Nöroloji Uzmanı Ortaçbayram: Aşırı Bellek Kaybı Alzheimer'in Habercisi Olabilir
Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram günlük yaşam işlevlerini etkileyecek düzeyde bellek kaybı ve basit kelimeleri bulmada güçlük çekmenin Alzheimer'in habercisi olabileceğine dikkat çekti.
Alzheimer hastalığının unutkanlık türleri içinde en sık karşılaşılan tipi olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Ortaçbayram, ”Bir unutkanlığa Alzheimer diyebilmek için kişinin günlük yaşam aktivitelerini engellemesi, sonradan kazanılmış olması, kalıcı ve seyir itibariyle de ilerleyici olması gerekir.” dedi.
Türkiye'de 400 bin civarında, dünyada yaklaşık 10 milyon Alzheimer hastası olduğu bilgisini veren Ortaçbayram, “Türkiye gibi genç nüfusa sahip bir ülkede, ortalama insan ömrünün artması ile birlikte 30-40 yıl sonra bu sayının çok daha fazla olacağını tahmin etmek hiçte zor olmasa gerek.” diye konuştu.
“Hastalığın olmazsa olmaz özelliği unutkanlıktır“ diyen Dr. Cem Ortaçbayram, günlük hayattaki unutkanlıkla yaşlılıktaki unutkanlığın bir tutulmaması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Ortaçbayram, Alzheimer hastalığının habercisi olan 10 belirtiyi şöyle sıraladı. “Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık. (özellikle yakın zamana ait olayları ve insan isimlerini hatırlayamama) Günlük işleri yerine getirmekte (alışveriş yapma, yemek pişirme ya da bir ev aletini çalıştırma) güçlük çekme. Kelime bulmakta güçlük çekme. Tarihleri unutma veya bildiği yolları bulamama. Karar vermekte (giysi seçimi ) güçlük çekme. Pratik düşünme (hesap yapabilme ya da planlama) becerisinin azalması. Sık kullanılan eşyaları yanlış yere koyma.(gözlüğünü ayakkabı dolabına koyma ) Kişilik değişiklikleri (çevresindeki insanlardan kuşkulanma ve suçlama) Ruh hali veya davranışlarda değişiklik. (çok çabuk ağlama ve sinirlenme ) Sorumluluktan kaçınma” Alzheimer hastalığını şu an için tamamen iyileştiren bir tedavinin bulunmadığını, uygulanan tedavilerin hastalığın mümkünse durdurulması ya da ilerleyiş hızının azaltılmasına yönelik olduğunu dile getiren Ortaçbayram, “Mevcut tedavilerin etkinliği için ise bu ilaçların hastalığın erken ve orta evrelerinde başlanması önerilmektedir. Ayrıca hastalığa eşlik eden depresyon, uyku bozukluğu, saldırganlık ve davranış değişikliği gibi ruhsal bozuklukların tedavisi için de birçok etkili ilaç bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı. Alzheimer’in hastanın yanında onun bakımını üstlenen yakınlarının da hayatını etkilediğini anlatan Dr. Ortaçbayram, hasta yakınlarına şu uyarılarda bulundu: “Başlangıçta sadece unutkanlığı olan hastanız, bir gün gelecek kendi başına giyinemez, yiyemez, yıkanamaz olacak, garip hayaller görmeye, altına kaçırmaya başlayacak ve belki de sizi bile tanımayacak. İşte bu yüzden Alzheimer hastalığı, yalnızca ona yaklaşan kişiyi değil, aynı zamanda bakımını üstlenen yakınlarını da ilgilendiren bir sorun olup, gün geçtikçe ağırlaşan sosyal ve ekonomik bir yük getirir. Alzheimer hastasının yakınları, ev içindeki aile düzenini, iş saatlerini ya da dostlarıyla ilişkilerini değiştirmek zorunda kalabilir. Daha da önemlisi, bedensel yorgunluğun yanı sıra, ciddi ruhsal sorunlar yaşayabilir. Sevdiğiniz kişinin Alzheimer hastası olduğunu öğrendiğinizde, hastalığı daha iyi tanıyarak onunla birlikte yaşamaya hazırlıklı olmalısınız.”
Türkiye'de 400 bin civarında, dünyada yaklaşık 10 milyon Alzheimer hastası olduğu bilgisini veren Ortaçbayram, “Türkiye gibi genç nüfusa sahip bir ülkede, ortalama insan ömrünün artması ile birlikte 30-40 yıl sonra bu sayının çok daha fazla olacağını tahmin etmek hiçte zor olmasa gerek.” diye konuştu.
“Hastalığın olmazsa olmaz özelliği unutkanlıktır“ diyen Dr. Cem Ortaçbayram, günlük hayattaki unutkanlıkla yaşlılıktaki unutkanlığın bir tutulmaması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Ortaçbayram, Alzheimer hastalığının habercisi olan 10 belirtiyi şöyle sıraladı. “Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık. (özellikle yakın zamana ait olayları ve insan isimlerini hatırlayamama) Günlük işleri yerine getirmekte (alışveriş yapma, yemek pişirme ya da bir ev aletini çalıştırma) güçlük çekme. Kelime bulmakta güçlük çekme. Tarihleri unutma veya bildiği yolları bulamama. Karar vermekte (giysi seçimi ) güçlük çekme. Pratik düşünme (hesap yapabilme ya da planlama) becerisinin azalması. Sık kullanılan eşyaları yanlış yere koyma.(gözlüğünü ayakkabı dolabına koyma ) Kişilik değişiklikleri (çevresindeki insanlardan kuşkulanma ve suçlama) Ruh hali veya davranışlarda değişiklik. (çok çabuk ağlama ve sinirlenme ) Sorumluluktan kaçınma” Alzheimer hastalığını şu an için tamamen iyileştiren bir tedavinin bulunmadığını, uygulanan tedavilerin hastalığın mümkünse durdurulması ya da ilerleyiş hızının azaltılmasına yönelik olduğunu dile getiren Ortaçbayram, “Mevcut tedavilerin etkinliği için ise bu ilaçların hastalığın erken ve orta evrelerinde başlanması önerilmektedir. Ayrıca hastalığa eşlik eden depresyon, uyku bozukluğu, saldırganlık ve davranış değişikliği gibi ruhsal bozuklukların tedavisi için de birçok etkili ilaç bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı. Alzheimer’in hastanın yanında onun bakımını üstlenen yakınlarının da hayatını etkilediğini anlatan Dr. Ortaçbayram, hasta yakınlarına şu uyarılarda bulundu: “Başlangıçta sadece unutkanlığı olan hastanız, bir gün gelecek kendi başına giyinemez, yiyemez, yıkanamaz olacak, garip hayaller görmeye, altına kaçırmaya başlayacak ve belki de sizi bile tanımayacak. İşte bu yüzden Alzheimer hastalığı, yalnızca ona yaklaşan kişiyi değil, aynı zamanda bakımını üstlenen yakınlarını da ilgilendiren bir sorun olup, gün geçtikçe ağırlaşan sosyal ve ekonomik bir yük getirir. Alzheimer hastasının yakınları, ev içindeki aile düzenini, iş saatlerini ya da dostlarıyla ilişkilerini değiştirmek zorunda kalabilir. Daha da önemlisi, bedensel yorgunluğun yanı sıra, ciddi ruhsal sorunlar yaşayabilir. Sevdiğiniz kişinin Alzheimer hastası olduğunu öğrendiğinizde, hastalığı daha iyi tanıyarak onunla birlikte yaşamaya hazırlıklı olmalısınız.”