Bakan Yazıcı, Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’u Kabul Etti
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye’nin AB üyeliğinin engellenmesinin AB, Fransa’ya, Türkiye’ye ve bölgeye yarar sağlamayacağını söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Fransa Odalar Birliği Başkanı Andre Marcon ve beraberindeki heyeti kabul etti. TOBB Başkanı Rifat Hisarcılıklıoğlu’nun da eşlik ettiği kabulde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’un ilk defa Türkiye’ye geldiğini ve kendisi ile yaptığı görüşmede aradaki mesafeyi kapatacağını, daha çok Türkiye’ye geleceğini ifade ettiğini söyledi.
Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin çok eski olduğunu ve 1526 yılına dayandığını belirten Yazıcı, tarih sürecinde bazen birlikte, bazen de karşı hatlarda yüründüğünü kaydetti.
Türkiye ile Fransa’nın daha çok birlikte yürüdüğünün altını çizen Yazıcı, “Yeni Türkiye’nin kurulması sürecinde 1921 tarihinde Ankara Antlaşmasıyla Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler yeni bir zemine oturmuştur. O günden buyana çok dikkatli sıcak ilişkiler şeklinde her iki ulusun ve her iki devletin ilişkileri süre gelmektedir. Bu süreç içerisinde bazen önemli olayları da yaşadığımız olmuştur” diye konuştu.
2011 yılı sonunda Fransa’da Sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’na ilişkin yasama çalışmaların yapıldığını hatırlatan Yazıcı, konuşmasına söyle devam etti: “Çok kısa zamanda Fransız meclisinden geçti. Ama Türkiye çok büyük bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın içerisinde kamu ve sivil toplum kuruluşları oldu ve kamu kuruluşlarının ötesinde bu kampanyada Türkiye’de başı çeken TOBB’dir. Buna paralel Fransa’da da gerçekten Fransa’nın çıkarttığı, Fransa’nın geçmişi, tarihi, demokratik duruşu, felsefi yaklaşımıyla bize göre uyum içerisinde bulunmayan o yasanın yasalaşmaması için Fransa’da bu kampanyanın öncülüğü de Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’un başkanlığında yürütüldü. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Sonuçta bu yasa, girişimler sonucu Fransa Anayasa Mahkemesi’nden vize almadı. Bu da iki ülke ilişkilerinin kopma noktasına gelmesini önlemiş oldu.” Türkiye ile Fransa arasında yoğun ticari ilişkilerin olduğunu kaydeden Yazıcı, 2011 yılında Türkiye ve Fransa’nın ticaret hacminin 16 milyar dolar düzeyinde olduğunu söyledi.
2012 yılında gelinen aylar itibariyle 9 milyar düzeyinde olduğunu belirten Yazıcı, yıl sonu itibariyle bu rakamın 11-12 milyar dolar seviyesinde olmasını beklediklerini ifade etti.
Yazıcı, Türkiye ve Fransa’nın ticaret ilişkilerinin karşılaştırıldığını, Türkiye’nin Fransa’dan daha çok mal aldığını belirterek, “Daha çok mal alalım, ama daha çok da satalım. En azından dengeyi sağlayalım. Gerçekten bizim alacağımız ürün var. Satacağımız ürünler de var” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde ilişkilerin ilk adımı Gümrük Birliği Antlaşması ile attığını kaydeden Yazıcı, antlaşma çerçevesinde gümrük çalışmalarını ve mevzuatları AB normlarına göre getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.
“TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİN ENGELLENMESİ BÖLGEYE YARAR SAĞLAMAZ”
Gümrük Birliği Antlaşması’nın istisnaları bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin tarım ürünlerine ilişkin istisna olduğunu ve bir diğerinin de Serbest Ticaret Antlaşmaları’na ilişkin antlaşmalar olduğunu belirten Yazıcı, “AB, herhangi bir ülkeyle Serbest Ticaret Antlaşması yapmış ise o ülke Türkiye ile Serbest Ticaret Antlaşması yapması konusunda çekingenlik içerisinde bulunuyor. Bu da Türkiye açısından bir dezavantaj oluşturuyor. Geçen yıl Cezayir’e gittim. Cezayir ile Avrupa Birliği arasında Serbest Ticaret Antlaşması var. Türkiye ile Cezayir arasında da Serbest Ticaret Antlaşması sürdürülüyor. Ama Cezayir, AB ile Serbest Ticaret Antlaşması imzaladığı için Türkiye ile benzer bir antlaşma yapma konusunda biraz zamana durumu yaymaktadır. Bunlarında müzakerelerle giderilmesi gerektiği kanısındayım. Tarım ürünlerini ilişkin istisnaların da kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği noktasında en azından resmi düzeyde dillendirilen çekincelerin giderilmesi konusunda öne sürülen çekinceler itibariyle Türkiye’nin AB üyeliğinin engellenmesinin AB’ye, Fransa’ya, Türkiye’ye ve bölgeye yarar sağlamayacağı kanısındayım” diye konuştu.
“MARCON, SOYKIRIM YASA TASARISININ GERİ DÖNÜŞÜNDE BÜYÜK BİR ROL OYNADI”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türkiye ile Fransa’nın ekonomik ilişkileri konusunda Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’un önemli bir partner olduğunu söyledi.
Fransa’nın ticaretin dışında karşılıklı yatırımlar konusunda geçen yıl en çok yatırım getiren ikinci ülke konumunda olduğun belirten Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 400 Fransız firmasının Türkiye’de faaliyette bulunduğunu söyledi.
Türkiye ile Fransa’nın işbirliği alanlarının çok büyük olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Maalesef geçmişteki siyasi hatasından dolayı yakın ilişki içerisine girilememiştir” dedi.
Marcon’un 2011 yılındaki Sözde Ermeni Soykırımı’nın yanı sıra 2006 yılında da Fransa Meclisi’nde Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı’nın geri dönüşünde aktif rol aldığını belirten Risarcıklıoğlu, “Marcon, 2011 yılındaki çalışmalarda bir fiil aktif rol almıştır. Bizi desteklediler. Türkiye’nin tezleri konusunda, Türkiye’nin ilişkilerin kesilmesinin tehlikesine ortaya koyarak bir tavır sergilediler ve kendisine teşekkür ederim” diye konuştu.
“ORTALIĞI KARIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARA İZİN VERMEDİM”
Fransa Odalar Birliği Başkanı Andre Marcon da, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na davetlerinden dolayı teşekkür etti. Türkiye’de olmaktan çok mutlu olduğunu ve Türkiye’ye gerçekleştirdiği ilk ziyaret olduğunu belirten Marcon, “Türkiye’ye gelme isteğimin daha da artmasına neden oldu. Rifat Hisarcıklıoğlu’yla 2006 yılından buyana ortak bir yoldayız. Gerçekten Türkiye’nin (sözde) Ermeni soykırımı durumuna gerçekten çok hassas bir şekilde yaklaştım. Gerçekten TOBB ile çok büyük bir arkadaşlığımız söz konusudur. Ben Odalar Birliği Başkanı olarak aynı zamanda bu ortalığı karıştırmaya çalışanlara karşı durmak istedim. Sonuçta bu tür bir olayın bizim ticari işbirliğimize zedelemesine izin veremeyiz” dedi.
Türkiye ile Fransa arasındaki ticaret bağlarının artması için çalıştığını ve bunun ne kadar zor olduğunu bildiğini kaydeden Marcon, Fransa olarak Türkiye ile birlikte çalışmak istediklerini ifade etti.
Marcon, “Birçok Fransız firma Türkiye’de yerleşik durumda. Aynı zamanda Türk firmalarını Fransa’da görmek istiyoruz. Çünkü siz artık ekonomik olsun, siyasi açıdan olsun büyük bir istikrara sahipsiniz ve genç bir nüfusunuz var. Bu genç nüfusunuz çok büyük bir pazar oluşturuyor” dedi.
