Altaylı'ya rütbeliden tehdit

Fatih Altaylı, rütbeli askerden aldığını belirttiği tehdit e-mailini köşesine taşıdı.

Altaylı'ya rütbeliden tehdit
Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, bugünkü köşesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Gelen bir e-maille rütbelli bir askerden kendisine hakaret edildiğini ve vatan hainliğiyle itham edildiğini yazan Altaylı, yazsının devamında da tehdit edildiğine işaret etti.

İşte Fatih Altaylı'nın "Çok gördük böyle tehdit" başlıklı o yazısı...

İlginç bir e-mail aldım dün.
Öfkeli.
Anladığım kadarıyla yüksek rütbeli bir askerden.
Bana yönelik tonla hakaret.
Kızmış. Hem de çok.
Tutuklu eski Genelkurmay Başkanı ile yaptığım bir görüşmeye atıfta bulunuyor.
Belli ki, çok yakınından biri. “Deniz Kuvvetlerimizle ilgili aptal bir başlık atmıştınız gazetenizde. Davet etmiştik, gelmiştiniz” diyor.
Sonra da “Lütfen cevap verin” diyerek sorularını sıralamış.
Başbuğ’un davet etmesi üzerine yaptığımız görüşme için, “Terörist örgüt lideriyle toplantı yapmaya utanmadınız mı?” diye soruyor.
Sonra da ekliyor: “Apo da çağırsa gider miydiniz?”
Ardından vahim bir biçimde devam ediyor: “Bu durumda biz de terörist olduğumuza göre artık bizden yani subaylardan çekiniyor musunuz?”
“Zaten terörist darbeciler olduğumuza göre kaybedecek neyimiz kaldı zannediyorsunuz?” diye de ekliyor.
“Sizce vatanseverlik ve vatan hainliği nedir?” diye de soruyor, vatan hainliğiyle itham ederek.
Bir de gözdağı veriyor: “Ha, bu arada siz dahil vatan hainlerini not ediyoruz.”
Ve şöyle bitiriyor: “Sakın korkmayın. Ne demişler, derviş dervişe sırayla binermiş. Sıranızı bekleyin.”
Zannetmeyin ki, böyle bir mail aldım da “korktum”, “tırstım”.
Kendisine gereken yanıtı verdim zaten.
“Benim adımı not ettiğin kâğıdı kıvır” demeyi ihmal etmeden.
Bayılıyorum böyle herkesi vatan haini yapan tiplere.
Ellerinde “vatansevermetre” var sanki.
Ama ona da takılmadım.
Ben bu gibilerin ağababalarından duydum.
Şimdi neredeler bilmiyorum.
Çok gördüm herkese vatanseverlik dersi verip sonra holdingsever olanlarını.
Tabii olmayanlarını da gördüm.
Şerefli, haysiyetli, tam askerleri.
Buna da takılmıyorum.
Takıldığım nokta yazının sonu: “Derviş dervişe sırayla binermiş.”
İşte bu memleketin makûs talihi bu.
Herkes birbirine binmek için sırasını bekliyor.
Kimse “hukuk, hak, adalet” falan demiyor.
Sen bana bindin, ben de gücümü toplayınca sana bineceğim.
Ben size bir şey söyleyeyim mi?
İster önce siz binin, ister sonra siz binin sonuç değişmiyor.
Önemli olan sırayla binmek değil.
Asla binmemek.
Sırayla olması, nihai sonucu değiştirmiyor.
Hatta sonunda hoşunuza bile gitmeye başlıyor belli ki!