Bdp'li Kışanak: Açılan Soruşturmanın Bizim İçin Hiçbir Anlamı ve Kıymeti Yoktur
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, yaptıkları kongreye yönelik açılan soruşturmanın kendileri için hiçbir anlamı ve kıymeti olmadığını söyledi.
BDP Grup Toplantısı başlangıcında 'Ölümlere Sessiz Kalmayacağız' yazılı pankartlar açıldı. Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan BDP Eşbaşkanı Kışanak, olağanüstü kongreye yönelik başlatılan soruşturma için yargı vesayetiyle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
"Açılan soruşturmanın bizim için hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur." diyen Kışanak, demokrasi açısından yaşanan sıkıntıların açığa çıktığını belirtti.
İfade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Kışanak, ülkedeki mevcut olanın kabul edilmesinin bir çözüm olmadığını, bunun adının kaos ve faşizan olduğunu savundu. Hakkari Kazan köyünde resmen bir katliamın önünden dönüldüğünü dile getiren Kışanak, yapılanların Uludere'yi hatırlattığını belirtti.
"Gereken cevabı alacaklardır. Biz o kadar aciz değiliz." diyen Kışanak, "Bunun bedelini misliyle ödeyecekler. Bu katliamcı, imhacı, savaşcı, çatışmacı mantıktan geri dönmeye, halkın haklarına saygı göstermeye davet ediyoruz." diye konuştu.
Kışanak, konuşmasının geri kalan bölümünde ise cezaevlerindeki açlık grevlerini anlattı. Açlık grevlerinin genelde durumların iyileştirilmesi için yapıldığını, zaman zaman da politik yapıldığını dile getiren Kışanak, dayatılan faşizme karşı, işkencelere karşı Diyarbakır'da başlatılan açlık ve ölüm orucu olduğunu ifade etti.
Kürt sorununun çözümü için cezaevlerinde bulunan politik tutsaklarının bedenlerini ölüme teslim ettiklerini anlatan Kışanak, buna sahip çıkmak, destek olmak, bu mücadeleye katkı sunmanın herkesin insanlık görevi olduğunu belirtti.
Teröristbaşı için 'sayın' ifadesini kullanan Kışanak, cezaevlerindekilerin taleplerinin Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin sona erdirilmesi, barış konusunda, çözüm konusunda rolünü oynayabilmesi için sağlık özgürlük koşulların sağlanması, ikincisi anadildeki eğitimin önündeki engellerin kaldırılması olduğunu söyledi.
Bunların demokratik, meşru ve gerçekleştirilmesi mümkün olan talepler olduğunu vurguladı. Kışanak, Öcalan'ın sıradan biri olmadığını, milyonların irade olarak gördüğü biri olduğunu savundu. Kışanak, "Hükümet görüşmelerde samimi ve kararlı davransaydı, İmralı devre dışı bırakılmasaydı, barış çabalarını etkisiz kılmasaydı, bu müzakere yaklaşımında kararlı olsaydı, arkasına siyasi irade koysaydı. görüşmeler sırasında ortaya çıkan tartışmaların ürünü olan protokolleri elinin tersiyle itmesiydi, en azından tartışmaya açsaydı, müzakerede ısrarcı olsaydı; bugün geldiğimiz yerde olmayacaktık. Ancak hükümet tersini yaptı." diye konuştu.
Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Kışanak, ülkenin savaşa sürüklendiğini savundu .
"Açılan soruşturmanın bizim için hiçbir anlamı ve kıymeti yoktur." diyen Kışanak, demokrasi açısından yaşanan sıkıntıların açığa çıktığını belirtti.
İfade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Kışanak, ülkedeki mevcut olanın kabul edilmesinin bir çözüm olmadığını, bunun adının kaos ve faşizan olduğunu savundu. Hakkari Kazan köyünde resmen bir katliamın önünden dönüldüğünü dile getiren Kışanak, yapılanların Uludere'yi hatırlattığını belirtti.
"Gereken cevabı alacaklardır. Biz o kadar aciz değiliz." diyen Kışanak, "Bunun bedelini misliyle ödeyecekler. Bu katliamcı, imhacı, savaşcı, çatışmacı mantıktan geri dönmeye, halkın haklarına saygı göstermeye davet ediyoruz." diye konuştu.
Kışanak, konuşmasının geri kalan bölümünde ise cezaevlerindeki açlık grevlerini anlattı. Açlık grevlerinin genelde durumların iyileştirilmesi için yapıldığını, zaman zaman da politik yapıldığını dile getiren Kışanak, dayatılan faşizme karşı, işkencelere karşı Diyarbakır'da başlatılan açlık ve ölüm orucu olduğunu ifade etti.
Kürt sorununun çözümü için cezaevlerinde bulunan politik tutsaklarının bedenlerini ölüme teslim ettiklerini anlatan Kışanak, buna sahip çıkmak, destek olmak, bu mücadeleye katkı sunmanın herkesin insanlık görevi olduğunu belirtti.
Teröristbaşı için 'sayın' ifadesini kullanan Kışanak, cezaevlerindekilerin taleplerinin Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin sona erdirilmesi, barış konusunda, çözüm konusunda rolünü oynayabilmesi için sağlık özgürlük koşulların sağlanması, ikincisi anadildeki eğitimin önündeki engellerin kaldırılması olduğunu söyledi.
Bunların demokratik, meşru ve gerçekleştirilmesi mümkün olan talepler olduğunu vurguladı. Kışanak, Öcalan'ın sıradan biri olmadığını, milyonların irade olarak gördüğü biri olduğunu savundu. Kışanak, "Hükümet görüşmelerde samimi ve kararlı davransaydı, İmralı devre dışı bırakılmasaydı, barış çabalarını etkisiz kılmasaydı, bu müzakere yaklaşımında kararlı olsaydı, arkasına siyasi irade koysaydı. görüşmeler sırasında ortaya çıkan tartışmaların ürünü olan protokolleri elinin tersiyle itmesiydi, en azından tartışmaya açsaydı, müzakerede ısrarcı olsaydı; bugün geldiğimiz yerde olmayacaktık. Ancak hükümet tersini yaptı." diye konuştu.
Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Kışanak, ülkenin savaşa sürüklendiğini savundu .