Çal'da Yüzyıllardır Süren Gelenek: Sudan Koyun Geçirme

Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit Köyü'nde 8 asırdır geleneksel olarak düzenlenen Sudan Koyun Geçirme Yarışması bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu.

Çal'da Yüzyıllardır Süren Gelenek: Sudan Koyun Geçirme
Aşağıseyit Köyü Muhtarlığı, Denizli Tarım İl Müdürlüğü, Çal Kaymakamlığı, Çal Ziraat Odası, Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği, Çal Yöresi Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen yarışmaya çevre ilçelerden de katılım vardı. 800 yıl önce ağa kızına aşık olan Mehmet isimli çobanın başlattığı rivayet edilen geleneğin bu yılki yarışlarını 5 bin kişi izledi. Çobanlar renkli boyalarla boyadıkları sürünün lideri koçların öncülüğünde, koyunlarını Büyük Menderes Nehri'nden karşıya geçirmeye çalıştı. Bazısürüler çobanların arkasından suya atlarken bazı sürüler ise tüm çabalara rağmen suya atlamayarak sahibini üzdü. Çal Ziraat Odası Başkanı Ömer Ayhancı, yüzyıllardır süregelen bu geleneğe sahip çıkmaya çalıştıklarını belirterek, "8 asırdır bölgemizde yapılan bu geleneğin tekrarını yapıyoruz. Asıl dikkat çekmek istediğimiz şey gıdanın temeli olan tarım ve hayvancılığı ön plana çıkarmak istiyoruz. Bu geleneği yerine getirirken Somali gibi bir ülkenin üretirken aç kalması bizim de en büyük korkumuzdur.Biz bu duruma düşmemek için devlet ve millet olarak hep beraber hayvancılığı ve tarımı ön plana çıkartmak istiyoruz" dedi. Çal Kaymakamı Fatih Arıkoğlu ise nüfusu az olan bir ilçede bu kadar insanın toplanmasının bir anlamı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Koyun ile çoban arasındaki iletişim gerçekten çok önemli. Koyunun ağzı var dili yok ama iletişim kurabiliyor. Gördüğünüz gibi çoban atlıyor, arkasından koyunun kimisi atlıyor kimisi atlamıyor. Buradaki insanlarla bu coşkuyu yaşıyoruz. Çok mutluyuz." Yarışmada ilk 3'e giren çobanlara cumhuriyet altını ile hayvan yemi hediye edildi

SUDAN KOYUN GEÇİRME YARIŞMASINA NEDEN OLAN OLAY Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin birinin çobanıdır. Mehmet ismindeki Çoban, beyin büyük sürüsünü dağlarda, ovalarda otlatmaktadır. Mehmet isimli çoban ile beyin güzel kızı Zeynep birbirlerine aşık olur. Yörede çok sevilen çoban, beyden kızını ister ancak alamaz. Kızını vermek istemeyen bey, çobana, ''Koyunları 3 gün boyunca tuz yedireceksin ve Büyük Menderes Nehri'nden su içirmeden karşıya geçireceksin'' der. Bu şartı kabul eden çoban, koyunlarına üç gün tuz verir.Çoban Mehmet, sürünün lideri kara koyunun kulağına her gün fısıldayarak yakarır ve şöyle der: "Aşkım için, benim için su içmeyin. Emirlerime itaat edin. Ben suya atlayınca arkamdan siz de atlayın ve su içmeden karşı yakaya geçiniz." Çoban, verdiği sözü tutar ve koyunlar su içmeden sudan geçer. Ancak hepsi de telef olur ve susuzluktan ölür. Bey, yine de kızını vermez. Bey kızı aşkından hastalanınca çoban yöreden kovulur. Kız ise, bir süre sonra amansız bir hastalığa kapılarak ölür. Çoban, mecnun olur ve ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir

Kaynak: İHA