Demirtaş: Kendi Kürtleri İle Barışan Bir Türkiye, Bölgesel Aktöre Dönüşebilir
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, tezkerenin Türkiye'yi güçlendirmediğini, Türkiye karşı provakasyonların zeminini güçlendirdiğini söyledi.
Anadilde eğitim talebini yineleyen Demirtaş, "Kendi Kürtleriyle barışan bir Türkiye, bölgesel aktöre yeniden dönüşebilir." dedi.
Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Demirtaş, Meclise barış ile başlamak istediklerini ancak tezkere ile Meclisin çalışmaya başladığını hatırlattı. Demirtaş, ülkenin Başbakanının 45 dakika neden savaşılması gerektiğini anlattığını ancak barışı konuşmadığını söyledi.
"Zaten tezkere çıktı, neden Başbakan ikna etmeye çalışıyorsun" diye Demirtaş, "Vicdanı olan, aklı olan, ölümlere, savaşa, kana gözyaşına karşı olan her insan, Başbakanın 45 dakika yalan söylediğini anlamıştır." diye konuştu.
Başbakanın konuşmasıyla, mesajlarıyla Türkiye'yi savaşa hazırladığını savunan Demirtaş, Esed rejiminin arkasında kendisine insan diyen herkesin durmayacağını ifade etti.
Gerekçelerin Suriye'ye müdahale gerekçelerinin geçerli olmadığını dile getiren Demirtaş, Suriye'deki halkın bile Başbakandan destek istemediğini kaydetti.
1 Mart tezkeresinde Türkiye'nin ne kaybettiğinin açıklanmasını isteyen Demirtaş, rahatsız olunan şeyin Kürdistan Federal Bölgesinin oluşması olduğunu belirtti.
"Kürtler orda kendi kendini yönetiyor. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz." diyen Demirtaş, ancak Suriye'de bir Kürdistan bölgesinin oluşmasına izin verilmeyeceğini Başbakanın söylediğini kaydetti.
Çok açık bir Kürt düşmanlığına kurulu bir savaş tezkeresini desteklemedikleri için kendilerinin vatan haini ilan edildiğini anlatan Demirtaş, Suriye halkının askeri müdahale isteklerinin olmadığına dikkat çekti.
"TEZKERE TÜRKİYE'YE KARŞI PROVAKASYONLARIN ZEMİNİNİ GÜÇLENDİRDİ"
Tezkerenin Türkiye'yi güçlendirmediğini, Türkiye karşı provakasyonların zeminini güçlendirdiğini vurgulayan Demirtaş, düşen topun kimin attığına bakılmadan tezkereyi kullanma baskısıyla karşı karşı kalınacağını ifade etti.
AB Bakanı Egemen Bağış'ın sözlerini eleştiren Demirtaş, böyle insanların kolay yetişmediğini, böyle harcanmasını istemediklerini belirtti.
Türkiye'nin bu kadar hevesli davranmasının nedenlerinin sorgulanmasını isteyen Demirtaş, sınır illerindeki insanların bunu isteyip istemediğinin sorgulanmadığını belirtti.
Başbakanın aldatmalarına kanılmaması gerektiğini dile getiren Demirtaş, bir insanın hem Esed'e hem Başbakana karşı olabileceğini belirterek kendilerinin de ikisine karşı olduklarını vurguladı. Türkiye heran Suriye olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Demirtaş, tezkerenin bir gece yarısı operasyonuyla alındığını ifade etti.
Savaşın Bodrum'daki balıkçıyı, Hakkari'deki çiftçiyi de etkileyeceğini dile getiren Demirtaş, kimsenin "savaş beni ilgilendirmiyor" diyemeyeceğini, en karlısının ise silahçıların çıkacağını söyledi.
"Sorunu yaratan zihniyetle sorunlar çözülmez. Sorunu yaratan bu zihniyettir." diyen Demirtaş, Abdullah Öcalan'n Suriye'den çıkarılışının bugün yıldönümü olduğunu hatırlattı. Tarihin cilvelerle dolu olduğunu anlatan Demirtaş, o günde Türkiye'nin Suriye ile sorunlar yaşadığını ifade etti.
Uluslararası komplonun Türkiye'yi nereye getirdiğinin her adımının görüldüğünü belirten Demirtaş, gizli protokollerin imzalandığını savundu. Türkiye'nin kazanacağına ikna edildiğini dile getiren Demirtaş, Türkiye'nin her zaman taviz vermek zorunda kaldığını kaydetti.
14 yılda Türkiye kadar hangi ülkenin zarar gördüğünü soran Demirtaş, aldatıldığını da kabul etmediğini ifade etti.
O dönem de Genelkurmay Başkanı'nın Suriye sınırına dayandığını, bugün de Genelkurmay Başkanı'nın sınıra dayandığını ama bugün Kürdistan'ın olduğunu dile getiren Demirtaş, "Kim kazanmış kim kaybetmiştir?" şeklinde konuştu.
