Chp'li Tanrıkulu'nın Diyarbakır Ziyareti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İçkale`de ortaya çıkan 9 insana ait kemiklerin bulunduğu alanı gezdi.

Chp'li Tanrıkulu'nın Diyarbakır Ziyareti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 3 gün önce yapılan bir kazıda 9 insana ait kemik ve kafatasının ortaya çıkarıldığı İçkale`yi gezdi. İl Başkanı Muzaffer Sayın ile birlikte kemiklerin bulunduğu alanı inceleyen Tanrıkulu, daha sonra eski cezaevinin önünde önemli açıklamalar yaptı. Tanrıkulu, Türkiye`nin geçmişten bugüne kadar, yeraltı kaynakları ile çok övünen bir ülke olduğunu ifade ederek, "Yeraltı zenginliklerimiz, sularımız, madenlerimiz çok fazla, ayrıca envanteri ortaya çıkarılmamış çoksayıda madenlerimiz de var. Ancak Türkiye artık bunlarla övünmüyor. Türkiye`nin övüneceği başka şeylerde var. Yeraltında çıkarılan kemikler, faili meçhul cinayetler ait cenazeler yeraltı zenginliklerimizin bir parçasını oluşturuyor. Son tabloda burada yaşadı. Tesadüfen yapılan bir kazıda 9 insana ait kemik ve kafatasları bulundu. Şimdi bu kemik ve kafataslarının 90`lı yıllardaki faili meçhul cinayetlere ilişkin olmayacağı ortaya çıkacak" diye konuştu

Adalet ve Kalkınma Partisi`ne seslenen Tanrıkulu, "Türkiye`yi kendi oluşturduğu yapay gündemlerle değil; adaletle, insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerle buluşturması lazım. Türkiye`nin gündemi bu olması gerekir. İnsanların artık yeraltında artık kemik aramaması lazım. Türkiye`nin gündeminden bu olayları çıkarmamız lazım. Bunun içinde tekrar sesleniyorum; 3 olay vardır. Birinci olarak, bütün bu çalışmaların gizli değil, kamuya açık bir şekilde yapılması lazım. Duyduğuma göre, bu olayla ilgili gizlilikkararı verilmiş. Bu tür soruşturmalar, tüm dünyada kamuoyunun denetimine açık bir şekilde yapılır. Bu gizli karar eğer verilmişse, bunun kaldırılması lazım. Bu tür soruşturmalar ve gerçek faillerin ortaya çıkması bakımından failleri koruyacak mekanizmanın zaman aşımı sürelerinin ceza yasasından çıkarılması lazım" dedi

