Erdoğan: Kim Kardeşini Katlediyorsa Yezid'in İzindedirtbmm

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuşarak, gündeme ilişkin görüşlerini ifade etti.

  Suriye ' de azınlığın çoğunluğa hükmettiği , azınlığın çoğunluğa zulmettiği değil , halkın taleplerine uygun bir iradenin oluşmasını samimiyetle savunduklarını bildiren Erdoğan , ' ' Irak ' ta bir mezhep çatışmasının ortaya çıkmasına sebep olanlar , kardeşin kardeşi katletmesine zemin hazırlayanlar ; tıpkı Kerbela ' da Peygamber torununu kanını akıtan Yezid gibi tarihin sayfalarında bir kara leke olarak kazınırlar . İster Sünni , ister Şii , ister Kürt , Arap , Türkmen olsun ; kim ki kardeşine silah doğrultuyor , kim ki ibadet eden kardeşini katlediyorsa o Yezid ' in izindedir ' ' diye konuştu .

Erdoğan şöyle konuştu : " Ne Irak ' ta ne Suriye ' de gün , çıkar peşinde koşma , inisiyatif mücadelesi günüdür . İki ülkede de kan akarken gün , siyasi polemiklerle zaman kazanma günü de değildir . Gün ; muhasebe yapma , özeleştiri yapma , kalbini dinleme ve akan kanı durdurmaya yönelik sağduyulu yaklaşım sergileme günüdür . Biz gerek Irak Başbakanı Maliki ' ye gerek İranlı yetkililere bu hissiyatımızı samimi şekilde aktardık . ' ' - ' ' Meseleyi unutup kenara çekildiler ' ' - ' ' Uludere ' de yaşananların aydınlatılması için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz . Uludere ' de yaraları sararız ve sarıyoruz ' ' diyen Erdoğan , şöyle devam etti : ' ' Uludere ' de , o köylerde , benim evlat acısı çeken kardeşlerimin acısını istismar edenler acaba Hakkari ' de geçenlerde polis servis otobüsüne saldırırken öldürdükleri Zeki Yeşil kardeşimin , Bingöl ' de çocuklarını korumak için canlı bombanın üzerine kapanarak şehit olan Hatice Belgin kardeşimin , Batman ' da karnında 8 aylık çocuğuyla öldürdükleri şehit Mizgin Doru ' nun hesabını verebilecekler mi? Bazı yazılı görsel medya grupları acaba bunları gündeme getiriyor mu? Bir gün , oldu bitti , geçti . Ama bakıyorsunuz ki işlerine gelen şeyde de o süreklilik arzediyor . ' ' - ' ' Eğer samimiyseniz . . . ' ' -Erdoğan , şöyle devam etti : ' ' Eğer samimiyseniz o gözyaşını Hatice Belgin , Mizgin Doru ve karnındaki doğmammış bebeği için neden dökmediniz? İstanbul ' da bir belediye otobüsünde molotofla yakılarak öldürülen 17 yaşındaki kızımız çocuk değil miydi , insan değil miydi , neden tek kelime etmediniz? Hadi onları da geçtik ; 14-15 yaşında dağa gönderilen , ölmek ve öldürmek için robot haline getirilen gençler , o çocuklar , sizin için acaba gözyaşı dökülecek çocuklar değil mi? Neden sizin gözyaşlarınız orada akmaz? Yerin 150 metre derinliğinde mağaralarda o çocuklar ne yer ne içer , bütün bunların hepsinin tespiti artık bizler için varittir .

