`gelinlerini Öldürecekler` Haberine Yalanlama

Basında yer alan `Gelinlerini öldürecekler` haberlerine yalanlama geldi.

Bitlis`in Adilcevaz ilçesine bağlı Bahçedere köyünde ikamet eden Süleyman Toprak, "Bu haberler kesinlikle gerçeği yansıtmamakta olup, aleyhimize ve ailemize atılan iftiradan başka bir şey değildir" dedi. İnşaatta çalışırken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden Metin Toprak`ın babası Süleyman Toprak, bazı basın yayın organlarında yer alan `Aile meclisi infaz kararı aldı. Gelinlerini öldürecekler` haberlerine tepki gösterdi. Haberin kesinlikle gerçeği yansıtmadığını ifade eden Toprak, "Aleyhimize ve ailemize atılan iftiradan başka bir şey değildir. Biz hukuki yollarla torunlarımın velayetinin bize verilmesi için dava açmış bulunmaktayız. İlk duruşmamız 6 Eylül`de Adilcevaz`da görülecektir. Eski gelinimmahkemeyi etkilemek ve kamuoyu oluşturmak için bir takım yalan ve iftiralarla haber yaptırmıştır. Kadına şiddet yapıldığı gibi göstererek baskı oluşturmak istiyor. Daha oğlumla evliyken çocuklarını ve eşini bırakıp evden kaçan bir kadın nasıl olur da bugün çocuklarına sahip çıkmak istiyor" dedi. Toprak, avukatları aracılığı ile bu haberi yapanlar hakkında da tazminat davası açacaklarını belirterek, "Bizleri dinlemeden mahkeme süreci devam eden bir olayı, ailemizin adını kullanarak `Yok öldürecekler, yok infaz kararı verildi` gibi haberler yapmak ne kadar doğrudur, bilemiyorum. Zaten oğlumuz rahmete gittikten sonra bize iftira atan eski gelinimiz Demet Toprak`la hiçbir şekilde görüşmedik. Evden kaçtığı için çocukları da bizde kaldı. Kendisinin ahlaka aykırı yaşam tarzı nedeniyle çocuklarınvelayetinin biz de kalmasını istiyoruz ve mahkeme sürecinin işlemesini bekliyoruz. Umuyoruz ki bizlere atmış olduğu yalan dolu iftiralar yanına kar kalmaz, gerek mahkeme gerekse Allah`tan cezasını çekmesi en büyük dileğimizdir" diye konuştu. Süleyman Toprak`ın avukatı Gökhan Tazegül ise, mahkemeden Metin Toprak`ın ölümü nedeniyle annede olan velayetin; çocuklarının fiziksel, sosyal ve psikolojik gelişiminin olumsuz ilerleyeceğini belirterek, velayetin kaldırılmasını istediklerini söyledi. Avukat Tazgül, "Velayet davasını açmamızın sebebi, annenin ahlaka aykırı bir hayat sürmesi ve çocuklar üzerindeki velayet görevini evi terk ederek ağır bir şekilde ihlal etmesidir. Demet Toprak, eşinin ölümünden bir yılı aşkın bir süre önce başlayan evlilikdışı ilişkisi olmuştur. Bir yıldan fazla bir süre eşini aldattıktan sonra 2011 yılının Haziran ayının ilk haftası evi terk ederek M.K. isimli şahısla birlikte kaçmış. Bu tarihten sonra çocuklara şu anki gibi dedesi ile babaannesi bakmışlardır. Haberde aktarıldığı gibi çocukların zorla alınarak kaçırılması söz konusu değil. Ayrıca haberde zorla evlendirildiğini söylüyor, bu bayan eşi ile 14 yıl önce evlenmiş. 7 yıl boyunca resmi olarak nikah yapılmamış. İstememiş olsaydı önceki gibi evini terk ederekgidebilme imkanı varken gidebilirdi. Hiç kimse zorla bir evlilik 14 yıl sürdürmez. Bu bayan ev hanımı ve gelir getirici hiçbir işte çalışmamış. Evi terk etmeden önce birliktelik yaşadığı kişiye ölen eşinin kazandığı paraları, ki bu miktar 6 bin TL`dir. Banka havalesi ile bu şahsa göndermiş. Buna ilişkin elimizde banka havale dekontları var. Bunları mahkemeye sunacağız. Buna ek olarak, bayanın Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığı`nda bizzat kendi ağzından M.K. isimli şahısla bir yıldan fazladır beraber olduğunu,beraber Çeşme`de bir arkadaşının evinde yalnız kaldıklarını, bundan sonra ailesi ile birlikte yaşamayı istemediğini kendi ağzı ile beyan etmiş. Buna ilişkin elimizde resmi belgeler var. Bunlar da mahkemeye sunulacak. Şu an itibari ile Adilcevaz Asliye Hukuk Mahkemesi`ndeki dosyada çocuklar pedagog bilirkişiye sevk edilerek velayetinin kime verilmesi gerektiği ve kimde kalmasının daha yararlı olacağı ile ilgili olarak bir tespit yaptırıldı. Bu tespite ilişkin bizzat pedagog bilirkişi çocuklarla görüşüpdosyaya bir rapor sunacak. Bunları yaptıran bizzat mahkemedir. Çocukların kaçırılması söz konusu bile değil. Ayrıca haberde aile meclisinin toplanarak kadın hakkında ölüm kararı verdiği yazılmış, müvekkiller zaten bu yönde bir irade göstermedikleri ve yasal yollarla çocukları almaya çalıştıkları için gidip mahkemeye başvurmuş ve aylarca sürecek bir yargılama sürecini beklemekteler. Aksi halde bayanın dediği gibi bir ölüm kararı verilmiş olsa idi mahkemeye başvurmakla uğraşmaz söylenen şeyi zaten şimdiyekadar çoktan yapmış olurlardı. Burada güdülen amaç, son zamanlarda bayana karşı medyaya yansıyan şiddet ve cinayetlerden dolayı kamuoyunun ilgisini toplayarak bazı diğer aile için sorunları tartışan programlara çıkarak yargılama sürecini başka yerlere çekmek ve mahkeme üzerinde bir baskı oluşturmak. Çünkü kanun karşısında haksız durumdalar. Çünkü olay medyatik bir boyut kazanınca toplum nazarında bir mağdur bayan profili çizilmek isteniyor" dedi.
Kaynak: İHA