Ekonomi Bakanı Çağlayan'dan, Başbakan Erdoğan’ın 'tl Zone' Fikrine Destek
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Eurozone yerine TL zone düşünüyoruz' sözlerine destek verdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Fransa Odalar Birliği Başkanı Andre Marcon’u Ekonomi Bakanlığı’nda kabul etti. Kabulde TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da hazır bulundu. Çağlayan, Marcon’un Fransa Ermeni soykırımı konusunda gösterdiği hassasiyete teşekkür ederek, ekonomik ilişkilerin siyasi ilişkilere taşınmasının önemine değindi. Çağlayan, Fransa’da 600 bin Türk vatandaşının yaşadığına dikkat çekerek, 35 firmanın Fransa’da bir milyar dolar civarında yatırımının olduğunu söyledi.
Çağlayan, Türkiye’de ise 2011 yılında Fransız firmalarının yatırımlarının 985 milyon dolar olduğunu hatırlatarak, firmaların daha fazla işbirliği yapması gerektiğine işaret etti. İki ülkeye bakıldığında 3,5 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılalarının olduğunu ifade eden Çağlayan, iki ülke dış ticaret hacminin 1,7 trilyon dolar olduğunu belirtti.
Çağlayan, 2011 yılında Türkiye’nin yüzde 8,5 büyüdüğünü hatırlatarak, AB’nin ise yüzde 1,5 büyüdüğünü kaydetti.
Çağlayan, "Eğer Türkiye AB üyesi olsaydı, AB’nin büyüme rakamı yüzde 1,8 olacaktı" dedi
Bir Fransız'ın Paris’ten Tulon’a gider gibi Türkiye’ye geldiğini söyleyen Çağlayan, “Türk iş adamları Avrupa’ya giderken, Schengen vizesi engeline takılıp, son derece önemli bürokratik ve mali engellerle karşı karşıya bırakılıyor. Fuarlara dahi katılamıyorlar. Vizenin teknik bir engel olduğunu, ondan da öte bir insan hakları engeli oluşturduğunu ifade etmek istiyorum. Bu konuda Avrupa Birliği samimi değildir. Bu konuda Avrupa Birliği iki yüzlü davranmaktadır. 17 yıldır Gümrük Birliği anlaşmasını yapmış olan, tüm sanayisinde gümrükleri sıfırlamış olan Türkiye’ye vize engeli konurken, Brezilya, Kanada, Güney Kore, Japonya, Ukrayna ne zamandan beri Avrupa Birliği üyesi oldu ki, bu ülkelerin iş adamlarına vize uygulaması yapılmıyor” ifadelerini kullandı.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da Fransız Odalar Birliği Başkanı Marcon’un Fransa Parlamentosu’nda oylanan Ermeni soykırımı tasarısının reddedilmesinde katkısının olduğunu belirterek, Marcon’a teşekkür etti. Hisarcıklıoğlu, Türk odaları ile Fransız odalarının işbirliği yaptıklarına işaret ederek, 3. ülkelerde işbirliği yapacak çok alanların olduğunu ifade etti.
Marcon ise ortak konulara değinerek, “Avrupa için Türkiye bir şanstır, Türkiye için Avrupa bir şanstır. Türkiye Ortadoğu’ya açılan bir penceredir. Dışa açılım konusunda açık bir ülkedir. Rejimi stabildir ve bunun yanında Türkiye genç bir ülkedir” dedi.
Vize konusunda ise gelecek hafta Başbakan ile görüşeceğini belirten Marcon, bu konuyu da gündeme taşıyacağını ifade etti
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘TL zone’ düşündüklerini söylediğinin hatırlatılması üzerine Türkiye’nin on senede ciddi değişimler gösterdiğine işaret etti. Çağlayan, Türk Lirası ile 2012 yılının ilk 9 ayında 188 ülke veya bölgeye yaklaşık 6 milyar liralık (3,3 milyar dolarlık) ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyerek, ithalatın ise yaklaşık 11.88 milyar TL (6,6 milyar dolar) olduğunu belirtti.
Çağlayan, ithalatın 119 ülke veya bölgeden yapıldığını ifade ederek, “İthalatımızın 6,6 milyar dolarlık kısmının 119 ülke ve bölgeden yapılması aslında Türkiye’ye duyulan güven ve istikrarın net göstergesidir. Siyasi istikrarla, Türkiye ekonomik istikrarla, bu kredibiliteyi elde etmişti. Türk Lirası bu kadar ülke ve bölgede adeta konvertibile olmuş, güven duyulan bir para olmuştur” dedi.
