Cinsellikte Kendiniz Gibi Olun

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Taner Canatar, çiftlerin cinselliği bir görev ve baskı aracı olarak görmemesi gerektiğini ifade ederek, uzun süreli ilişkilerde cinselliği tutkuyla sürdürmenin de kişinin kendisi gibi olabilme kabiliyetine bağlı olduğunu söyledi.

Cinsellikte Kendiniz Gibi Olun
Canatar, beslenmek, su içmek ve nefes almanın yaşamın, seks yapmanın da ilişkinin bir gereği olduğunu ifade ederek, bu nedenle de seksin zoraki yapılmaması, istekle ve bazen de kendiliğinden olması gerektiğinin altını çizdi.

Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresinin; duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken, kişinin kendisi gibi olarak kalabilme yeteneğine bağlı olduğunu vurgulayan Canatar, "Bunun için kişinin kendini bir şey yapmaya mecbur hissetmemesi ve performansıyla ilgili endişe duymaması gerekir" dedi.

‘Başaramama korkusu’ adı verilen performans anksiyetesinin önemini vurgulayan Canatar, "Çiftin ilişkisinde kıvılcım ve cinsel tutkunun yok olmasının en önemli nedenlerinden biri başaramama, tatmin edememe, yetersiz kalma gibi düşünce ve duygulara yol açabilen performans anksiyetesidir" ifadesin kullandı.

Canatar, birbirini tatmin etmeye çalışan veya yeterince tatmin edemediğini düşünen çiftlerin zamanla ilişkisinin sıkıcı olduğunu düşünmeye, cinsellikten soğumaya ve zamanla erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, uyarılma bozuklukları gibi cinsel işlev bozuklukları yaşamaya başlayabileceği uyarısında bulundu.

"Bunları yaşamamanın tek yolu, cinselliği görev ve baskı aracı olarak görmemek" diyen Canatar, "Herkes kendi cinsel tatmininden sorumlu. Buna; ‘sorumluluk alma modeli’ denir, bunun zıttı pasif kalma modelidir. Herkesin cinsel istek, uyarılma ve tatmin olma konusunda kendisine yardımcı olan kendisine özgü bir şartlar zinciri var" diye konuştu.

"KİŞİYİ CİNSEL OLARAK HAREKETE GEÇİREN KENDİSİDİR" Herkesin şartlarını talep etme ve isteme hakkı olduğunu hatırlatan Canatar, ancak çoğu kişi kendisini, partnerinin cinsel olarak uyarması gerektiğine ve tatmin olmasının partnerinin elinde olduğuna ve istediği şekilde uyarılmazsa veya tatmin olmazsa hem kendinin, hem de partnerinin eksik olduğuna inandığını anlattı. Canatar, "Cinsel terapistler olarak, kişiyi cinsel olarak harekete geçiren kuvvetin bilinçli veya değil, kendisi olduğunu vurguluyoruz. Böylece kişi, istek ve arzularını ifade etmek ile bunları bastırmak arasında bir seçimde bir tercihte bulunabilir. Kendine odaklanıp ortaya koyduğu cinsellikten zevk alabilir ve ayrıca partnerinin ve kendinin bilincine varabilir. Diğer bir değişle, kişinin içinde cinsel istek uyandırmak partnerinin değil, onun kendi görevi" dedi.

Uzman Doktor Canatar, açıklamasının devamında da şu görüşleri dile getirdi: “Kişi partnerinin hissetmek istediği cinsel arzuyu hissedebilmesi için ancak ona destek olabilir. Bunu ise, ruhunu ve bedenini bir armağan olarak sunarak ve onun isteklerini gerçekleştirmeyi seçerek yapabilir. İç çamaşırlar, mumlar ve hoş sözler güzeldir; ancak ilk aşama bunlar olmamalıdır. Öncelik, kişinin kendisidir. Bunlar ise daha sonra gelir. Bu bakış açısı, cinsel isteğin sorumluluğunu olması gerektiği yere, yani kişinin kendi omuzlarına yükler ve kontrolünün partnerinin elinde olmadığını anlamasına yardımcı olur. Çünkü kontrolü kaybetme duygusu bilinçdışı düzeyde çok korkutucudur. Pasif kalma modeli, kişinin partnerini veya ilişkisini suçlamasına neden olur. Sorumluluk alma modeli ise kişinin ilişkisinden zevk almasın, var olan sorunların üstesinden gelmesini sağlar ve çiftin birbirini aldatmasını engeller. "
Kaynak: İHA