Sonbaharda Cilt Bakımı

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Cilt Hasatlıkları Uzmanı Dr. Fatma Elif Yıldırım, mevsim değişikliklerinin cildi olumsuz etkilediğini belirterek, “Sonbahar ve kışla birlikte ciltte yoğun bir kuruma oluyor” dedi.

Sonbaharda Cilt Bakımı
Dr. Yıldırım, yaz aylarının sona ermesiyle birlikte güneşin kazandırdığı canlı bronz tenlerin, yavaş yavaş rengini kaybetmeye, donuk bir hale gelmeye başladığını söyledi.

“Özellikle güneş yani ultraviyole radyasyonu cilt yaşlanmasının en önemli nedenleri arasındadır” diyen Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: “Güneş ışığıyla solaryum; ciltte kuruluk, derin kırışıklık, sarkma, esneklik kaybı, renk değişimleri ve deri yüzeyindeki damarlarda genişlemeye yol açıyor. Özellikle yaşlılarda cilt kuruluğu daha sık gözleniyor. Sonbahar ve kışla birlikte ciltte yoğun bir kuruma oluyor. Bu kuruma hastayı doktora başvuracak kaşıntı şeklinde rahatsız eder. Düzenli nemlendirilmediği sürece geçmeyen bu kaşıntılar, ciltte kepeklenme hatta kaşınmaya bağlı yaralar tarzında da görülebilir. Hasta cildini nemlendirdiğinde, cilt kuruluğundan kurtulduğunda bu şikayetleri de düzelmektedir.” Sonbaharda saç dökülmesinin de sık rastlanan bir durum olduğunu dile getiren Dr. Yıldırım,“Yaşam gibi saçların da bir ömrü var. Büyüme, bekleme, dingin dönem ve arkasından da dökülme. Saç dökülmesi diğer aylarda da oluyor ama sonbaharda artıyor” diye konuştu.

Günlük 100 tele kadar olan dökülmenin normal olduğuna dikkati çeken Dr. Yıldırım, “Kış geçtikten sonra saçlar tekrar baharla birlikte canlanmaya başlar. Ancak bu dönemde saçlar çok yoğun olarak döküldüğünde ve 100 teli geçtiğinde hastanın tedaviye ihtiyacı var demektir” dedi.

Sivilcelerdeki artışın da sonbahar dönemine denk geldiğini anımsatan Dr. Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı: ”Buna, mevsimden çok okulların açılmasının getirdiği stres etki ediyor. Okulların açılması ile birlikte yoğun bir şekilde ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri akne problemleri ile geliyor. Bu dönemde stresin azaltılması ile ilgili aileler de uyarılabilir.” Ayrıca sonbaharda enfeksiyon hastalıkları arttığı için bazı enfeksiyon hastalıklarına bağlı oluşabilecek cilt rahatsızlıklarında artış gözlenebileceğini belirten Dr. Yıldırım, özellikle sık geçirilen enfeksiyonlardan sonra vücutta madalyon tarzında kızarıklıklarla seyreden gül hastalığı ortaya çıkabileceğine değinerek şu bilgileri verdi: “Gül hastalığı sıklıkla kendiliğinden iyileşme özelliği gösteren bir tablo sergiler. Tekrar eden bir hastalık değildir. Enfeksiyon hastalıklarından sonra boğaz enfeksiyonlarında vücutta kızarıklık, kaşıntı özellikle gövde, sırt ve kollarda görülüyor. Bunlara viral bakteriyel enfeksiyonlardan sonra geliştiği için enfeksiyoz döküntüler diyoruz. Yine vücut direncinin düşmesine bağlı uçuklar, ağız içi yaralarda artış gözlenebilmektedir.” Cilt sağlığını korumak için, cilde sonbaharda her zamankinden daha fazla özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yıldırım, soğuk ve neme, bir de hava kirliliğinin eklenmesinin ciltte kızarıklıklara, egzemaya, yağ üretiminde artışa ve uzun vadede yağlı bir cilt tipinin ortaya çıkmasına neden olduğunu ifade etti.

Bu olumsuzluklarla mücadelede, tıbbi desteğin yanında, kozmetikler, evde uygulanabilecek basit çözümler gibi çeşitli seçenekler de bulunduğunu anlatan Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin hangi mevsim olursa olsun su içmek çok önemlidir. Su cildin nemini korumak için gereklidir. Cildin mevsim değişiminin getirdiği kuruluğunu önlemek için bol su içmek iyi bir başlangıç olacaktır. Cilt temizliğinin doğru ürünlerle, bilinçli bir şekilde yapılması gerekir. Gereğinden fazla agresif davranıldığında, dış etkenlere karşı korumasız kalan cilt, koruyucu yağ tabakasını yitirir. Temizliğin çok yüzeysel yapılması halinde ise ciltte irritasyonlara sebep olan çok sayıda bakteri için uygun bir ortam oluşabilir. Eğer cilt çok yağlı ve akneye yatkın değilse sabun tarzı temizleyiciler cildi kurutabileceğinden hassas ciltler için geliştirilmiş krem ve jel tarzı temizleyiciler tercih edilmeli. Haftada bir kez retinoik asit türevleri, kimyasal peeling ürünleri ve mikrodermabrazyon ile soyma işlemi hassas olmayan, kalınlaşmış ciltlerde tercih edilebilir.”

Sonbaharda cilt daha kuru olabileceğinden yazın kullanılan nemlendiriciden daha yoğun bir ürün tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yıldırım, nemlendiricilerle ilgili şöyle konuştu:”Cilt gerginleşmeye başladıysa ciddi bir kuruma söz konusudur. Ayrıca cildiniz parlaklığını kaybettiyse seramitli nemlendiriciler cildin parlaklığını geri kazandırmaya yardımcı olmaktadır. Ancak nemlendiricilerin de cilt tipine uygun seçilmesi gerekir. Yağlı ve akneye eğilimli ciltlerde yağsız bir nemlendirici krem tercih edilmelidir. Cilt yaşlanması, lekeler ve kırışıklıkların en önemli nedeni güneştir. Cildi sadece yazın değil sonbaharda da güneşten korumak gerekir. Yine güneş koruyucu seçiminde akneye eğilimli ciltler için yağlı olmayan ürünleri tercih etmek gerekmektedir. Kızarıklık ve hassasiyet problemi olan ciltler için geliştirilmiş ürünler bulunmaktadır. Güneş koruyucu seçiminde cilt hekiminin önerileri dikkate alınmalıdır.”

Dr. Yıldırım, halk arasında ‘damar çatlaması’ olarak bilinen telenjiektaziler için yapılan özel lazer tedavileri bulunduğunu, bu lekelerin lazerle giderilmesi mümkün olduğunu, son yıllarda geliştirilen lazer tedavilerinin güvenli ve yüz güldüren sonuçlar verdiğini de sözlerine ekledi .
Kaynak: İHA