Babacan: Cari Açığın Gerilemesinde Sermaye Piyasaları Önemli Rol Oynayacak
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, enerji fiyatlarının ve iç tasarruf oranının artmasının cari açığı tırmandırdığını belirtti.
Babacan, sermaye piyasalarının iç tasarrufları artırmada, cari açığı indirmede önemli rol oynayacağını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından tertip edilen 'Mali Piyasalarda Reform ve Düzenleme' konulu konferansa katıldı. SPK Başkanı Vedat Akgiray, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan'ın da hazır bulunduğu toplantıda ekonomoyi değerlendiren Babacan, "Türkiye'nin 2002'de bütçe açığı yüzde 12 idi. Ama alınan tedbirlerle 2006'da yüzde 1 bütçe fazlası verdi. Bu dilimde kamu borçları ciddi bir sorun alanı olmaktan çıktı. Bunlara ek olarak bankacılık sistemi güçlendirildi. Finans kurumlarının tek tek mali bünyesini güçlendirici önlemlere başvuruldu." dedi. Türkiye'nin ekonomik bunalıma dair aldığı tedbirlerle dünyadan ayrıştığını vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:
"2009'da Avrupa'da iktidarlar kamu harcamalarını artırırken; biz, 3 senelik Mali Konsolidasyon Programı açıkladık. Malum devlet itibarını kaybettiğinde ülkede güven risk primi iniyor. Onun için biz, devletin itibarını artırmaya odaklanıp özel sektöre güvendik. Gelinen aşamada bu maya tuttu, 2010'da büyüme yüzde 9 oldu. 2011'de de yüzde 8 gibi bir büyüme elde ettik. Evet, bu büyüme, istihdam üreten bir büyüme oldu. Tabii istihdamın yanında gelir dağılımı da olumlu bir tablo ortaya koyuyor. Zengin ve yoksul arasında uçurum kapanıyor. Niye? Çünkü rekabet ortamı güçleniyor, ayrıcalık alanları otadan kaldırılıyor. Onun yerini alnının akıyla gelir elde etme alıyor. Artık ayrıcalıklı şirketler ya da aileler yok. Anadolu'nun dört bir yanında önemli, büyük firmalar doğuyor. Bunlar, milyarlarca dolar gelir elde eden, pek çok ülkede şube açan, birkaç sene evvel kimsenin adını sanını duymadığı firmalar."
Türkiye'nin bütçe açığı ve kamu borçları ile iyi bir görüntü verdiğini aktaran Başbakan Yardımcısı, 2011 itibari ile bütçe açığının milli gelirin yüzde 1,4'ü, kamu borcunun ise yüzde 39'u olduğunu duyurdu.
Türkiye'de enerji fiyatlarının ve iç tasarruf oranının artmasının cari açığı tırmandırdığını anlatan Ali Babacan, "Geçen sene, bu alanda tarihin en büyük rakamını gördük. Tabii ondan sonra kademe kademe inişe tanık olduk. Bakın cari açığın gerilemesinde sermaye piyasalarının önemli rolü olacak. Çünkü sermaye piyasasının genişlemesi, büyük yığınların birikimlerini buraya yöneltmesi, iç tasarruf oranlarının artırılması adına önemli konumda." ifadelerini kullandı.
KİRA SERTİFİKALARI VE GİRİŞİM SERMAYESİ DEVREYE GİRECEK
Türkiye'de özel sektörün büyümenin lokomotifi, temel oyuncusu olduğunu dile getiren Babacan, şöyle devam etti:
"Hangi ülke olursa olsun iktidar 'şuraya ya da buraya para harcayacağım' derse itiraz gelmez. Ama gün gelir de 'giderleri normale döndürüyorum' dediğinizde, attığınız adımları geri çekme güç olur. Mali uygulamalarda esnekleştirme ve sıkılaştırmada iktidarlar kontrollü olmalı. Sıkılaştırmanın günü geldiğinde ızdıraplı olacağını göz önüne almalıdır. Kimi Avrupa ülkelerine bakın gevşetirken bir sorun yok ama sıkılaştırırken durum güç. Gevşetenleri görüyoruz, bırakın iktidardan olmayı siyaset sahnesinde bile yoklar."
