Tarihçilerden Başbakan’a Destek: Osmanlı Şahsiyetleri Karikatürize Ediliyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Muhteşem Yüzyıl” adlı dizi filmde gösterilen Osmanlı sarayı ve Kanunî Sultan Süleyman’la ilgili olarak, “Bizim öyle bir ecdadımız yok” şeklindeki eleştirilerine tarihçilerden de destek geldi.
" Osmanlı Müesseseleri Tarihi" ve "Osmanlı Tarih Sözlüğü" gibi eserleri bulunan Denizli Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal, söz konusu filmde Osmanlı tarihindeki şahsiyetlerin karikatürize edildiğini belirterek, “Başbakan, eleştirilerinde yerden göğe haklıdır.” dedi.
Ünal, Osmanlı sarayı ve haremle ilgili sahneler ve verilen imajla tarihî gerçeklerin tersyüz edildiğini söyledi.
'MEKKE VE MEDİNE NAZIRI DARÜSSA'ADE AĞALARI EŞCİNSELMİŞ GİBİ YANSITILIYOR'Osmanlı hareminde esaslı bir eğitim öğretim verildiğini, haremin çok önemli bir okul olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal, “Orada öncelikle dinî eğitim, görgü kuralları, güzel sanatlar öğretiliyor. Osmanlı kadını tipi, haremin ürünüdür. Bu sıfat mütehakkim, otoriter, sözünü dinleten, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen, büyük bir nezaket ve zerafet sahibi kadın demektir. Dizideki Hürrem Sultan ve diğer kadınlar ise böyle bir tipi yansıtmıyor.” diye konuştu.
Darüssa'ade ağalarının, hadım olmakla beraber son derece dindar, salâbet sahibi ve çok nüfuzlu şahsiyetler olduğunu belirten Ünal, “İmparatorluktaki en büyük vakıflar olan Mekke ve Medine vakıflarının nazırıdır ama dizideki Sünbül Ağa sadece hadım değil, aynı zamanda eşcinselmiş gibi yansıtılıyor. Harem kadınlarının giyimi dekolte. Yok böyle bir şey. Tek meşgaleleri entrika. Halbuki haremin okul hüviyeti yansıtılmıyor. Haremde büyük bir nezaket hüküm sürerdi. Dizide sürekli bir çekişme var. Gerçekte haremde, yüksek sesle konuşmak bile normal karşılanmaz. Orada bir hiyerarşi vardı, herkes birbirine saygılıydı.” şeklinde konuştu.
'DİZİ YAPIMCILARI, TARİHÇİ DANIŞMANLARI DİNLEMİYOR'Bazı tarihî konulu dizi filmlerde tarihçi danışmanlar olduğunu ancak yapımcıların onları dinlemeden bildiğini okuduğunu söyleyen Mehmet Ali Ünal, buna karşılık Başbakan Erdoğan'ın, diziyi meydanlarda eleştirerek reklamını yaptığını vurguladı: “Doğrusu dizinin yapımcıları, isteseler bu kadar reklam yapamazdı. İkinci olarak, Başbakan'ın dizilere müdahalesi antidemokratik bir girişim olarak yorumlanacak ve sansür olarak algılanacaktır. Bu bakımdan siyaset kurumunun sanat dünyasına bu şekilde müdahalesi isabetli olmamıştır görüşündeyim.”
Ünal, Osmanlı sarayı ve haremle ilgili sahneler ve verilen imajla tarihî gerçeklerin tersyüz edildiğini söyledi.
'MEKKE VE MEDİNE NAZIRI DARÜSSA'ADE AĞALARI EŞCİNSELMİŞ GİBİ YANSITILIYOR'Osmanlı hareminde esaslı bir eğitim öğretim verildiğini, haremin çok önemli bir okul olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal, “Orada öncelikle dinî eğitim, görgü kuralları, güzel sanatlar öğretiliyor. Osmanlı kadını tipi, haremin ürünüdür. Bu sıfat mütehakkim, otoriter, sözünü dinleten, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen, büyük bir nezaket ve zerafet sahibi kadın demektir. Dizideki Hürrem Sultan ve diğer kadınlar ise böyle bir tipi yansıtmıyor.” diye konuştu.
Darüssa'ade ağalarının, hadım olmakla beraber son derece dindar, salâbet sahibi ve çok nüfuzlu şahsiyetler olduğunu belirten Ünal, “İmparatorluktaki en büyük vakıflar olan Mekke ve Medine vakıflarının nazırıdır ama dizideki Sünbül Ağa sadece hadım değil, aynı zamanda eşcinselmiş gibi yansıtılıyor. Harem kadınlarının giyimi dekolte. Yok böyle bir şey. Tek meşgaleleri entrika. Halbuki haremin okul hüviyeti yansıtılmıyor. Haremde büyük bir nezaket hüküm sürerdi. Dizide sürekli bir çekişme var. Gerçekte haremde, yüksek sesle konuşmak bile normal karşılanmaz. Orada bir hiyerarşi vardı, herkes birbirine saygılıydı.” şeklinde konuştu.
'DİZİ YAPIMCILARI, TARİHÇİ DANIŞMANLARI DİNLEMİYOR'Bazı tarihî konulu dizi filmlerde tarihçi danışmanlar olduğunu ancak yapımcıların onları dinlemeden bildiğini okuduğunu söyleyen Mehmet Ali Ünal, buna karşılık Başbakan Erdoğan'ın, diziyi meydanlarda eleştirerek reklamını yaptığını vurguladı: “Doğrusu dizinin yapımcıları, isteseler bu kadar reklam yapamazdı. İkinci olarak, Başbakan'ın dizilere müdahalesi antidemokratik bir girişim olarak yorumlanacak ve sansür olarak algılanacaktır. Bu bakımdan siyaset kurumunun sanat dünyasına bu şekilde müdahalesi isabetli olmamıştır görüşündeyim.”