TOBB ile çok büyük bir işbirliği içerisinde olduklarını ve Fransa’da bir Türkiye odası, Türkiye’de de bir Fransa odasının kurularak bunun pekiştirilebileceğinin altını çizen Marcon, ileri dönemde Fransa ve Türkiye’deki şehirler arasında işbirliği sağlanması yolunda adımlar atmak için çalışma yaptıklarını söyledi.
Kaynak: İHA
Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin çok eski olduğunu ve 1526 yılına dayandığını belirten Yazıcı, tarih sürecinde bazen birlikte, bazen de karşı hatlarda yüründüğünü kaydetti.
Türkiye ile Fransa’nın daha çok birlikte yürüdüğünün altını çizen Yazıcı, “Yeni Türkiye’nin kurulması sürecinde 1921 tarihinde Ankara Antlaşmasıyla Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler yeni bir zemine oturmuştur. O günden buyana çok dikkatli sıcak ilişkiler şeklinde her iki ulusun ve her iki devletin ilişkileri süre gelmektedir. Bu süreç içerisinde bazen önemli olayları da yaşadığımız olmuştur” diye konuştu.
2011 yılı sonunda Fransa’da Sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’na ilişkin yasama çalışmaların yapıldığını hatırlatan Yazıcı, konuşmasına söyle devam etti: “Çok kısa zamanda Fransız meclisinden geçti. Ama Türkiye çok büyük bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın içerisinde kamu ve sivil toplum kuruluşları oldu ve kamu kuruluşlarının ötesinde bu kampanyada Türkiye’de başı çeken TOBB’dir. Buna paralel Fransa’da da gerçekten Fransa’nın çıkarttığı, Fransa’nın geçmişi, tarihi, demokratik duruşu, felsefi yaklaşımıyla bize göre uyum içerisinde bulunmayan o yasanın yasalaşmaması için Fransa’da bu kampanyanın öncülüğü de Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’un başkanlığında yürütüldü. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Sonuçta bu yasa, girişimler sonucu Fransa Anayasa Mahkemesi’nden vize almadı. Bu da iki ülke ilişkilerinin kopma noktasına gelmesini önlemiş oldu.” Türkiye ile Fransa arasında yoğun ticari ilişkilerin olduğunu kaydeden Yazıcı, 2011 yılında Türkiye ve Fransa’nın ticaret hacminin 16 milyar dolar düzeyinde olduğunu söyledi.
2012 yılında gelinen aylar itibariyle 9 milyar düzeyinde olduğunu belirten Yazıcı, yıl sonu itibariyle bu rakamın 11-12 milyar dolar seviyesinde olmasını beklediklerini ifade etti.
Yazıcı, Türkiye ve Fransa’nın ticaret ilişkilerinin karşılaştırıldığını, Türkiye’nin Fransa’dan daha çok mal aldığını belirterek, “Daha çok mal alalım, ama daha çok da satalım. En azından dengeyi sağlayalım. Gerçekten bizim alacağımız ürün var. Satacağımız ürünler de var” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde ilişkilerin ilk adımı Gümrük Birliği Antlaşması ile attığını kaydeden Yazıcı, antlaşma çerçevesinde gümrük çalışmalarını ve mevzuatları AB normlarına göre getirmeye çalıştıklarının altını çizdi.
“TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİN ENGELLENMESİ BÖLGEYE YARAR SAĞLAMAZ”
Gümrük Birliği Antlaşması’nın istisnaları bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin tarım ürünlerine ilişkin istisna olduğunu ve bir diğerinin de Serbest Ticaret Antlaşmaları’na ilişkin antlaşmalar olduğunu belirten Yazıcı, “AB, herhangi bir ülkeyle Serbest Ticaret Antlaşması yapmış ise o ülke Türkiye ile Serbest Ticaret Antlaşması yapması konusunda çekingenlik içerisinde bulunuyor. Bu da Türkiye açısından bir dezavantaj oluşturuyor. Geçen yıl Cezayir’e gittim. Cezayir ile Avrupa Birliği arasında Serbest Ticaret Antlaşması var. Türkiye ile Cezayir arasında da Serbest Ticaret Antlaşması sürdürülüyor. Ama Cezayir, AB ile Serbest Ticaret Antlaşması imzaladığı için Türkiye ile benzer bir antlaşma yapma konusunda biraz zamana durumu yaymaktadır. Bunlarında müzakerelerle giderilmesi gerektiği kanısındayım. Tarım ürünlerini ilişkin istisnaların da kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği noktasında en azından resmi düzeyde dillendirilen çekincelerin giderilmesi konusunda öne sürülen çekinceler itibariyle Türkiye’nin AB üyeliğinin engellenmesinin AB’ye, Fransa’ya, Türkiye’ye ve bölgeye yarar sağlamayacağı kanısındayım” diye konuştu.