Neden bu gidişatı durdurmak yerine , gençlere dağı adres olarak gösterirsiniz? Niçin ' tek yol silah , tek yol ölüm ' çığırtkanlığından vazgeçmezsiniz? Uludere için güvercin oldunuz , gözyaşı döktünüz . Peki Diyarbakır ' da bir mağarada günlerce işkence görüp örgüt tarafından katledilen , örgütten kaçan 5 kız için neden şahin kesilmediniz , neden örgüte tek kelime söylemediniz? Neden örgütü tek cümleyle eleştirmediniz . Yazılı ve görsel medya neden susuyorsunuz , bunları niye konuşmuyorsunuz? Zeki Yeşil Çanakkale ' de üniversite okuyordu , 3 . sınıftaydı , öğretmen olma hayali kuruyordu . Ama tatilde Hakkari ' ye , annesinin , babasının , kardeşlerinin yanına geldi . 3 kardeşi var . Hakkari ' de akşam alçakça patlatılan o bomba , sadece Zeki Yeşil ' i değil hayallerini , umutlarını , ailesini katletti . Nerede gözyaşınız , niçin gözyaşı dökmediniz? Terör örgütünün katliamlarına göz yumanların Uludere ' de akıttıkları gözyaşı , timsahların gözyaşıdır . Bunu böyle bilin . Uludere ' deki benim acılı kardeşim de bunların gerçek yüzünü görsün , bunların nasıl ikiyüzlülük içinde olduğunu , nasıl bir istismar peşinde olduklarını görsün . Biz böyle bir çifte standarda asla tenezzül etmedik . ' ' - ' ' Dink olayı Türkiye ' nin hoşgörüsünü gölgelemeyecek ' ' -Hrant Dink davasının da tüm boyutlarıyla aydınlatılması yönündeki temennisini yineleyen Erdoğan , ' ' Dosya kapanmamıştır ; süreç devam etmektedir . İnanıyorum ki temyiz aşamasında vicdanlarını rahatlatacak ve tatmin edecek bir süreç işletilecektir . Yürütme olarak , hükümet olarak üzerimize düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecek bu olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılmasının takipçisi olacağız . Bu olay Türkiye ' nin hoşgörüsünü gölgeleyemeyecek , farklı etnik unsurların bir arada yaşama kültürünü zedeleyemeyecektir ' ' dedi .

-Faili meşhul cinayetler-Başbakan Erdoğan , sadece kendi dönemlerinde vuku bulan hadiseleri değil , kendilerinden önce yaşanmış acı hadiselerin de izini sürmeye , onların da hesabını sormaya devam edeceklerini ifade ederek , hiçbir hadise ' ' faili meçhul kalmasın ' ' diye uğraştıklarını bildirdi . Erdoğan , şunları söyledi : ' ' Şu anda 19 tane kemiğe ulaşıldı . Savcılık böyle bir çalışma yaparken , yürütme ' niye bu çalışmayı yapıyorsun , bunu sümenaltı et . . . ' Var mı böyle bir şey? Bize kadar niçin bunlar yapılamıyordu? Ama şimdi yapılıyor . Ey yazılı medyanın bir kısmı , bunları görmüyor musun? AK Parti iktidarını Ankara ' ya teslim olan iktidar olarak gösterenlere sesleniyorum : AK Parti iktidarı Ankara ' ya teslim olmadı , Ankara ' da kalkınmanın , adaletin temsilini gerçekleştirdi . 12 Eylül halk oylaması öncesinde bu kürsüden sizlere 12 Eylül sonrasında idam edilmiş olan Mustafa Pevlivanoğlu ' nun mektubunu okumuştum . Aynen şöyle diyordu : ' Eğer benim bir günahım varsa , Cenab-ı Allah ' ın huzurunda çekmeye hazırım , yok bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler , idam edenler Allah ' tan bulsunlar . ' Mustafa Pevlivanoğlu ' nun Allah ' tan bulsunlar dediği o kişiler işte bugün , 32 yıl sonra yargının karşısına çıktılar .

Sadece Mustafa Pevlivanoğlu ' nun değil , onun gibi nice fidanın , nice gencin hesabı bugün soruluyor . Anamuhalefetin lideri galiba Dersim ' li değil mi? Dersim . Dersim ' de yargısız infaz edilenleri nasıl Türkiye ' nin gündemine biz taşıdıysak , kirli senaryoları nasıl deşifre ettiysek , toprağın altındaki silahları nasıl biz çıkardıysak , işte bugün de toprağın altındaki faili meçhullerin cesetlerini gün yüzüne çıkarıyoruz . Hiçbir istisna kabul etmiyoruz . Ama bazılarının gözü var görmez , kulağı var duymaz , ağzı var konuşamaz . Çünkü , kalpler . . . 1960 ' ların 1970 ' lerin , 1980 ' lerin o baskıcı , otoriter , antidemokratik dönemlerinde nice insanımızı , değerimizi kaybettik . Kimi darağaçlarında soldu gitti . Faili meçhullerle nice değerimizi yitirdik . 1990 ' larda bu ülke faili meçhuller arenasına dönmüştü . ' '
Kaynak: AA