Zeki Müren'in karakalem çalışması bulundu
''Sanat Güneşi'' Zeki Müren'in bir nota defterine çizdiği karakalem kadın portreleri, Beyazıt'taki bir sahaf dükkanının tozlu raflarından 57 yıl sonra gün yüzüne çıktı.
Zeki Müren'in, kendi imzasını ''Zonguldak 01.07.1954'' tarihiyle birlikte attığı kadın portresi, alıcısını bekliyor.
Türk Sanat Müziği'nde ayrı bir yere sahip olan Zeki Müren, ölümünün 15. yıl dönümünde farklı bir yönüyle gündeme geldi. Besteci ve ses sanatçısı kimliğinin yanı sıra resim ve desen tasarımına da ilgi duyan Müren'in karakalemle çizdiği kadın portreleri, bir sahaf dükkanında Osmanlıca-Arapça yazma eserler araştıran genç bir sahaf tarafından, tesadüf eseri bulundu.
Altında Zeki Müren'in imzası bulunan portreye ilişkin, AA muhabirine açıklama yapan sahaf Ali Rıza Kurum, kendisi gibi sahaf olan babasının Anadolu'nun neresine, hangi amaçla giderse gitsin, Arapça-Osmanlıca yazma eserler topladığını söyledi.
Fatih Çarşamba'da sahaf dükkanlarının olduğunu belirten Kurum, Anadolu'nun çeşitli yerlerinden topladıkları kitapların bakımlarını ilk olarak burada yaptıklarını ve eserleri yeniden hayata kazandırdıklarını ifade etti.
Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğrencisi olan Kurum, babadan kalma bir alışkanlık olarak kendisinin de sürekli olarak sahafları ve ikinci el kitap alım satımı yapan yerleri gezdiğini söyledi.
Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı'na sık sık uğradığına değinen Kurum, Zeki Müren'e ait olduğu ileri sürülen portreyi nasıl bulduğunu şöyle anlattı:
''Bir gün yine Beyazıt'a gittim. Dolaşıyordum. Para ve pul koleksiyonuyla da ilgileniyorum, ama ziyadesiyle benim ilgi alanım el yazması kitaplar. Uzun yıllardır tanıdığımız eski bir sahaf ağabeyimizin dükkanında kitaplara bakarken, eski ince bir defter gördüm. İçini açtım. Notaların olduğu çizgiler silinmişti. Defteri incelerken kapağında iki tane, karakalemle çizilen kadın portresi gördüm. Biri cepheden, diğeri yandan çizilmişti. Bu portreler çok ilgimi çekti. Portrenin birinin altındaki imzaya baktım ve 'Zeki Müren' yazdığını gördüm. Emin olmak için birkaç kişiye daha gösterdim. Onlar da imzada 'Zeki Müren' yazdığını söyledi.''
Daha sonra bu defterin Zeki Müren'e ait olduğunu düşünerek, sanatçının orijinal imzasını araştırmaya başladığını belirten Kurum, ''Müzayede kataloglarından, Zeki Müren'in imzaladığı kendi fotoğraflarına baktım. Resimdeki imzanın Zeki Müren'in diğer imzalarıyla birebir örtüşmesi, tarihin 1954 oluşu, saç modelinin dönemin modasını yansıtması, çizim yapılan yaprağın nota defteri oluşu bu tahmini kuvvetlendirmişti. Benimle aynı görüşü paylaşan müzayede şirketleri, bu eserin Zeki Müren'e ait olduğunu tasdikledi'' diye konuştu.
-''İnanıyorum ki bu Türkiye'de sadece bende var''-
Daha önce de eline Sandıklı Hafız Osman hattı, el yazması Kur'an-ı Kerim, Kanuni Sultan Süleyman'ın Divan-ı Muhibbi eseri gibi çok sayıda değerli eser geçtiğini belirten Kurum, ''Ama tabii bizim alanımız, şu an bulduğum çizimden çok farklı. Bu nedenle Zeki Müren'e ait çizimi değerlendiremiyorum, bir değer de biçemiyorum. Şimdi elbisesini, ayakkabısını, gözlüğünü, plağını, imzalı resmini birçok yerde bulursunuz, müzayedeye çıkmıştır. Ancak kendi çizdiği bayan portresini ben şimdiye kadar hiçbir yerde görmedim. İnanıyorum ki bu Türkiye'de sadece bende var'' dedi.