Türk Lirası’nda ciddi bir güvenin olduğunu söyleyen Çağlayan, ithalat vce ihracatın Türk Lirası ile yapılması konusunda çalıştıklarını kaydetti.
Çağlayan, “Ülkelerin ihracatçı ve ithalatçılarının döviz artışlarından veya çapraz kurlardan zarar etmemesini sağlarken, diğer taraftan ihracatın ülkelerin kendi parasıyla yapılması ülke paralarını kuvvetli ve önemli hale getiriyor” diye konuştu
2012 yılının ilk 8 ayında 19 para birimi ile ihracat ve ithalat gerçekleştirdiklerini hatırlatan Çağlayan, 21 para birimi üzerinden ihracat ve ithalat yaptıklarına işaret etti. 2011 yılında Türk Lirası ile 5,8 milyar (3,4 milyar dolar) TL’lik ihracat yaptıklarını belirten Çağlayan, ithalatın ise 12,4 milyar TL (7,6 milyar dolar) olduğunu kaydetti.
Çağlayan, Türkiye’nin toplam ihracatında TL ile ihracatın yüzde 2,5, ithalatın ise 3,1 olduğunu ifade ederek, “İthalattaki payın yüksek olması Türkiye’ye mal satanların Türk Lirası’na göstermiş oldukları güvenin bir göstergesidir. Bizim ithalatçılarımızın almış olduğu mallara karşılık Türk Lirası ödemesi bunun çok net bir göstergesi. 2011 yılında 18,2 milyar Türk liralık toplam ticaret hacmi yaklaşık 11 milyar dolarlık karşılık olarak dolar bazında dış ticaretimiz gelişti” şeklinde konuştu.
Çağlayan şunları kaydetti: “2012’de şu andaki beklentimiz yıl sonu itibariyle 4,5 milyar dolar (8,1 milyar TL) civarında bir ihracat. 2012’nin 9 ayında 2011’in tüm rakamını yakalamış durumdayız. 8,7 milyar dolarlık (15,66 milyar TL) ithalat tahminimiz var. 2012 yılı sonunda Türkiye yaklaşık 13,1 milyar dolar dış ticaret gerçekleştirecek. Bu da 23 milyar Türk Lirası’na tekabül edecektir.” 2002 yılına göre Türk Lirası bazında ihracatın on kat arttığını dile getiren Çağlayan, ithalatın ise 43 kat arttığına dikkat çekti. Çağlayan, “İthalatın 43 kat artması, Türk Lirası’na duyulan güvenin çok önemli bir göstergesidir. 2011 yılında yapılan ihracat 1996 yılında TL bazında yapılan ihracatın 214 katı. Türk lirasına olan güvenin, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarının bilhassa yansımasının bir sonucu olarak TL bazındaki işlemlerimiz sürekli artıyor” dedi
Kaynak: İHA
Çağlayan, Türkiye’de ise 2011 yılında Fransız firmalarının yatırımlarının 985 milyon dolar olduğunu hatırlatarak, firmaların daha fazla işbirliği yapması gerektiğine işaret etti. İki ülkeye bakıldığında 3,5 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılalarının olduğunu ifade eden Çağlayan, iki ülke dış ticaret hacminin 1,7 trilyon dolar olduğunu belirtti.
Çağlayan, 2011 yılında Türkiye’nin yüzde 8,5 büyüdüğünü hatırlatarak, AB’nin ise yüzde 1,5 büyüdüğünü kaydetti.
Çağlayan, "Eğer Türkiye AB üyesi olsaydı, AB’nin büyüme rakamı yüzde 1,8 olacaktı" dedi
Bir Fransız'ın Paris’ten Tulon’a gider gibi Türkiye’ye geldiğini söyleyen Çağlayan, “Türk iş adamları Avrupa’ya giderken, Schengen vizesi engeline takılıp, son derece önemli bürokratik ve mali engellerle karşı karşıya bırakılıyor. Fuarlara dahi katılamıyorlar. Vizenin teknik bir engel olduğunu, ondan da öte bir insan hakları engeli oluşturduğunu ifade etmek istiyorum. Bu konuda Avrupa Birliği samimi değildir. Bu konuda Avrupa Birliği iki yüzlü davranmaktadır. 17 yıldır Gümrük Birliği anlaşmasını yapmış olan, tüm sanayisinde gümrükleri sıfırlamış olan Türkiye’ye vize engeli konurken, Brezilya, Kanada, Güney Kore, Japonya, Ukrayna ne zamandan beri Avrupa Birliği üyesi oldu ki, bu ülkelerin iş adamlarına vize uygulaması yapılmıyor” ifadelerini kullandı.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da Fransız Odalar Birliği Başkanı Marcon’un Fransa Parlamentosu’nda oylanan Ermeni soykırımı tasarısının reddedilmesinde katkısının olduğunu belirterek, Marcon’a teşekkür etti. Hisarcıklıoğlu, Türk odaları ile Fransız odalarının işbirliği yaptıklarına işaret ederek, 3. ülkelerde işbirliği yapacak çok alanların olduğunu ifade etti.
