Tarihçi - Yazar Dr. Çelik Türklerin Almanya Serüvenini Değerlendirdi

Son 15 yıldır Almanya Türkleri ile alakalı yaptığı araştırmayı kitaplaştıran Tarihçi-Yazar Dr.

Tarihçi - Yazar Dr. Çelik Türklerin Almanya Serüvenini Değerlendirdi
Latif Çelik, Avrupa`da yaşayan Türklerin, ülkelerine bağlı kalmasının sebebinin milli hassasiyetleri olduğunu söyledi. Dünya Türkmenler Birliği Adana Şubesi`nde, siyaset ve tarihe meraklı olan bir gurup dernek üyesiyle buluşan Çelik, Türk milletinin güçlü bir milliyetçilik duygusuna sahip olduğunu ve yabancı toplumlar içerisinde uzun süre kalmalarına rağmen bu duyguyu kaybetmediklerini söyledi. Türklerin, tarihi köklerinin çok eskilere dayandığını ifade eden Çelik, "Dünyadaki en eski milletlerden biri de Türklerdir. Geçmişten bu zaman Türklerde bir milliyetçilik duygusu hakim. Avrupa`ya göç eden Türkler benliklerini buzaman kadar muhafaza etmişlerse, Anadolu`ya bağlı kalıyorlarsa bu onların topraklarında götürdükleri milli hassasiyetten kaynaklanıyor" dedi

Dr. Çelik, Türklerin Almanya`ya 1961 yılında yapılan İşçi Antlaşması`yla değil, Selçuklu Türklerinin 1279 yılındaki son Haçlı Seferleri`nde esir düşmesiyle ayak bastığını ileri sürdü. Almanya`ya gelen Türklerin büyük bir bölümü 1683 yılındaki Viyana Savaşı sonrası esir düşerek geldiğini sözlerine ekleyen Çelik, "Bu rakamı Türk kaynakları 25-30 bin olarak verirken batılı kaynaklar ise 90-100 bin olarak ifade ediyorlar. Biz ikisinin ortalamasını alırsak karşımıza yaklaşık 50 bin rakamı çıkmaktadır. Bu dabize Almanya`ya esir olarak o yıllarda ne kadar Türklerin geldiğini göstermektedir" diye konuştu. İlginç iddialarda bulunan Dr. Çelik, şunları söyledi: "Türkler bugün olduğu gibi, dün de bu topraklara gelirken beraberinde örf ve adetlerini de getirdiler. Esir muamelesi görüp köle olarak değişik ailelere satıldılar. Esir olmanın zor şartlarına dayanamayıp kahırdan ölenlerin olduğu gibi, din değiştirip toplumda önemli yerlere gelenlerde oldu. O günün Avrupa`sı Türkleri `şeytan` olarak görüyordu. Güneyde hala şeytan figürlü Türkenstrabe`ler var. Bu anlayış Rönesans reformlarıyla biraz yumuşasa da, Avrupalılar, `Türkler şeytandır, görüldüğü yerde yakılır.Allah`ın cezalı kuludur` gibi gördüler. Fakat Martin Luther çıktı, Köln`de bu görüşü red etti. Konuşmasında Luther, `Hayır, Türkler şeytan değil, sizin gibi insandır. Ama kilisenin yaptığı yanlışları iyi analiz edip, ona göre planını projesini yapan bir millet olduğundan onları Allah sizi cezalandırsın diye gönderdi` gibi söylemleri var. Martin Luther`i o dönemde Osmanlının casusu olarak itham ettiler. Osmanlı da, Lutherizm mezhebini bir denge unsuru olarak kendi politikası icabı destekledi."
Kaynak: İHA