Öte yandan sermaye piyasalarının gündeminin yoğun olacağını, 2010'da 22, 2011'de 27 şirket halka arz edildiğini aktaran Babacan, "Atalet döneminin ardından bu hamle fena değil. Yeterli değil ama iyi bir gayret." dedi. Artık daha yoğun gayretler, yapısal reformlar ile daha iyi bir sermaye piyasası görmek istediklerini anlatan Babacan, yasaların işin başlangıcı ve ilk adımı olduğunu belirterek, bu sene yasaların yanında devreye alacakları üç alan bulunduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı, bunları şöyle sıraladı:
"Biri devletin çıkaracağı kira sertifikaları. 2012' de devletin çıkaracağı kira sertifikalarının yeni enstrüman olarak devreye girmesini istiyoruz. İlk uygulamaların bu sene yapılmasını temenni ediyoruz. İkincisi halka açık şirketlerin dünya ile intibakı, diyalogudur. Bu anlamda önemli yatırımcılarla yeni girişimcileri buluşturmayı öngörüyoruz. Kimi bakanlıklarda bununla ilgili hazırlıklar var. Böylelikle devletin içinde olacağı bir mekanizmayı kurmuş olacağız. Girişimcilik bir ülkenin en önemli değerlerindendir. Ülkenin altın madenleri veya petrolü vardır ama iyi yetişmiş girişimci kaynağı ülkenin en önemli kaynağıdır. Girişimci ruh ile sermaye bulunur, ekonomik kalkınma oluşur. Önemli olan o girişimciyi yakalamak ve ona yardımcı olmaktır. Girişim sermayesinde devletin yatırımın filizlenmesi adına devreye girmesi, ardından geri çekilip piyasayı kendi dengelerinde bırakmak için faaliyetlerimiz var. Üçüncü ve son olarak da girişim sermayesinden akabinde halka açılma bizim için önemli olacak."
SPK BAŞKANI: YANİ KANUN SENE ORTASINDA YÜRÜRLÜĞE GİRER
Toplantıda sermaye piyasasının tarihini anlatan SPK Başkanı Vedat Akgiray ise "30 senelik serüveni olan piyasa ile ilgili ilk kanun banker ya da tefeciliklerin önünü almak için 1981'de çıktı. 1982'de SPK, 1985'te İMKB, 1989'da Takasbank kuruldu. Ardından sırasıyla 1995'te istanbul Altın Borsası, 2001'de Merkezi Kayıt Kuruluşu, 2002'de de Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası (VOB) hizmete girdi." bilgisini verdi.
Şirketlerin şeffaflığı adına İMKB çatısı altında Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nun hayata geçirildiğinden söz eden Akgiray, internet ortamından yatırımcıları ilgilendiren konuların paylaşıldığını bildirdi. Piyasaları iyi denetlediklerini belirten Akgiray, bu sayede manipülasyonu, gayri hukuki aktiviteleri en aza indirdiklerini vurguladı.
Yeni Sermaye Piyasası Kanunu'na değinen Akgiray, "Biz, bunun senenin ortalarında yürürlüğe girmesini brekliyoruz. Umuyorum yeni TTK yürürlüğe girmeden önce Sermaye Piyasası Kanunu 30 senelik olup arada bir güncellendi. Artık onu güncelden daha iyi bir hale getirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Babacan, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından tertip edilen 'Mali Piyasalarda Reform ve Düzenleme' konulu konferansa katıldı. SPK Başkanı Vedat Akgiray, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan'ın da hazır bulunduğu toplantıda ekonomoyi değerlendiren Babacan, "Türkiye'nin 2002'de bütçe açığı yüzde 12 idi. Ama alınan tedbirlerle 2006'da yüzde 1 bütçe fazlası verdi. Bu dilimde kamu borçları ciddi bir sorun alanı olmaktan çıktı. Bunlara ek olarak bankacılık sistemi güçlendirildi. Finans kurumlarının tek tek mali bünyesini güçlendirici önlemlere başvuruldu." dedi. Türkiye'nin ekonomik bunalıma dair aldığı tedbirlerle dünyadan ayrıştığını vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:
"2009'da Avrupa'da iktidarlar kamu harcamalarını artırırken; biz, 3 senelik Mali Konsolidasyon Programı açıkladık. Malum devlet itibarını kaybettiğinde ülkede güven risk primi iniyor. Onun için biz, devletin itibarını artırmaya odaklanıp özel sektöre güvendik. Gelinen aşamada bu maya tuttu, 2010'da büyüme yüzde 9 oldu. 2011'de de yüzde 8 gibi bir büyüme elde ettik. Evet, bu büyüme, istihdam üreten bir büyüme oldu. Tabii istihdamın yanında gelir dağılımı da olumlu bir tablo ortaya koyuyor. Zengin ve yoksul arasında uçurum kapanıyor. Niye? Çünkü rekabet ortamı güçleniyor, ayrıcalık alanları otadan kaldırılıyor. Onun yerini alnının akıyla gelir elde etme alıyor. Artık ayrıcalıklı şirketler ya da aileler yok. Anadolu'nun dört bir yanında önemli, büyük firmalar doğuyor. Bunlar, milyarlarca dolar gelir elde eden, pek çok ülkede şube açan, birkaç sene evvel kimsenin adını sanını duymadığı firmalar."
Türkiye'nin bütçe açığı ve kamu borçları ile iyi bir görüntü verdiğini aktaran Başbakan Yardımcısı, 2011 itibari ile bütçe açığının milli gelirin yüzde 1,4'ü, kamu borcunun ise yüzde 39'u olduğunu duyurdu.
