Chp Milletvekili Cihaner İzmir`de Konferans Verdi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, "Milli irade diyorsak, tutuklu milletvekili statüsünü kabul etmemiz mümkün değil.
Her bir tutuklu vekil, siyasi iradenin elinde siyasi rehinedir" dedi.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, partisinin Konak İlçe Örgütünün Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi`nde düzenlediği "12 Eylül`ler Demokrasi ve Hukuk" konulu konferansta konuşmacı olarak yer aldı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu`nun (HSYK) Adalet Bakanlığı bürokratlarıyla kadrolaştırıldığını iddia eden Milletvekili Cihaner, "HSYK atama, tayin ve özlük hakları üzerinde tek belirleyici kurumdu. Ancak bu değişiklik yapıldığında bize vaat edilen, hesap verebilir, geniş tabanlı bir HSYK`daydı. 22kişi karar verecekti. Ancak 7 kişiyle iş yapar hale geldi. Üyeler, hakim ve savcılar tarafından bağımsız seçilecekti, ancak Adalet Bakanlığı bir liste düzenleyerek, bu listeyi bürokratlar aracığıyla hakim ve savcılara dikte etti. `Liste yok` dedikten sonra ne kadar Adalet Bakanlığı bürokratı varsa HSYK`ya geldi. 8 ayda 3 bin 49 yargıç ve savcının yerini değiştirdiler. Yaklaşık toplam 10 bin yargıç ve savcının olduğunu düşünürsek, nasıl bir vahim tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Bu yerdeğiştirme, atama işlemlerinde kendilerinin ilan ettiği ne ilke kararları uygulandı, ne yönetmeliklere uydular, ne yerleşik uygulamalara ve kanuna uydular. Tamamen keyfi bir şekilde. Şu anda hakim ve cumhuriyet savcılarının şu anda coğrafi bir teminatı kalmamıştır" diye konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini öne süren Cihaner, tutuklu milletvekili statüsünü kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Cihaner sözlerini şöyle sürdürdü: "Tutuklu kişi, milletvekili seçildikten sonra serbest kalırdı. Osman Bölükbaşı ve Sebahat Tuncel, tutuklu iken vekil seçilince serbest bırakıldı. AKP bu süreçte en çok milli iradeyi sömürdü. AKP bunu fetiş bir kavram haline getirdi. `Millet bize bu iradeyi verdi` dedi. Milli irade ise `tutuklu vekilleri mecliste görmek istiyoruz` dedi. `Aday gösterirken başkasını bulamadınız mı, bize mi sordunuz` gibi tamamen etik dışı hukuk dışı argümanlarla yaklaştılar. Bunu söyleyen kişi hakkında biliyorsunuz,kesinleşmiş mahkumiyet kararı vardır. Bunu söyleyen kişi hakkında henüz sonuçlanmamış ciddi yolsuzluk iddiaları var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi`ndeki `Akbil Davası`nı hatırlayın. Wikileaks belgelerinde İsviçre`de bir takım kaynağı belirsiz paralarla açılmış hesaplar olduğu iddiası var. Henüz soruşturulmamış çok ciddi iddialar var. Ama kalkıp CHP`ye haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan kişiler için `niçin aday gösterdiniz` diyerek akıl verebilmekte. Onun için `milli irade` diyorsak, tutuklumilletvekili statüsünü kabul etmemiz mümkün değil. Her bir tutuklu vekil, siyasi iradenin elinde siyasi rehinedir."
Kaynak: İHA
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, partisinin Konak İlçe Örgütünün Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi`nde düzenlediği "12 Eylül`ler Demokrasi ve Hukuk" konulu konferansta konuşmacı olarak yer aldı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu`nun (HSYK) Adalet Bakanlığı bürokratlarıyla kadrolaştırıldığını iddia eden Milletvekili Cihaner, "HSYK atama, tayin ve özlük hakları üzerinde tek belirleyici kurumdu. Ancak bu değişiklik yapıldığında bize vaat edilen, hesap verebilir, geniş tabanlı bir HSYK`daydı. 22kişi karar verecekti. Ancak 7 kişiyle iş yapar hale geldi. Üyeler, hakim ve savcılar tarafından bağımsız seçilecekti, ancak Adalet Bakanlığı bir liste düzenleyerek, bu listeyi bürokratlar aracığıyla hakim ve savcılara dikte etti. `Liste yok` dedikten sonra ne kadar Adalet Bakanlığı bürokratı varsa HSYK`ya geldi. 8 ayda 3 bin 49 yargıç ve savcının yerini değiştirdiler. Yaklaşık toplam 10 bin yargıç ve savcının olduğunu düşünürsek, nasıl bir vahim tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Bu yerdeğiştirme, atama işlemlerinde kendilerinin ilan ettiği ne ilke kararları uygulandı, ne yönetmeliklere uydular, ne yerleşik uygulamalara ve kanuna uydular. Tamamen keyfi bir şekilde. Şu anda hakim ve cumhuriyet savcılarının şu anda coğrafi bir teminatı kalmamıştır" diye konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini öne süren Cihaner, tutuklu milletvekili statüsünü kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Cihaner sözlerini şöyle sürdürdü: "Tutuklu kişi, milletvekili seçildikten sonra serbest kalırdı. Osman Bölükbaşı ve Sebahat Tuncel, tutuklu iken vekil seçilince serbest bırakıldı. AKP bu süreçte en çok milli iradeyi sömürdü. AKP bunu fetiş bir kavram haline getirdi. `Millet bize bu iradeyi verdi` dedi. Milli irade ise `tutuklu vekilleri mecliste görmek istiyoruz` dedi. `Aday gösterirken başkasını bulamadınız mı, bize mi sordunuz` gibi tamamen etik dışı hukuk dışı argümanlarla yaklaştılar. Bunu söyleyen kişi hakkında biliyorsunuz,kesinleşmiş mahkumiyet kararı vardır. Bunu söyleyen kişi hakkında henüz sonuçlanmamış ciddi yolsuzluk iddiaları var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi`ndeki `Akbil Davası`nı hatırlayın. Wikileaks belgelerinde İsviçre`de bir takım kaynağı belirsiz paralarla açılmış hesaplar olduğu iddiası var. Henüz soruşturulmamış çok ciddi iddialar var. Ama kalkıp CHP`ye haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan kişiler için `niçin aday gösterdiniz` diyerek akıl verebilmekte. Onun için `milli irade` diyorsak, tutuklumilletvekili statüsünü kabul etmemiz mümkün değil. Her bir tutuklu vekil, siyasi iradenin elinde siyasi rehinedir."