KESK Üyeleri Kadına Yönelik Şiddeti Protesto Etti
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kastamonu Kadın Platformu üyeleri, kadına yönelik şiddeti protesto etti.
Nasrullah Meydanı’nda toplanan platform üyeleri, açtıkları pankart ve attıkları sloganlarla kadına şiddeti protesto etti.
Kastamonu Kadın Platformu üyeleri, ellerinde “Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “Erkek devlet elini bedenimden çek” şeklinde pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştı.
Nasrullah Meydanında platform adına basın açıklamasını okuyan KESK Kastamonu Şubeler Platformu Başkanı Zahide Tufanyazıcı, “Ülkemizde AK Parti iktidarının son on yıldır hayata geçirdiği politikaların bir sonucu olarak kadına yönelik şiddetin sistematik olarak arttığı bilinmektedir. Bugün çok yönlü eril şiddetin tüm toplumu sardığı bir süreçten geçiyoruz” dedi.
Kadına şiddete yönelik kadınların bir kez daha haykırarak, “Özgürlük, barış, demokrasi, emek ve insanca yaşam mücadelesini içerde yada dışarıda aynı kararlılıkla sürdüreceğiz” diyen Tufanyazıcı, “Bizzat başbakanın “kadın erkek eşit değildir” diyerek açtığı yoldan ilerleyen devlet ve hükümet yetkililerinin her gün yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve pratikler, toplumsal yapıda yerleşik olan eşitsiz cinsiyet ilişkilerini daha da pekiştiriyor. Erkeğin küçük devleti olan aile dışında, kadının toplumsal yapı içinde kendi kimliğiyle var olmasına tahammül edilemiyor. Bu kısır çemberi aşmayı zorlayan birçok, kadın taciz veya tecavüz ile olmadı canına kast edilerek durdurulmaya çalışılıyor. Kadına yönelik şiddet istatistiklerine yansıyan rakamlar, ne yazık ki bizleri haklı çıkarıyor. Türkiye’de kadına yönelik şiddet münferit değil sistematiktir ve son 10 yıllık AK Parti iktidarı döneminde belirgin bir artış göstermiştir” diye konuştu.
“Şiddetten arındırılmış bir dünya bir Türkiye oluşturmak” amacıyla örgütlenmeye devam edeceklerini belirten Tufanyazıcı, iş yerinde, sokakta şiddetin her türlüsüne ‘hayır’ diyeceklerini ve inadına susmayacaklarını söyledi.
Esnek güvencesiz çalışma koşullarının dayatılması yanında, iş güvencesinin de tartışmaya açılmak istendiğini ve yoksulluk yaşamı her geçen gün daha da zorlaştığını ifade eden Tufanyazıcı, şöyle konuştu: “Biz kadınlar; eğitim ve sağlık sistemiyle, hukuksal düzenlemeleriyle, gelenek, görenek, örf ve adet sistemiyle her türlü dayatmayı içeren bizi ikincil cins olarak gören ataerkil sisteme ve cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren neo-liberal politikalara karşı mücadele edeceğiz. AKP hükümeti 10 yıldır, içeride çeşitli biçimlerde eril şiddeti sürdürürken, şimdi bir de Ortadoğu ve Suriye’ye savaşı körüklüyor. Silahlı çatışmalar kadına yönelik şiddeti tırmandırır. Tecavüz, cinsel kölelik, ev içi şiddet, yoksulluk ve göç kadınların kaderi haline gelir.
Biz kadınlar yaşanan savaşın son bulması için, daha fazla insanın ölmemesi için, anaların daha fazla ağlamaması için, bu savaştan medet uman ve kar sağlayanlara karşı, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için eşit, özgür, barışçıl ve demokratik bir Türkiye özlemimizi bıkmadan, usanmadan haykıracağız”
Kaynak: İHA
Kastamonu Kadın Platformu üyeleri, ellerinde “Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “Erkek devlet elini bedenimden çek” şeklinde pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştı.
Nasrullah Meydanında platform adına basın açıklamasını okuyan KESK Kastamonu Şubeler Platformu Başkanı Zahide Tufanyazıcı, “Ülkemizde AK Parti iktidarının son on yıldır hayata geçirdiği politikaların bir sonucu olarak kadına yönelik şiddetin sistematik olarak arttığı bilinmektedir. Bugün çok yönlü eril şiddetin tüm toplumu sardığı bir süreçten geçiyoruz” dedi.
Kadına şiddete yönelik kadınların bir kez daha haykırarak, “Özgürlük, barış, demokrasi, emek ve insanca yaşam mücadelesini içerde yada dışarıda aynı kararlılıkla sürdüreceğiz” diyen Tufanyazıcı, “Bizzat başbakanın “kadın erkek eşit değildir” diyerek açtığı yoldan ilerleyen devlet ve hükümet yetkililerinin her gün yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve pratikler, toplumsal yapıda yerleşik olan eşitsiz cinsiyet ilişkilerini daha da pekiştiriyor. Erkeğin küçük devleti olan aile dışında, kadının toplumsal yapı içinde kendi kimliğiyle var olmasına tahammül edilemiyor. Bu kısır çemberi aşmayı zorlayan birçok, kadın taciz veya tecavüz ile olmadı canına kast edilerek durdurulmaya çalışılıyor. Kadına yönelik şiddet istatistiklerine yansıyan rakamlar, ne yazık ki bizleri haklı çıkarıyor. Türkiye’de kadına yönelik şiddet münferit değil sistematiktir ve son 10 yıllık AK Parti iktidarı döneminde belirgin bir artış göstermiştir” diye konuştu.
“Şiddetten arındırılmış bir dünya bir Türkiye oluşturmak” amacıyla örgütlenmeye devam edeceklerini belirten Tufanyazıcı, iş yerinde, sokakta şiddetin her türlüsüne ‘hayır’ diyeceklerini ve inadına susmayacaklarını söyledi.
Esnek güvencesiz çalışma koşullarının dayatılması yanında, iş güvencesinin de tartışmaya açılmak istendiğini ve yoksulluk yaşamı her geçen gün daha da zorlaştığını ifade eden Tufanyazıcı, şöyle konuştu: “Biz kadınlar; eğitim ve sağlık sistemiyle, hukuksal düzenlemeleriyle, gelenek, görenek, örf ve adet sistemiyle her türlü dayatmayı içeren bizi ikincil cins olarak gören ataerkil sisteme ve cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren neo-liberal politikalara karşı mücadele edeceğiz. AKP hükümeti 10 yıldır, içeride çeşitli biçimlerde eril şiddeti sürdürürken, şimdi bir de Ortadoğu ve Suriye’ye savaşı körüklüyor. Silahlı çatışmalar kadına yönelik şiddeti tırmandırır. Tecavüz, cinsel kölelik, ev içi şiddet, yoksulluk ve göç kadınların kaderi haline gelir.
Biz kadınlar yaşanan savaşın son bulması için, daha fazla insanın ölmemesi için, anaların daha fazla ağlamaması için, bu savaştan medet uman ve kar sağlayanlara karşı, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için eşit, özgür, barışçıl ve demokratik bir Türkiye özlemimizi bıkmadan, usanmadan haykıracağız”