Bakan Bayraktar: Çevre Duyarlığı Ülkelerin Kalkınma İvmesini Engellememeli

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, çevre duyarlığının koruma, koruma dengesini ve ülkelerin kalkınma ivmesini engellememesi gerektiğini söyledi.

Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve İzin Denetim Genel Müdürlüğü tarafından Grand Zorlu Otel'de düzenlenen Çevre ve Şehircilik Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, çevreciliğinin önemine dikkat çekerek, “Dünya nüfusunun ve şehirleşme oranının arttığı, sanayileşmenin geliştiği, iklim değişikliğinin olduğu bir dünyada şaşıyoruz. Çevre ve çevre duyarlığı Son derece önem kazandı ama bütün bunlar kullanma, koruma dengesini ve ülkelerin kalkınma ivmesini engellememeli. Çevreyi koruyarak kalkınma prensiplerini kendimize şiar edinmeliyiz.” dedi.

Sempozyumunu madencilikle ilgili uygulamaların güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için düzenlediklerini anlatan Bayraktar, madenciliğin sektörler arasında en yüksek katma değer ve istihdam oluşturma kapasitesine sahip olduğuna dikkat çekti. Bayraktar, sektörün ayrıca ülkelerin kalkınması için de stratejik öneme sahip olduğuna değindi. Gelişmiş sanayi ülkelerinin hepsinde madenciliğin ekonomik kalkınmayı başlatan öncü sektör olduğunu kaydeden Bayraktar, “Madenciliğin Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)’deki payı ABD’de yüzde 4.3, Kanada’da yüzde 7.5, ülkemizde ise yüzde 1.5 gibi Son derece düşük bir seviyededir. Bu durum sahip olduğumuz yer altı serveti ile kıyaslandığında üretimimizin hiç de iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Maden kaynaklarımızın sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda önemi ortadadır.” ifadelerini kullandı. Bakan Bayraktar, Madenlerin bulundukları alanda çıkarılması zorunluluğu olduğundan, madencilik faaliyetlerinin jeolojik yapıyı, yer altı ve yer üstü suyunu, toprak ve bitki örtüsünü doğrudan etkilediğine işaret etti. Toz, gürültü ve atık gibi faktörlerin de çevreye yönelik dolaylı etkiler oluşturduğunu belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda bakanlık olarak madencilik sektörümüze her türlü desteği ve kolaylığı sağlamaya çalışıyoruz. Fakat bunun yanı sıra, çevre duyarlılığımız açısından sektörü denetlemek zorundayız. Devletin asli görevi olan denetim fonksiyonunu yerine getirerek bu duyarlılığı yerine getirmeye çalışacağız. Çevre politikalarımızın ana unsuru; kirlenmeyi engelleyerek çevrenin korunmasını sağlayacak tedbirleri almaktır.” Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çevre politikasının uygulanmasını sağlayacak en önemli argüman Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olduğunu dile getiren Bayraktar, yürüttükleri çalışmaların bu kapsamda yapılacağını belirtti.

Bayraktar, tüm sektörlerde olduğu gibi madencilikte de para kazanmanın, değer üretmenin önemli olduğunu fakat bunu yaparken çevreyi ve insanı da korumak gerektiğini vurguladı. Madencilik sektörünün sorunlarının çözümü noktasında yeni düzenlemeler yaptıklarını ve bir çok sorunu da çözdüklerin anlatan Bayraktar, “Tahsislerde başbakanlık genelgesinden dolayı sektörde bir sıkıntı var. Onu başbakanımıza arz ediyoruz. Siz de kırmadan dökmeden bu konuda duyarlılığınız ve taleplerinizi iletirseniz bunların arkası gelecektir. Bir de ülkemizin değerleri arsaları arazileri, madenleri tabi kaynakları usulsüz harcıalem kullanılmamalı. Bunları biraz daha dikkatli gerektiği gibi gerektiği yerde kullanılması lazım. Bir duyarlılık oldu, bu kendi kaidesi üzerine oturduğu zaman biraz daha rahatlayacaktır.” dedi.

Dünya hızla gelişirken çevre sorunlarının da zamanla tüm insanlığı tehdit eder hale geldiğini hatırlatan Bayraktar, çevreyle barışık bir kalkınma anlayışının gerekliliğinin ortada olduğuna dikkat çekti. Bakanlık olarak madencilik sektörü açısından da bu anlayışı benimsediklerini söyleyen Bayraktar, kırma, eleme tesislerinin de artık kapalı ortamlarda yapılması gerektiğinin altını çizdi. İlgili müesselerden 1 Ocak 20123 tarihine kadar bu eksiklerini gidermelerini isteyen Bakan Bayraktar, "Toz çıkartan ünitelerini kapalı ortama almayan müesseselere bundan Sonra yaptırım uygulayacağız." dedi.