"FAİLLER ZAMAN AŞIMINI BEKLİYOR" CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, 90`lı yıllardaki cinayetlerin faillerinin 2013-2015 yıllarını beklediğini ifade ederek, şöyle dedi: "20 yıllık zaman aşımı süresini bekliyorlar ki, ortaya çıksınlar, bundan faydalanmak istiyorlar. Dolayısıyla bizim meclise verdiğimiz, ceza yasasında bu tür suçlar bakımından failleri koruyan, zaman aşımı sürelerinin yasadan çıkarılması konusunda Meclis`te bir çalışma yapılması ve AK Parti`nin de buna destek vermesi lazım. İkinci olarak da, failli meçhul cinayetler ve kayıplar bakımından, Meclis insan hakları komisyonunun yapabileceği bir konu yok. O nedenle CHP olarak defalarca bu sorunlarla ilgili biraraştırma komisyonunun kurulmasını talep ettik, ancak Adalet ve Kalkınma Partisi`nin engeliyle karşılaştık. Bir kez daha çağrı yapıyoruz. Meclis`te kalıcı, dünya örneklerine uygun komisyonun kurulması noktasında Adalet ve Kalkınma Partisi`nin bir yaklaşım göstermesi lazım. Eğer gerçekten yurttaşlarımızı adaletle buluşturmak istiyorsa, vatandaşlık üzerinden aidiyet bağı kurmak istiyorsak, kalıcı komisyonun kurulup, derhal çalışmaya başlaması lazım. İnsan her kemik çıktığında, birçok acılı ailenin avukatlığınıda yaptım. Her kemik çıktığında yeni bir umut ve yeni bir üzüntü ile karşı karşıya kalıyorlar. Biz bunların bu üzüntülerini sonlandırmalıyız." "BU BİNALARDAN ÇIKARILIP ÖLDÜRÜLEN ÇOK SAYIDA İNSAN VAR" Tanrıkulu, içerisinde bulunduğu İçkale`yi işaret ederek, "Bu binalardan çıkarılıp, öldürülen onlarca vatandaş bulunuyor. Burası İl Jandarma Komutanlığı`nın kullandığı alandı, üst taraflar alay komutanının odası, alt taraflar gözaltı merkezi idi. Ve o gözaltı merkezleri 80`li, 90`lı ve 2000`li yılların başına kadar ağır işkencelerin yapıldığı yerlerdi. Şerif Avşar, bir binadan diğer binaya götürülüp öldürüldü. Dönemin Cumhurbaşkanının kefil olmasına, dönemin OHAL Bölge Valisi`nin aramasına rağmen buradançıkarıldı ve kendisi öldürüldü. Bu binadan çıkarılıp öldürülen onlarca vaka var. Bu binaların içinde öldürülen vakalar var. Bunların isimleri AİHM kararlarında yazılıdır. Bu alan kapalı bir alandı. Avukatların denetimine de kapalıydı, kimse geçemezdi buralardan. Dolayısıyla bu alanların tümünde kayıp vakası varsa, bunlar devam ediyorsa, insanlar cenazelere ulaşamıyorsa, bu alanların tümünde olabilir. Ama bu kemiklerinde gerçekten 90`lı yıllara ait olup olmadığını bilmiyoruz. Burada da gerçek faillerinortaya çıkabileceği bir hukuk devleti yaratmalıyız. Ki failler ortaya çıksın. Açıklama yapsınlar. Bunların ortaya çıkarılması için biz Abdülkadir Aygan gibi, birkaç kişiyi beklemek zorunda mıyız? Bunun dışında failleri ortaya çıkarabilecek bir zemin yaratmalıyız. Buda ancak Meclis`te kurulacak komisyon ile olabilir" şeklinde konuştu. Dönemin savcılarının jandarmanın baskısı altında olduğuna işaret eden Tanrıkulu, savcıyı 10 metre ilerideki binaya götüremediğini belirterek "Fikri Özgen 27 Şubat 1997 tarihinde Koşuyolu`nda kaçırıldı. Kaçırıldıktan 1-2 saat sonra eşi Dılşa Özgen yanıma geldiler. Ben dilekçemi hazırlayarak, bu alanda bulunan müracaat savcısına geldim. Karşı taraftaki binada JİTEM mensuplarının kaldığı yerdi. Fikri Özgen`in orada olduğunu bildiğimiz halde savcıyı karşıdaki binaya götüremedik. Savcı gidip orayıdenetleyemedi. O dönemin savcıları jandarmanın baskısı altındaydı. Bitişiğindeki binaya gidip gözaltı merkezini denetleyemiyorlardı. Kendi yetkilerini kullanmıyorlardı, kullanmak istemiyorlardı. Dolayısıyla Türkiye`nin bu noktaya gelmesinde o dönemin yargı düzeninin, zihniyetinin büyük bir sorumluluğu var. Çünkü etkili soruşturma yapmadılar. Bana göre, yargıda halen o zihniyet devam ediyor. Çünkü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden onlarca faili meçhul dosya var. Ancak açılan tek bir dosya var.Temizöz davası var. Onun dışında bir dava açılamadı. Açmak istemiyorlar" dedi. Tanrıkulu ve beraberindekiler İçkale`deki JİTEM`in ve Jandarma`nın eski yerlerini gezdikten sonra beraberindekiler ile birlikte ayrıldı.
Kaynak: İHA