“MARCON, SOYKIRIM YASA TASARISININ GERİ DÖNÜŞÜNDE BÜYÜK BİR ROL OYNADI”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türkiye ile Fransa’nın ekonomik ilişkileri konusunda Fransa Odalar Birliği Başkanı Marcon’un önemli bir partner olduğunu söyledi.
Fransa’nın ticaretin dışında karşılıklı yatırımlar konusunda geçen yıl en çok yatırım getiren ikinci ülke konumunda olduğun belirten Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 400 Fransız firmasının Türkiye’de faaliyette bulunduğunu söyledi.
Türkiye ile Fransa’nın işbirliği alanlarının çok büyük olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Maalesef geçmişteki siyasi hatasından dolayı yakın ilişki içerisine girilememiştir” dedi.
Marcon’un 2011 yılındaki Sözde Ermeni Soykırımı’nın yanı sıra 2006 yılında da Fransa Meclisi’nde Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı’nın geri dönüşünde aktif rol aldığını belirten Risarcıklıoğlu, “Marcon, 2011 yılındaki çalışmalarda bir fiil aktif rol almıştır. Bizi desteklediler. Türkiye’nin tezleri konusunda, Türkiye’nin ilişkilerin kesilmesinin tehlikesine ortaya koyarak bir tavır sergilediler ve kendisine teşekkür ederim” diye konuştu.
“ORTALIĞI KARIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARA İZİN VERMEDİM”
Fransa Odalar Birliği Başkanı Andre Marcon da, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na davetlerinden dolayı teşekkür etti. Türkiye’de olmaktan çok mutlu olduğunu ve Türkiye’ye gerçekleştirdiği ilk ziyaret olduğunu belirten Marcon, “Türkiye’ye gelme isteğimin daha da artmasına neden oldu. Rifat Hisarcıklıoğlu’yla 2006 yılından buyana ortak bir yoldayız. Gerçekten Türkiye’nin (sözde) Ermeni soykırımı durumuna gerçekten çok hassas bir şekilde yaklaştım. Gerçekten TOBB ile çok büyük bir arkadaşlığımız söz konusudur. Ben Odalar Birliği Başkanı olarak aynı zamanda bu ortalığı karıştırmaya çalışanlara karşı durmak istedim. Sonuçta bu tür bir olayın bizim ticari işbirliğimize zedelemesine izin veremeyiz” dedi.
Türkiye ile Fransa arasındaki ticaret bağlarının artması için çalıştığını ve bunun ne kadar zor olduğunu bildiğini kaydeden Marcon, Fransa olarak Türkiye ile birlikte çalışmak istediklerini ifade etti.
Marcon, “Birçok Fransız firma Türkiye’de yerleşik durumda. Aynı zamanda Türk firmalarını Fransa’da görmek istiyoruz. Çünkü siz artık ekonomik olsun, siyasi açıdan olsun büyük bir istikrara sahipsiniz ve genç bir nüfusunuz var. Bu genç nüfusunuz çok büyük bir pazar oluşturuyor” dedi.
TOBB ile çok büyük bir işbirliği içerisinde olduklarını ve Fransa’da bir Türkiye odası, Türkiye’de de bir Fransa odasının kurularak bunun pekiştirilebileceğinin altını çizen Marcon, ileri dönemde Fransa ve Türkiye’deki şehirler arasında işbirliği sağlanması yolunda adımlar atmak için çalışma yaptıklarını söyledi.