım. Hükümet böyle bir şey başlatsın. TOKİ’yi devreye soksun. Çünkü bu çok stratejik bir öneme sahip. B artık şahısların meselesi değil, bu devletin meselesi. Ticarette yatırım yapacaksanız ön araştırma yapıyorsunuz, karlılık gördüğünüz zaman yatırım yapıyorsunuz sonra karlılık geliyor. Kimya OSB’lerde de, devlet yatırım yapsın karşılığını fazlasıyla geri alacaktır. Biz size yer gönderelim, gidin yapın demekle o kadar olur. Bu olursa birçok arkadaş hem işini büyütmeye, kapasitesini artırmaya gidecek, yeni ürünler için arayışa girecek. Şuan birçok arkadaşımız yer sıkıntısından sıkış tepiş çalışıyor. Yurtdışında çok geniş alanlara sahip firmalar. Sonucunu da görüyorlar. Dolayısıyla KOBİ’lere kira öder gibi işyeri ve fabrika sahibi olmalarının yolunun açılması lazım.”