Şevket Kazan: Demirel, Çiller'e Söz Vermişti
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Başdanışmanı Şevket Kazan, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 55. Hükümeti kurma görevini, çoğunluğu elinde bulunduran Tansu Çiller’e söz vermesine rağmen Mesut Yılmaz’a verdiğini belirtti.
Şevket Kazan, partisinin Malatya İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Tansu Çiller’in ‘Generalleri emekliye sevk edelim’ sözünü 28 Şubat’taki Milli Güvenlik Kurulu(MGK)’ndan sonra söylediğini ifade eden Şevket Kazan, şunları anlattı: “Tansu Çiller 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından sonra Erbakan Hocamıza 'Efendim bu generalleri emekliye sevk edelim' demiş. Ama Erbakan kabul etmemiş. Doğru. Hemen arkasından demedi. Daha sonraları, haziran ayına doğru böyle bir ifadede bulundu. O tarihte biz bunu yapamazdık. Çünkü ortalık fevkalade gergindi. Necmettin Erbakan, Tansu Çiller'e ‘Aramızdaki protokole göre 2. yılın başında sen başbakan olabilirsin. Seni başbakan yapalım. Ondan sonra zaten ağustos başında Yüksek Askeri Şura toplantısında bu paşaları emekli ederiz. Yoksa böyle krizlerin içinden geçerken bunu yapacak olursak, bu, ateşe benzin dökmeye benzer’ demişti."
Bunun üzerine Çiller’in dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le görüştüğünü aktaran Kazan, “Geldiğinde Demirel'in görevi kendisine vereceğini söylediğini iletti. Erbakan dedi ki; 'Bak bunu Teknik Üniversite'den tanırım. Buna güven olmaz.' Bir daha gitti, geldi. 'Efendim verecek' dedi.
289 milletvekili de güvenoyu vereceklerine dair imza verdiler. Maalesef bir baktık ki 'Tansu Çiller'e hükümeti kurma görevini verecek' diye beklerken, Mesut Yılmaz'a verdi. Hükümet de Batı Çalışma Grubu'nun eline geçti." diye konuştu.
Refah Gerçeği isimli kitap yazdığını dile getiren Kazan, 4 ciltlik kitabın 3 cildinin 28 Şubat süreciyle ilgili olduğunu ifade etti.
Soruşturmayı yapan savcıyla ilk görüşmesinde faydası olur düşüncesiyle kitaplarını götürdüğünü anlatan Kazan, “Kitapta bir Batı Çalışma Grubu krokisi vardı. 'Bu çerçeveden başlarsanız, isabetli olur' demiştim. Oradan başlandı herhalde. Çünkü önce Çevik Bir'i aldılar. Ondan sonra Genel Sekreteri aldılar. Savcıya, Refahyol Hükümeti döneminde farklı bir muhalefet türünün başladığını anlattım. Hiçbir parti döneminde olmamıştır bu. Gazetenin başlığına bakıyorsunuz. 'Bir askeri yetkili dedi ki'. İsmi yok. Ama altında dediği yazılı. Daha sonra kimlerin dediği, hepsi ortaya çıktı. İfade vermek için gittiğim zaman memnuniyetle gördüm ki, aşağı yukarı 400 sayfalık o kitabın her tarafına plasterler takılmış, demek ki iyi okunmuş, iyi anlaşılmış. İnşallah davanın açılmasında da hayallere değil, tamamen gerçeklere dayanan deliler ortaya konmuş olur." şeklinde konuştu.
Bunun üzerine Çiller’in dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le görüştüğünü aktaran Kazan, “Geldiğinde Demirel'in görevi kendisine vereceğini söylediğini iletti. Erbakan dedi ki; 'Bak bunu Teknik Üniversite'den tanırım. Buna güven olmaz.' Bir daha gitti, geldi. 'Efendim verecek' dedi.
289 milletvekili de güvenoyu vereceklerine dair imza verdiler. Maalesef bir baktık ki 'Tansu Çiller'e hükümeti kurma görevini verecek' diye beklerken, Mesut Yılmaz'a verdi. Hükümet de Batı Çalışma Grubu'nun eline geçti." diye konuştu.
Refah Gerçeği isimli kitap yazdığını dile getiren Kazan, 4 ciltlik kitabın 3 cildinin 28 Şubat süreciyle ilgili olduğunu ifade etti.
Soruşturmayı yapan savcıyla ilk görüşmesinde faydası olur düşüncesiyle kitaplarını götürdüğünü anlatan Kazan, “Kitapta bir Batı Çalışma Grubu krokisi vardı. 'Bu çerçeveden başlarsanız, isabetli olur' demiştim. Oradan başlandı herhalde. Çünkü önce Çevik Bir'i aldılar. Ondan sonra Genel Sekreteri aldılar. Savcıya, Refahyol Hükümeti döneminde farklı bir muhalefet türünün başladığını anlattım. Hiçbir parti döneminde olmamıştır bu. Gazetenin başlığına bakıyorsunuz. 'Bir askeri yetkili dedi ki'. İsmi yok. Ama altında dediği yazılı. Daha sonra kimlerin dediği, hepsi ortaya çıktı. İfade vermek için gittiğim zaman memnuniyetle gördüm ki, aşağı yukarı 400 sayfalık o kitabın her tarafına plasterler takılmış, demek ki iyi okunmuş, iyi anlaşılmış. İnşallah davanın açılmasında da hayallere değil, tamamen gerçeklere dayanan deliler ortaya konmuş olur." şeklinde konuştu.