Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı`nın İftarında Hoşgörü Rüzgarı Esti

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı`nın düzenlediği geleneksel iftar programında farklı kimliklerden insanlar bir araya geldi.

Hoşgörü rüzgarının estiği programa Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen Hocaefendi de bir mesaj gönderdi.

Vakfın geleneksel iftar yemeği bu yıl Swess Otel`de düzenlendi. İftar yemeğine; Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ahmet Selamet, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Süryani Kadim Metropoliti Yusuf Çetin, Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ, Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, yönetmen Sinan Çetin, yazarlar Nazlı Ilıcak ve Fehmi Koru`nun da aralarında bulunduğu siyaset, sanat, iş ve spor dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

Yemeğe katılan dini temsilcileri ile iş ve sanat dünyasından bazı isimler de söz alarak hoşgörü, kardeşlik ve beraberlik mesajı verdi. "Renklerin ortak dili" temalı iftarda herkesin ortak dileği ise "barış ve hoşgörü" oldu.

Gecenin ev sahipliğini yapan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, yaptığı konuşmada, toplumun çok farklı kesiminden ve anlayışlardan insanların bir araya geldiğini gördüklerini söyledi.

İftar programının ana temasının "geride kalan 15 yılın muhasebesi" olduğunu ifade eden Yeşil, şunları söyledi: "Geçmiş dönemde birçok acılar yaşandı; ama bu birlikte olabilme gayreti bugün Türkiye’yi nereye getirdi? Ve artık ülkemizin kendi insanları ile barışık olabilmesi ve barışık olmanın getirdiği kazançlar neler oldu? Dünkü acıların ayrılığı nelere mal oldu. Bugünkü programımızda bir olmamızın kârı ve kazancı ne oldu, bunun muhasebesine dönmektir."

BAĞIŞ: BU ÜLKEYE BERABER SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM
Programa katılan Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış da, farklı inançların temsilcileri ile farklı siyasi fikirleri bu akşam bir arada gördüğü belirtti. Farklı fikirleri ve inançları bir araya getiren unsurun Ramazan’ın birleştiriciliği olduğunu kaydeden Bağış, "Bizleri bir araya getiren bu ruh ve beraberlik duygusu İstanbul’u dünya ve hoşgörü başkenti yapan bu ruh, şu an şu salonda. Ne mutlu bizlere..." şeklinde konuştu.

Bu gece Türkiye`de herkesin sofrasında, herkese yer olduğunu vurgulama imkanı bulduklarını ifade eden Bağış, ``Ümit ediyorum ki bu Ramazan diğer sorunlarımızı aşmak için bir vesile olacak. Biliyorsunuz Ramazan`ın kelime anlamı `ateşi yutan` demektir. Bu yüzden bu sofrada biz nasıl farklılıklarımızı birleştirebildiysek, ülkemizdeki şiddeti, terörü, hoşgörüsüzlüğü, baskı yapmayı kendinde bir hak gibi gören yanlış zihniyettekilerin içindeki o yanlış duygularıyla, ateşi yuttuğu gibi bu ramazan yutar. Çünkü başka Türkiye yok. Ramazan`ın merhamet ve rahmet ortamından yararlanarak, bu ülkeye beraber sahip çıkmamız lazım." diye konuştu.


BARTHOLOMEOS: FETHULLAH HOCAEFENDİ`Yİ ANMAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Fener Rum Patriği Bartholomeos da, "İnançlarımızın ortak unsularından olan Yaratıcımıza iman ve ibadet bizleri bir kez daha bir sofrada buluşturmuştur. İbadetlerimiz ve oruçlarımız farklılık arz etse de selamet ve şefaat kaynağımız birdir. Tüm makam ve sıfatlardan sıyrılarak saf bir şekilde ibadeti hedefleyen oruç dönemleri tüm maneviyatın yükseldiği istisna günlerdir." dedi.

Dünyanın, Tanrı buyruklarında ifadesini bulan kanaatkâr, vicdan sahibi tüm insanlara yetecek kadar büyük olduğunu dile getiren Bartholomeos, "Fethullah Gülen Hocaefendi`nin de mesajında belirttiği gibi `masada herkese yer var`. Bu ulvi vasıflardan bahsederken elbette pek muhterem Fethullah Hocaefendi`yi anmamak mümkün değildir. Kendisine buradan selam ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Dostluğumuz her zaman muteberdir ve devam etmektedir. şeklinde konuştu.


FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİ`NİN MESAJI
Programa, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen Hocaefendi de bir mesaj gönderdi. Fethullah Gülen, Afrika`ya yardım konusunda Türk halkının gösterdiği hassasiyetin her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirtti.

Ölen her çocuğun yürekleri dağladığını, açlıktan kırılan insan manzaralarının iftar ve sahur sofralarına hüzün saldığını ifade eden Gülen, yediden yetmişe Türk milletinin o muhtaç insanların imdadına yetişmeye çalışmasının, insanlığın ölmediğinin canlı bir tablosu olduğunu kaydetti.

Suriye`deki olayların da yürekleri yaktığını dile getiren Gülen, bu ülkede akan kanın durması, problemlerin sulh yoluyla çözülmesi ve ortak aklın devreye girmesi temennisinde bulundu.