Türkiye, Ab İle Küresel Ligde Karar Verici Olmak İstiyor
AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Cangir, Türkiye`nin 3.
ligde şampiyonluğa oynamak yerine küresel ligde önde gelen ülkeler arasında olmak ve karar verici merciler arasına girmesi için çalıştıklarını söyledi.
Bursa Valiliği, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) işbirliğiyle "Türkiye-Avrupa Birliği Müzakere Sürecinde Son Durum" Konferansı düzenlendi. BTSO Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya işadamı ve sanayiciler, üst ve orta düzey yöneticiler ile akademisyenler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Bursa Valisi Şahabettin Harput, AB sürecinin, onların tutumu ne olursa olsun devam edeceğini söyledi. Harput, “Zaten bir gün onlar bizi çağıracak. Kendi aralarındaki sorunları da bizim çözmemizi isteyecekler.” dedi.
AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Cangir ise Türkiye’nin 20. yüzyılın yapısal gerginlikleri ile beslenen bir dış politikası yerine kendi tarihini, coğrafyasını temel alan bir dış politika geliştirmeye başladığını hatırlattı. Bunun da Türkiye’yi çevre ülke olmaktan çıkartıp merkez ülke konumuna yükselttiğini belirten Cangir, AB’nin ise bu sürecin göbeğinde olduğunu kaydetti.
Bu nedenle AB konusunda ‘tam bir özgüven’ içerisinde olduklarını ve herhangi bir komplekse kapılmadıklarını ifade eden Cangir şöyle konuştu: “Ünlü tarihçi Halil İnalcık’ın ifadesiyle Türkiye 16. Yüzyılın başından itibaren hukuki olarak Avrupa devletler sisteminin içinde zaten. 1362 Edirne’nin fethi, Trabzon’un fethi ise yüz yıl sonradır. Varna’nın fetih tarihi dahi Trabzon’un fetih tarihinden öncedir. Esasında Türkiye’nin tarihi yürüyüşü hep Avrupa’ya doğrudur. Yani bizim AB ile bütünleşme çabamız çok suni bir çaba değil, kendi coğrafyamızın da tarihimizin de bize rahatlıkla özgüven verdiği bir süreç.”
Cangir, Türkiye’nin bu süreci ısrarla takip etmesi konusunda ise şunları söyledi: “3. Ligde şampiyonluğa oynamak yerine küresel ligde önde gelen ülkeler arasında olmak istiyoruz ve karar verici merciler içinde olmak istiyoruz. Türkiye AB’ye girdiğinde oranın sıradan bir üyesi olmayacak. Çok güçlü bir şekilde karar verici olacak. Belki nüfusumuz onları korkutuyor. Almanya’nın şuan 99 milletvekili var. Biz üye olduğumuzda 100 milletvekilimiz olacak. Biz üye olduğumuzda 29 oya sahip olacağız. Bloke edici oy sayısı zaten 91. Yani üçte bir oya neredeyse sahip oluyorsunuz."
İKV Genel Sekreteri Doç.Dr. Çiğdem Nas, vakıf faaliyetleri hakkında bilgi verdi. 2005’te müzakerelerin başlaması ile farklı bir sürece girildiğini ifade eden Nas, “Fakat bu noktada sıkıntılar başgösterdi. İlişkilerin nasıl gideceği konusu da belirsizliğini koruyor. Müzakere sürecine devam ediyoruz. İKV olarak bu ilişkilerin Türkiye’nin üyeliği ile sonuçlanmasını istiyoruz. Bu üyeliği dünya sahnesinde hem AB’nin güçlenmesine, hem de Türkiye’nin norm ve standartlarını yükseltmesi konusunda önemli olacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, Türkiye ile Avrupa arasındaki yatırım ilişkilerine bakıldığı zaman platonik bir aşktan öte gerçek bir evlilikten söz edilebileceğini belirtti. Sönmez, şunları kaydetti: “Dünyada büyüme rekortmenlerinden biri haline gelen Türkiye’yi göz ardı etme lüksü olmadığını düşünüyoruz. Türkiye performansı ile Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi haline geldi. AB’ye yük olmak için değil, yük almak için girmek istediğimiz aşikar.”
