Mb Başkanı: Türkiye Ekonomisinde Aşırı Isınma Yok, Büyüme Potansiyeli Çok Fazla

Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, Türkiye ekonomisinde aktivite, milli gelir ve üretim bakımından aşırı bir ısınmanın olmadığını belirtti.

Başçı, “Ülkenin büyüme potansiyeli çok fazla. Üretim faktörleri göz önünde bulundurulduğunda emek kıtlığı hiç yok. İş gücüne katılım oranları da artıyor. Öte yandan sermaye bakımından yatırımlar gayet kuvvetli gidiyor. Dolayısıyla sermaye oluşumunda hiçbir sorun yok, ciddi bir toparlanma söz konusu.” dedi.

TRT Haber’de yayınlanan Ekonomi Kulubü’ne konuk olan Başçı, verimlilikte de önemli artışlar olduğunu vurgularken, ” Ekonomik bunalımdan sonra potansiyel üretimimiz tırmanmaya devam etti. Fiili talepte ve üretimde grafiksel olarak ‘V’ şeklinde bir toparlanma görülüyor. Görüşlerimizi de daha sonraki veriler teyit etti.” ifadelerini kullandı.

Ekonomik verilerin şu ana kadar yaptıkları hamleleri onayladığına değinen Başçı, yorum ve adımları ile haklı çıkmalarına rağmen devam eden tenkitlere katılmadıklarını ifade etti. Başçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünyada gelişmekte olan ülkeler içinde bu kadar süratle toparlanan ülke yok. Bundan 1 sene öncesine baktığınız zaman Türkiye, içerikte reel büyüme olarak yüzde 11 büyümüştü o zaman. Dünya rekoru olan bir seviyedir bu. The Economist Dergisi’nin arka sayfasında ülkelerin büyümeleri sıralanır. Orada Türkiye’nin dünya şampiyonu olduğu görülür. Çok da derin bir inceleme yapmadığınız zaman bu ülke fazla süratli gidiyor, hafif yavaşlaması gerek diye aklınızdan geçirebilirsiniz. Bu, o çerçeveden bakınca çok sığ geliyor. Milli gelir ve üretimin yakın tarihine baktığınızda bu anlayışın haklı olmadığını anlıyorsunuz. Çünkü ücretlerde ciddi bir baskı yok. Enflasyonda özellikle hizmet sektöründe ciddi bir baskı yok.”
Sözü ekonomiye dair tenkitlere getiren MB Başkanı, “Tabii çok alışılmadık bir dilimdeyiz, alışılmadık işler yapmak gerekiyor. Bunları da iyi anlatmak gerekiyor. Bir yandan anlatma gayretleri muhtelif kanallardan ilerlerken diğer taraftan da veriler bizi haklı çıkardıkça şu an hiç yanlış anlaşılan bir şey yok. Bizim geçmişte attığımız adımlar gayet iyi anlaşılıyor.” dedi.

Erdem Başçı, dünyayı sarsan mali bunalımın kökeninde aşırı borçlanmanın yattığını dile getirdi. Aşırı borçlanıldığı takdirde borçların tekrar normal seviyelere gelmesinin uzun zaman alacağını vurgulayan Başçı, şöyle devam etti:
“Borçlanmada görülen bir miktar geriileme beraberinde talepte de gerileme getirecektir. Kamu borcu ve hane borucu her türlü talebin kesilmesine sebep oluyor. Türkiye’de Kamu borcu son derece makul seviyelere indirildiği için çok avantajlı bir noktadan başlıyoruz biz. Özel sektör borcuda, hane halkından başlayacak olursak zaten son derece düşük seviyelerdeyiz. Firma borcuna baktığınız zaman oralarda da seviye olarak stok olarak aşırı bir seviyede değiliz. O zaman daha dikkatli gidersek borçlanmalarda artışları daha kontrollü yaparsak bu tür sorunlarla 10 sene sonra 15 sene sonra karşılaşmayız. Para basarak elbette burada çare bulunamaz ama para basılarak hafifletilebiliyor. Örneğin, Amerika Merkez Bankası (FED) para basarak çok kuvvetli bir şekilde devreye girmeseydi çok daha derin bir iniş olacaktı. En azından daha fazla derinleşmesini engellediler. Peki, bu noktadan sonra ilave para basmak nasıl bir etki yapar diye sorduğunuzda riskler içeriyor. Temkinli davranarak bir üçüncü parasal, miktarsal genişleme yoluna gitmediler. MTA fiyatlarında ve başka alanlarda da görüyoruz, enflasyon Amerika’da da artmaya başladı. Bunalım sonrası olduğu gibi eksi enflasyon korkusu şu an yok. Yüzde ikiler üçler seviyesinde enflasyonlar görülmeye başlandı.”