Türkiye'de enerji fiyatlarının ve iç tasarruf oranının artmasının cari açığı tırmandırdığını anlatan Ali Babacan, "Geçen sene, bu alanda tarihin en büyük rakamını gördük. Tabii ondan sonra kademe kademe inişe tanık olduk. Bakın cari açığın gerilemesinde sermaye piyasalarının önemli rolü olacak. Çünkü sermaye piyasasının genişlemesi, büyük yığınların birikimlerini buraya yöneltmesi, iç tasarruf oranlarının artırılması adına önemli konumda." ifadelerini kullandı.
KİRA SERTİFİKALARI VE GİRİŞİM SERMAYESİ DEVREYE GİRECEK
Türkiye'de özel sektörün büyümenin lokomotifi, temel oyuncusu olduğunu dile getiren Babacan, şöyle devam etti:
"Hangi ülke olursa olsun iktidar 'şuraya ya da buraya para harcayacağım' derse itiraz gelmez. Ama gün gelir de 'giderleri normale döndürüyorum' dediğinizde, attığınız adımları geri çekme güç olur. Mali uygulamalarda esnekleştirme ve sıkılaştırmada iktidarlar kontrollü olmalı. Sıkılaştırmanın günü geldiğinde ızdıraplı olacağını göz önüne almalıdır. Kimi Avrupa ülkelerine bakın gevşetirken bir sorun yok ama sıkılaştırırken durum güç. Gevşetenleri görüyoruz, bırakın iktidardan olmayı siyaset sahnesinde bile yoklar."
Öte yandan sermaye piyasalarının gündeminin yoğun olacağını, 2010'da 22, 2011'de 27 şirket halka arz edildiğini aktaran Babacan, "Atalet döneminin ardından bu hamle fena değil. Yeterli değil ama iyi bir gayret." dedi. Artık daha yoğun gayretler, yapısal reformlar ile daha iyi bir sermaye piyasası görmek istediklerini anlatan Babacan, yasaların işin başlangıcı ve ilk adımı olduğunu belirterek, bu sene yasaların yanında devreye alacakları üç alan bulunduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı, bunları şöyle sıraladı:
"Biri devletin çıkaracağı kira sertifikaları. 2012' de devletin çıkaracağı kira sertifikalarının yeni enstrüman olarak devreye girmesini istiyoruz. İlk uygulamaların bu sene yapılmasını temenni ediyoruz. İkincisi halka açık şirketlerin dünya ile intibakı, diyalogudur. Bu anlamda önemli yatırımcılarla yeni girişimcileri buluşturmayı öngörüyoruz. Kimi bakanlıklarda bununla ilgili hazırlıklar var. Böylelikle devletin içinde olacağı bir mekanizmayı kurmuş olacağız. Girişimcilik bir ülkenin en önemli değerlerindendir. Ülkenin altın madenleri veya petrolü vardır ama iyi yetişmiş girişimci kaynağı ülkenin en önemli kaynağıdır. Girişimci ruh ile sermaye bulunur, ekonomik kalkınma oluşur. Önemli olan o girişimciyi yakalamak ve ona yardımcı olmaktır. Girişim sermayesinde devletin yatırımın filizlenmesi adına devreye girmesi, ardından geri çekilip piyasayı kendi dengelerinde bırakmak için faaliyetlerimiz var. Üçüncü ve son olarak da girişim sermayesinden akabinde halka açılma bizim için önemli olacak."
SPK BAŞKANI: YANİ KANUN SENE ORTASINDA YÜRÜRLÜĞE GİRER
Toplantıda sermaye piyasasının tarihini anlatan SPK Başkanı Vedat Akgiray ise "30 senelik serüveni olan piyasa ile ilgili ilk kanun banker ya da tefeciliklerin önünü almak için 1981'de çıktı. 1982'de SPK, 1985'te İMKB, 1989'da Takasbank kuruldu. Ardından sırasıyla 1995'te istanbul Altın Borsası, 2001'de Merkezi Kayıt Kuruluşu, 2002'de de Vadeli İşlemler Opsiyon Borsası (VOB) hizmete girdi." bilgisini verdi.
Şirketlerin şeffaflığı adına İMKB çatısı altında Kamuoyu Aydınlatma Platformu'nun hayata geçirildiğinden söz eden Akgiray, internet ortamından yatırımcıları ilgilendiren konuların paylaşıldığını bildirdi. Piyasaları iyi denetlediklerini belirten Akgiray, bu sayede manipülasyonu, gayri hukuki aktiviteleri en aza indirdiklerini vurguladı.
Yeni Sermaye Piyasası Kanunu'na değinen Akgiray, "Biz, bunun senenin ortalarında yürürlüğe girmesini brekliyoruz. Umuyorum yeni TTK yürürlüğe girmeden önce Sermaye Piyasası Kanunu 30 senelik olup arada bir güncellendi. Artık onu güncelden daha iyi bir hale getirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.