'Partilerde Delege Yerine Aktif Üyelerin Yetki Sahibi Olması' Teklifi

Anayasa, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler yasalarının değiştirilmesinin konuşulduğu bugünlerde siyasi partilerde “delege sistemi”nden “aktif üyelik sistemi”ne geçilmesi teklif edildi.

'Partilerde Delege Yerine Aktif Üyelerin Yetki Sahibi Olması' Teklifi
Teklifin sahibi, HAS Parti’de genel başkan yardımcısı iken Numan Kurtulmuş’la birlikte AK Parti’ye katılan Erol Erdoğan, bugünkü bir gazetede yayınlanan “Yeni siyaset için üç farklı öneri” başlıklı makalesinde, aktif üyelik sisteminin yanı sıra, dar bölge sistemine geçilmesi ve seçim barajının düşürülmesini de yeni dönem siyaseti için gerekli olduğunu belirtti.

Aktif Üyelik sistemini, parti üyelerinin siyasi karar süreçlerine ‘resmi’ olarak dahil edilmesi olarak tanımlayan Erdoğan, makalesinde şunları kaydetti: “Bu sistemde, aidatını ödeyen, etkinliklere katılan, partinin tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyetlerine destek olan üyeler aktif üye adı ile diğer üyelerden farklılaştırılıyor. Aktif üyelerin tespiti ve sistemin entegrasyonu, bu amaçla geliştirilmiş yazılımlar ve dijital kartlarla yürütülebilir. Aktif üyelerin karar süreçlerine katılmasıyla, parti her zaman dinamik olacak ve parti-seçmen iletişimini olağan hale gelecektir. Aktif üyelik, nicelik bakımından delege sisteminden daha büyük olacağı için, kolay yönlendirilemeyecek ve provoke edilemeyecek geniş bir kitle, bu yolla siyasi süreçlere katılmış olacaktır.

Ülkemizde uygulanan delege sistemi, lider veya genel merkez oligarşisini güçlendirici özelliktedir. Aktif üyelik sistemi için yasal düzenlemeler gerekebilir, bunlar yapılmalıdır.” Erol Erdoğan, siyasetin özgürlük, doğallık ve değişimciliğinin garanti altına alınması için seçim barajının düşürülmesini teklif ederken, siyasal katılım ve seçmen-siyaset iletişimi açısından en iyi yöntemin “dar bölge seçim sistemi” olduğunu anlattı. Erdoğan, sisteminin “lider oligarşisi”ne yaradığını, “aktif üyelik” sisteminin ise demokrasiyi ve sivil siyaseti güçlendireceğini kaydetti.
Kaynak: İHA