Sgk Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi Denizli'de Anlatıldı
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) `Kayıtlı İstihdamın Teşviki Projesi Bölgesel Farkındalığı Artırma Konferansı` Denizli`de yapıldı.
Pamukkale Üniversitesi`nin işbirliği ile düzenlenen konferans, PAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi`nde yapıldı. Kurumlar arası işbirliğini ve farkındalığı artırma konferanslarının beşincisinde, Türkiye`de sosyal güvenliğin durumu ve yeni reformlar hakkında bilgi verildi. Toplantıya Denizli Vali Yardımcısı Nevzat Sinan, PAÜ Rektörü Prof.Dr.Hüseyin Bağcı, SGK Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Açıkgöz, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve davetliler katıldı. İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardındanSGK Denizli İl Müdürü Ahmet Kurt konferansın açılış konuşmasını yaptı. Denizli Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Gökçe ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tosunoğlu`nun birer konuşma yaptığı konferansta, SGK Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Açıkgöz, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kayıt dışı istihdamla ilgili konferanslarından birini Denizli`de yaptıklarını belirten Ahmet Açıkgöz, "Çünkü, Denizli gelişen sanayisi ile büyüyen ve ülkemiz ekonomisi içinde önemli bir il. Bunun için burayı uygungördük" dedi. Sosyal güvenliğin çok önemli bir kavram olduğunu belirten Açıkgöz, şöyle konuştu: "Sosyal güvenlik, insanın doğal hakları, insan haklarından biri. Sosyal güvenlik insanın doğumundan ölümüne kadar önemlidir. Hatta doğumdan önce başlıyor. Çünkü bir sigortalı çalışanın eşi veya kendisi hamile olduğu zaman sağlık yardımlarından yararlanmak suretiyle bir bebek anne karnındayken sosyal güvenlikle tanışıyor. Ölümle de bitmiyor sosyal güvenlik. Çünkü öldükten sonra geride kalanlara emekli ayrılığı bırakılıyor.Çok önemli bir insan hakkıdır." Sosyal güvenlik sistemlerinin çok sosyal bir olgu olduğunu hatta dinlerde bile buna ilişkin emirler olduğunu kaydeden Açıkgöz, şunları söyledi: "Bizim dinimizde de zekat olgusu var, sosyal yardımlaşma var. Geldiğimiz çağda bu insanlar dini hassasiyetlerinden dolayı bu yardımları yapıyor. Ama bunu insanların insafına bırakılamayacağını düşünen devletler, bir sosyal güvenlik sistemi kurmuştur. Bu her sistemde vardır. Biz de, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da öncesinde de vardı bir takım kurumlarkuruldu. SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığı olmak üzere kurumlar kuruldu. Bunlar hem işçilerin, kendi adına çalışanların ve memurların iş ve işlemlerini yürütmüşler." 2006`ya kadar bu kurumların ayrı çatı altında faaliyetlerini sürdürdüklerini anlatan Açıkgöz, sözlerine şöyle devam etti: "2006 yılında bir reformla sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında toplandı ve SGK kuruldu. SGK reformunun ülkemizde bir etkisi oldu. Daha önce farklı norm ve standartları olan bir takım sağlık ve emeklilik uygulamaları tek bir uygulamaya getirildi. Adaletli bir sistem kuruldu. Daha önce Bağ-kurlu ise sadece devlet hastanesine veya özel hastaneye gidebilirdi. Memurlar biraz dahaayrıcalıklıydı. Ama bugün işçi, memur veya esnaf ayırımı yok. Herkes aynı standartlarda sağlık hizmetini alıyor. Bu çok önemli." Özellikle yılbaşı itibariyle uygulamaya konulan genel sağlık sigortasının kapsamınının genişletilmesi ile birlikte neredeyse nüfusun tamamının genel sağlık sigortalısı olduğunu kaydeden Ahmet Açıkgöz, "Sağlık hizmeti açısından tüm ülkemiz aynı standartta sağlık hizmeti almaya başladı" dedi.
2000`li yıllarda 50`nin üzerinde olan kayıt dışılığın bugün itibariyle 41-42 dolayına gerilediğini kaydeden Açıkgöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "TÜİK`in istatistikleri bizim mevzuatımız gereği, sigortalı olmaması gerektiği halde sigortalı olması gerekirmiş gibi düşünülerek bu istitistiklere yansıyor. Bu da kayıtdışılıkta olması gerekenden fazla görünüyor. Kayıtdışılık ciddi bir problem. Biz bu oranlara göre, yüzde 20-25 oranlarında kayıt dışılık olduğundan bahsediyoruz. Ama kayıtdışılığında tek bir boyutuyok. Kayıtdışılık 3 şekilde karşımıza çıkıyor. Ya bir insanın hiç sigortalı olmaması, ya eksik prim bildirmesi ya da kazançlarından eksik bildirim yapılması ile karşımıza çıkıyor. Bugün sağlık hizmetlerindeki iyileşmeler, insanlarda sosyal güvenlik bilinci konusunda iyi bir seviyeye geldi. Bugün itibariyle çalışanlara sorduğumuzda, gerçekten çalışanlar sigortalı olmak istiyor."
Kaynak: İHA
2000`li yıllarda 50`nin üzerinde olan kayıt dışılığın bugün itibariyle 41-42 dolayına gerilediğini kaydeden Açıkgöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "TÜİK`in istatistikleri bizim mevzuatımız gereği, sigortalı olmaması gerektiği halde sigortalı olması gerekirmiş gibi düşünülerek bu istitistiklere yansıyor. Bu da kayıtdışılıkta olması gerekenden fazla görünüyor. Kayıtdışılık ciddi bir problem. Biz bu oranlara göre, yüzde 20-25 oranlarında kayıt dışılık olduğundan bahsediyoruz. Ama kayıtdışılığında tek bir boyutuyok. Kayıtdışılık 3 şekilde karşımıza çıkıyor. Ya bir insanın hiç sigortalı olmaması, ya eksik prim bildirmesi ya da kazançlarından eksik bildirim yapılması ile karşımıza çıkıyor. Bugün sağlık hizmetlerindeki iyileşmeler, insanlarda sosyal güvenlik bilinci konusunda iyi bir seviyeye geldi. Bugün itibariyle çalışanlara sorduğumuzda, gerçekten çalışanlar sigortalı olmak istiyor."