Bursa Valiliği, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) işbirliğiyle "Türkiye-Avrupa Birliği Müzakere Sürecinde Son Durum" Konferansı düzenlendi. BTSO Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya işadamı ve sanayiciler, üst ve orta düzey yöneticiler ile akademisyenler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Bursa Valisi Şahabettin Harput, AB sürecinin, onların tutumu ne olursa olsun devam edeceğini söyledi. Harput, “Zaten bir gün onlar bizi çağıracak. Kendi aralarındaki sorunları da bizim çözmemizi isteyecekler.” dedi.
AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Cangir ise Türkiye’nin 20. yüzyılın yapısal gerginlikleri ile beslenen bir dış politikası yerine kendi tarihini, coğrafyasını temel alan bir dış politika geliştirmeye başladığını hatırlattı. Bunun da Türkiye’yi çevre ülke olmaktan çıkartıp merkez ülke konumuna yükselttiğini belirten Cangir, AB’nin ise bu sürecin göbeğinde olduğunu kaydetti.
Bu nedenle AB konusunda ‘tam bir özgüven’ içerisinde olduklarını ve herhangi bir komplekse kapılmadıklarını ifade eden Cangir şöyle konuştu: “Ünlü tarihçi Halil İnalcık’ın ifadesiyle Türkiye 16. Yüzyılın başından itibaren hukuki olarak Avrupa devletler sisteminin içinde zaten. 1362 Edirne’nin fethi, Trabzon’un fethi ise yüz yıl sonradır. Varna’nın fetih tarihi dahi Trabzon’un fetih tarihinden öncedir. Esasında Türkiye’nin tarihi yürüyüşü hep Avrupa’ya doğrudur. Yani bizim AB ile bütünleşme çabamız çok suni bir çaba değil, kendi coğrafyamızın da tarihimizin de bize rahatlıkla özgüven verdiği bir süreç.”
Cangir, Türkiye’nin bu süreci ısrarla takip etmesi konusunda ise şunları söyledi: “3. Ligde şampiyonluğa oynamak yerine küresel ligde önde gelen ülkeler arasında olmak istiyoruz ve karar verici merciler içinde olmak istiyoruz. Türkiye AB’ye girdiğinde oranın sıradan bir üyesi olmayacak. Çok güçlü bir şekilde karar verici olacak. Belki nüfusumuz onları korkutuyor. Almanya’nın şuan 99 milletvekili var. Biz üye olduğumuzda 100 milletvekilimiz olacak. Biz üye olduğumuzda 29 oya sahip olacağız. Bloke edici oy sayısı zaten 91. Yani üçte bir oya neredeyse sahip oluyorsunuz."
İKV Genel Sekreteri Doç.Dr. Çiğdem Nas, vakıf faaliyetleri hakkında bilgi verdi. 2005’te müzakerelerin başlaması ile farklı bir sürece girildiğini ifade eden Nas, “Fakat bu noktada sıkıntılar başgösterdi. İlişkilerin nasıl gideceği konusu da belirsizliğini koruyor. Müzakere sürecine devam ediyoruz. İKV olarak bu ilişkilerin Türkiye’nin üyeliği ile sonuçlanmasını istiyoruz. Bu üyeliği dünya sahnesinde hem AB’nin güçlenmesine, hem de Türkiye’nin norm ve standartlarını yükseltmesi konusunda önemli olacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, Türkiye ile Avrupa arasındaki yatırım ilişkilerine bakıldığı zaman platonik bir aşktan öte gerçek bir evlilikten söz edilebileceğini belirtti. Sönmez, şunları kaydetti: “Dünyada büyüme rekortmenlerinden biri haline gelen Türkiye’yi göz ardı etme lüksü olmadığını düşünüyoruz. Türkiye performansı ile Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi haline geldi. AB’ye yük olmak için değil, yük almak için girmek istediğimiz aşikar.”