Kck Duruşmasında, Baro ve Avukatlar Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuldu
Terör örgütü PKK`yı da bünyesinde bulunduran KCK`nın Türkiye yapılanmasıyla ilgili davada, avukat krizi bugün de aşılamadı.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi`nde yapılan 25. duruşmaya, dün ifade vermek için dilekçe veren tutuklu sanıklardan Muharrem Erbey ile avukatı katılmazken, 2 avukat hazır bulundu.
Mahkeme, Diyarbakır Barosu`nun kullandığı Otomatik CMUK Atama Sistemi (OCAS) üzerinden görevlendirme yapılan avukatlara, önceki duruşmada ‘duruşmalara katılmamaları halinde gereğinin ifası için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`na suç duyurusunda bulunacağı`nı hatırlatarak, avukatların bugün de duruşmaya katılmadığını söyledi.
Önceki duruşmada yaşanan avukat krizi nedeniyle, duruşmaya katılan müdafi avukatlarından Mehmet Emin Aktar ile Selçuk Kozağaçlı, yaşanan kriz ile ilgili beyanlarda bulundu. Avukat Aktar, Diyarbakır Barosu başkanı olduğunu belirterek, mahkemenin barodan avukat talebine, 5 sayfalık dilekçeyi sunarak cevap verdi. Aktar, dilekçesinde, mahkemenin avukat talep yazısında dil ve üslubun hukukçu nezaketini zorlayan bir ifade tarzıyla ele alındığını iddia etti. Avukatlık mesleğiyle ilgili uzun değerlendirmelerde bulunan Aktar, avukatların duruşma salonlarının aksesuarının olmadığını kaydetti. Aktar, “Savcılar ve hakimler, avukatların üstleri olmadıkları gibi barolar da mahkemelerin isteklerini değerlendirmeden yerine getiren kalemleri değildir.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı, Aktar’ın dilekçesini kabul ettikten sonra talepleri almak için iddia makamına söz verdi. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Levent Kaya, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Duruşmaya ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme, avukat krizinin nasıl yaşandığını belirterek, yargılamayı engelleyen Diyarbakır Barosu başkanı hakkında Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, OCAS üzerinden tebligatı yapılan avukatlarının müdafilik görevini yerine getirmediğini belirterek, haklarında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`na müzekkere yazılmasına, ayrıca müdafilik görevini üstlenen ancak yerine getirmeyen diğer avukatlar hakkında da suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, aralarında bağımsız milletvekili seçilen Selma Irmak ve Kemal Aktaş ile YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle`nin de bulunduğu 104`ü tutuklu, 152 sanık hakkında, ``devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma`, ``terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma`` ve ``terör örgütüne yardım ve yataklık etme`` suçlarından, 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
Mahkeme, Diyarbakır Barosu`nun kullandığı Otomatik CMUK Atama Sistemi (OCAS) üzerinden görevlendirme yapılan avukatlara, önceki duruşmada ‘duruşmalara katılmamaları halinde gereğinin ifası için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`na suç duyurusunda bulunacağı`nı hatırlatarak, avukatların bugün de duruşmaya katılmadığını söyledi.
Önceki duruşmada yaşanan avukat krizi nedeniyle, duruşmaya katılan müdafi avukatlarından Mehmet Emin Aktar ile Selçuk Kozağaçlı, yaşanan kriz ile ilgili beyanlarda bulundu. Avukat Aktar, Diyarbakır Barosu başkanı olduğunu belirterek, mahkemenin barodan avukat talebine, 5 sayfalık dilekçeyi sunarak cevap verdi. Aktar, dilekçesinde, mahkemenin avukat talep yazısında dil ve üslubun hukukçu nezaketini zorlayan bir ifade tarzıyla ele alındığını iddia etti. Avukatlık mesleğiyle ilgili uzun değerlendirmelerde bulunan Aktar, avukatların duruşma salonlarının aksesuarının olmadığını kaydetti. Aktar, “Savcılar ve hakimler, avukatların üstleri olmadıkları gibi barolar da mahkemelerin isteklerini değerlendirmeden yerine getiren kalemleri değildir.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı, Aktar’ın dilekçesini kabul ettikten sonra talepleri almak için iddia makamına söz verdi. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Levent Kaya, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Duruşmaya ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme, avukat krizinin nasıl yaşandığını belirterek, yargılamayı engelleyen Diyarbakır Barosu başkanı hakkında Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, OCAS üzerinden tebligatı yapılan avukatlarının müdafilik görevini yerine getirmediğini belirterek, haklarında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`na müzekkere yazılmasına, ayrıca müdafilik görevini üstlenen ancak yerine getirmeyen diğer avukatlar hakkında da suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, aralarında bağımsız milletvekili seçilen Selma Irmak ve Kemal Aktaş ile YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle`nin de bulunduğu 104`ü tutuklu, 152 sanık hakkında, ``devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma`, ``terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma`` ve ``terör örgütüne yardım ve yataklık etme`` suçlarından, 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.