Kaynak: AA
Türk Sanat Müziği'nde ayrı bir yere sahip olan Zeki Müren, ölümünün 15. yıl dönümünde farklı bir yönüyle gündeme geldi. Besteci ve ses sanatçısı kimliğinin yanı sıra resim ve desen tasarımına da ilgi duyan Müren'in karakalemle çizdiği kadın portreleri, bir sahaf dükkanında Osmanlıca-Arapça yazma eserler araştıran genç bir sahaf tarafından, tesadüf eseri bulundu.
Altında Zeki Müren'in imzası bulunan portreye ilişkin, AA muhabirine açıklama yapan sahaf Ali Rıza Kurum, kendisi gibi sahaf olan babasının Anadolu'nun neresine, hangi amaçla giderse gitsin, Arapça-Osmanlıca yazma eserler topladığını söyledi.
Fatih Çarşamba'da sahaf dükkanlarının olduğunu belirten Kurum, Anadolu'nun çeşitli yerlerinden topladıkları kitapların bakımlarını ilk olarak burada yaptıklarını ve eserleri yeniden hayata kazandırdıklarını ifade etti.
Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğrencisi olan Kurum, babadan kalma bir alışkanlık olarak kendisinin de sürekli olarak sahafları ve ikinci el kitap alım satımı yapan yerleri gezdiğini söyledi.
Beyazıt'taki Sahaflar Çarşısı'na sık sık uğradığına değinen Kurum, Zeki Müren'e ait olduğu ileri sürülen portreyi nasıl bulduğunu şöyle anlattı:
''Bir gün yine Beyazıt'a gittim. Dolaşıyordum. Para ve pul koleksiyonuyla da ilgileniyorum, ama ziyadesiyle benim ilgi alanım el yazması kitaplar. Uzun yıllardır tanıdığımız eski bir sahaf ağabeyimizin dükkanında kitaplara bakarken, eski ince bir defter gördüm. İçini açtım. Notaların olduğu çizgiler silinmişti. Defteri incelerken kapağında iki tane, karakalemle çizilen kadın portresi gördüm. Biri cepheden, diğeri yandan çizilmişti. Bu portreler çok ilgimi çekti. Portrenin birinin altındaki imzaya baktım ve 'Zeki Müren' yazdığını gördüm. Emin olmak için birkaç kişiye daha gösterdim. Onlar da imzada 'Zeki Müren' yazdığını söyledi.''
Daha sonra bu defterin Zeki Müren'e ait olduğunu düşünerek, sanatçının orijinal imzasını araştırmaya başladığını belirten Kurum, ''Müzayede kataloglarından, Zeki Müren'in imzaladığı kendi fotoğraflarına baktım. Resimdeki imzanın Zeki Müren'in diğer imzalarıyla birebir örtüşmesi, tarihin 1954 oluşu, saç modelinin dönemin modasını yansıtması, çizim yapılan yaprağın nota defteri oluşu bu tahmini kuvvetlendirmişti. Benimle aynı görüşü paylaşan müzayede şirketleri, bu eserin Zeki Müren'e ait olduğunu tasdikledi'' diye konuştu.
-''İnanıyorum ki bu Türkiye'de sadece bende var''-
Daha önce de eline Sandıklı Hafız Osman hattı, el yazması Kur'an-ı Kerim, Kanuni Sultan Süleyman'ın Divan-ı Muhibbi eseri gibi çok sayıda değerli eser geçtiğini belirten Kurum, ''Ama tabii bizim alanımız, şu an bulduğum çizimden çok farklı. Bu nedenle Zeki Müren'e ait çizimi değerlendiremiyorum, bir değer de biçemiyorum. Şimdi elbisesini, ayakkabısını, gözlüğünü, plağını, imzalı resmini birçok yerde bulursunuz, müzayedeye çıkmıştır. Ancak kendi çizdiği bayan portresini ben şimdiye kadar hiçbir yerde görmedim. İnanıyorum ki bu Türkiye'de sadece bende var'' dedi.