Marcon ise ortak konulara değinerek, “Avrupa için Türkiye bir şanstır, Türkiye için Avrupa bir şanstır. Türkiye Ortadoğu’ya açılan bir penceredir. Dışa açılım konusunda açık bir ülkedir. Rejimi stabildir ve bunun yanında Türkiye genç bir ülkedir” dedi.
Vize konusunda ise gelecek hafta Başbakan ile görüşeceğini belirten Marcon, bu konuyu da gündeme taşıyacağını ifade etti
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘TL zone’ düşündüklerini söylediğinin hatırlatılması üzerine Türkiye’nin on senede ciddi değişimler gösterdiğine işaret etti. Çağlayan, Türk Lirası ile 2012 yılının ilk 9 ayında 188 ülke veya bölgeye yaklaşık 6 milyar liralık (3,3 milyar dolarlık) ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyerek, ithalatın ise yaklaşık 11.88 milyar TL (6,6 milyar dolar) olduğunu belirtti.
Çağlayan, ithalatın 119 ülke veya bölgeden yapıldığını ifade ederek, “İthalatımızın 6,6 milyar dolarlık kısmının 119 ülke ve bölgeden yapılması aslında Türkiye’ye duyulan güven ve istikrarın net göstergesidir. Siyasi istikrarla, Türkiye ekonomik istikrarla, bu kredibiliteyi elde etmişti. Türk Lirası bu kadar ülke ve bölgede adeta konvertibile olmuş, güven duyulan bir para olmuştur” dedi.
Türk Lirası’nda ciddi bir güvenin olduğunu söyleyen Çağlayan, ithalat vce ihracatın Türk Lirası ile yapılması konusunda çalıştıklarını kaydetti.
Çağlayan, “Ülkelerin ihracatçı ve ithalatçılarının döviz artışlarından veya çapraz kurlardan zarar etmemesini sağlarken, diğer taraftan ihracatın ülkelerin kendi parasıyla yapılması ülke paralarını kuvvetli ve önemli hale getiriyor” diye konuştu
2012 yılının ilk 8 ayında 19 para birimi ile ihracat ve ithalat gerçekleştirdiklerini hatırlatan Çağlayan, 21 para birimi üzerinden ihracat ve ithalat yaptıklarına işaret etti. 2011 yılında Türk Lirası ile 5,8 milyar (3,4 milyar dolar) TL’lik ihracat yaptıklarını belirten Çağlayan, ithalatın ise 12,4 milyar TL (7,6 milyar dolar) olduğunu kaydetti.
Çağlayan, Türkiye’nin toplam ihracatında TL ile ihracatın yüzde 2,5, ithalatın ise 3,1 olduğunu ifade ederek, “İthalattaki payın yüksek olması Türkiye’ye mal satanların Türk Lirası’na göstermiş oldukları güvenin bir göstergesidir. Bizim ithalatçılarımızın almış olduğu mallara karşılık Türk Lirası ödemesi bunun çok net bir göstergesi. 2011 yılında 18,2 milyar Türk liralık toplam ticaret hacmi yaklaşık 11 milyar dolarlık karşılık olarak dolar bazında dış ticaretimiz gelişti” şeklinde konuştu.
Çağlayan şunları kaydetti: “2012’de şu andaki beklentimiz yıl sonu itibariyle 4,5 milyar dolar (8,1 milyar TL) civarında bir ihracat. 2012’nin 9 ayında 2011’in tüm rakamını yakalamış durumdayız. 8,7 milyar dolarlık (15,66 milyar TL) ithalat tahminimiz var. 2012 yılı sonunda Türkiye yaklaşık 13,1 milyar dolar dış ticaret gerçekleştirecek. Bu da 23 milyar Türk Lirası’na tekabül edecektir.” 2002 yılına göre Türk Lirası bazında ihracatın on kat arttığını dile getiren Çağlayan, ithalatın ise 43 kat arttığına dikkat çekti. Çağlayan, “İthalatın 43 kat artması, Türk Lirası’na duyulan güvenin çok önemli bir göstergesidir. 2011 yılında yapılan ihracat 1996 yılında TL bazında yapılan ihracatın 214 katı. Türk lirasına olan güvenin, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarının bilhassa yansımasının bir sonucu olarak TL bazındaki işlemlerimiz sürekli artıyor” dedi