"Kendi Kürtleriyle barışan bir Türkiye, bölgesel aktöre yeniden dönüşebilir." diyen Demirtaş, "İçeride ve dışarıda saldırgan, akresip savaş politikasından vazgeçmelidir. Öcalan serbest bırakılırsa Türkiye'nin eli, içeride ve dışarıda güçlenir. O nedenle Öcalan'a özgürlük istiyoruz. Bunun tartışılması lazım." görüşlerini savundu .
Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Demirtaş, Meclise barış ile başlamak istediklerini ancak tezkere ile Meclisin çalışmaya başladığını hatırlattı. Demirtaş, ülkenin Başbakanının 45 dakika neden savaşılması gerektiğini anlattığını ancak barışı konuşmadığını söyledi.
"Zaten tezkere çıktı, neden Başbakan ikna etmeye çalışıyorsun" diye Demirtaş, "Vicdanı olan, aklı olan, ölümlere, savaşa, kana gözyaşına karşı olan her insan, Başbakanın 45 dakika yalan söylediğini anlamıştır." diye konuştu.
Başbakanın konuşmasıyla, mesajlarıyla Türkiye'yi savaşa hazırladığını savunan Demirtaş, Esed rejiminin arkasında kendisine insan diyen herkesin durmayacağını ifade etti.
Gerekçelerin Suriye'ye müdahale gerekçelerinin geçerli olmadığını dile getiren Demirtaş, Suriye'deki halkın bile Başbakandan destek istemediğini kaydetti.
1 Mart tezkeresinde Türkiye'nin ne kaybettiğinin açıklanmasını isteyen Demirtaş, rahatsız olunan şeyin Kürdistan Federal Bölgesinin oluşması olduğunu belirtti.
"Kürtler orda kendi kendini yönetiyor. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz." diyen Demirtaş, ancak Suriye'de bir Kürdistan bölgesinin oluşmasına izin verilmeyeceğini Başbakanın söylediğini kaydetti.
Çok açık bir Kürt düşmanlığına kurulu bir savaş tezkeresini desteklemedikleri için kendilerinin vatan haini ilan edildiğini anlatan Demirtaş, Suriye halkının askeri müdahale isteklerinin olmadığına dikkat çekti.
"TEZKERE TÜRKİYE'YE KARŞI PROVAKASYONLARIN ZEMİNİNİ GÜÇLENDİRDİ"
Tezkerenin Türkiye'yi güçlendirmediğini, Türkiye karşı provakasyonların zeminini güçlendirdiğini vurgulayan Demirtaş, düşen topun kimin attığına bakılmadan tezkereyi kullanma baskısıyla karşı karşı kalınacağını ifade etti.
AB Bakanı Egemen Bağış'ın sözlerini eleştiren Demirtaş, böyle insanların kolay yetişmediğini, böyle harcanmasını istemediklerini belirtti.
Türkiye'nin bu kadar hevesli davranmasının nedenlerinin sorgulanmasını isteyen Demirtaş, sınır illerindeki insanların bunu isteyip istemediğinin sorgulanmadığını belirtti.
Başbakanın aldatmalarına kanılmaması gerektiğini dile getiren Demirtaş, bir insanın hem Esed'e hem Başbakana karşı olabileceğini belirterek kendilerinin de ikisine karşı olduklarını vurguladı. Türkiye heran Suriye olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Demirtaş, tezkerenin bir gece yarısı operasyonuyla alındığını ifade etti.
Savaşın Bodrum'daki balıkçıyı, Hakkari'deki çiftçiyi de etkileyeceğini dile getiren Demirtaş, kimsenin "savaş beni ilgilendirmiyor" diyemeyeceğini, en karlısının ise silahçıların çıkacağını söyledi.
"Sorunu yaratan zihniyetle sorunlar çözülmez. Sorunu yaratan bu zihniyettir." diyen Demirtaş, Abdullah Öcalan'n Suriye'den çıkarılışının bugün yıldönümü olduğunu hatırlattı. Tarihin cilvelerle dolu olduğunu anlatan Demirtaş, o günde Türkiye'nin Suriye ile sorunlar yaşadığını ifade etti.
Uluslararası komplonun Türkiye'yi nereye getirdiğinin her adımının görüldüğünü belirten Demirtaş, gizli protokollerin imzalandığını savundu. Türkiye'nin kazanacağına ikna edildiğini dile getiren Demirtaş, Türkiye'nin her zaman taviz vermek zorunda kaldığını kaydetti.
14 yılda Türkiye kadar hangi ülkenin zarar gördüğünü soran Demirtaş, aldatıldığını da kabul etmediğini ifade etti.
O dönem de Genelkurmay Başkanı'nın Suriye sınırına dayandığını, bugün de Genelkurmay Başkanı'nın sınıra dayandığını ama bugün Kürdistan'ın olduğunu dile getiren Demirtaş, "Kim kazanmış kim kaybetmiştir?" şeklinde konuştu.
"Kendi Kürtleriyle barışan bir Türkiye, bölgesel aktöre yeniden dönüşebilir." diyen Demirtaş, "İçeride ve dışarıda saldırgan, akresip savaş politikasından vazgeçmelidir. Öcalan serbest bırakılırsa Türkiye'nin eli, içeride ve dışarıda güçlenir. O nedenle Öcalan'a özgürlük istiyoruz. Bunun tartışılması lazım." görüşlerini savundu .