Dursun Çiçek: İnternet andıcı gerçek!

Dursun Çiçek "internet andıcı gerçek bir belgedir" dedi.Kara propaganda amacı taşıyan internet sitelerinin Genelkurmay tarafından kurulduğu dün mahkeme salonunda doğrulandı.

Dursun Çiçek: İnternet andıcı gerçek!
Dursun Çiçek "internet andıcı gerçek bir belgedir" dedi.Kara propaganda amacı taşıyan internet sitelerinin Genelkurmay tarafından kurulduğu dün mahkeme salonunda doğrulandı.

'AK Parti ve Gülen'i bitirme planı' davasının dünkü duruşmasında söz alan Kurmay Albay Dursun Çiçek, "İnternet andıcı gerçek bir belge. Ancak imha edildiği için sitelerdeki haberlere ulaşmak imkânsız." dedi. Çiçek, 20 Temmuz'da savcıya verdiği ek ifadede sıralı komutanların da sorumlu olduğunu anlatmıştı.'AK Parti ve Gülen'i bitirme planı' davasının 22'nci duruşması dün yapıldı. Duruşma, davanın bir numaralı tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek'in savunması ve talepleriyle başladı. Dursun Çiçek 'internet andıcı'nın imza ve parafıyla gerçek bir belge olduğunu ve bunu her yerde söylediğini belirtti. Ancak imha edildiği için sitelerde yayınlanan haberlere ulaşılmasının imkânsız olduğunu vurguladı.

Mahkeme salonunda ilk defa 'internet andıcı'nı açık bir şekilde itiraf eden Dursun Çiçek, buna karşılık altında ıslak imzası bulunan 'AK Parti ve Gülen'i bitirme planı'nı yalanladı. Bu durum ilginç bir çelişkiyi ortaya çıkardı. Çünkü söz konusu kaos planının doğruluğu Emniyet, Jandarma, TÜBİTAK ve Adli Tıp'ın raporlarıyla tescil edilmişti. Savcı, 'internet andıcı' iddianamesini kabul eden İstanbul 13. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi'nden iki davanın birleştirilmesini talep etti. Çiçek, kaos planı için, "Bu sahte plan gerçek olsa söylerim. Sürekli 'böyle plan olmaz' diyorum. Belge değil, evrak değil, sadece bir kâğıt parçası ama tutuklanmamıza yetiyor." ifadelerini kullandı.

Albay Dursun Çiçek, duruşmada geçtiğimiz hafta emekli olan eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in veda mesajına da değindi. Mesajda tutuklu askerlerle ilgili yer alan bölümleri hatırlatan Çiçek şöyle konuştu: "Uzun süreli tutuklamalar ile mağdur edilen TSK mensupları, komutanlarının sine-i millete dönerek gösterdikleri fedakârlıklardan güç almışlardır."

'AK Parti ve Gülen'i bitirme planı' davasının 22. duruşması İstanbul 13. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi'nce görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Dursun Çiçek ile Mehmet Deniz Yıldırım ve avukat Serdar Öztürk katıldı. Duruşmada söz alan Dursun Çiçek, Türk milletinin ve insanlığın Ramazan ayını kutladı. Dursun Çiçek, konuşmasında 'internet andıcı'na da değindi. İfadelerinin delil olarak girdiği 'internet andıcı' iddianamesinin de İstanbul 13. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiğini hatırlattı. Çiçek, "Ne Erzincan davasında ne de internet andıcı davasında sanık ya da tanık oldum." şeklinde konuştu. İnternet andıcı belgesinin paraf ve imzasıyla gerçek bir belge olduğunu ve bunu her yerde söylediğini ifade eden Çiçek, "İnternet andıcı gerçek bir belgedir. Bu sahte plan da (kaos planı) gerçek olsa söylerim. Sürekli 'Böyle plan olmaz' diyorum. Belge değil, evrak değil, sadece bir kâğıt parçası ama tutuklanmamıza yetiyor. Bu internet sitelerinin arşivleri imha edildiği için bu haberleri bulmak imkânsız." ifadelerini kullandı. Dursun Çiçek, 30 Ağustos'ta emekli olacağını ifade ederek, yerine gelecek arkadaşına görevini devretmek için tahliyesini talep etti.

SIRALI KOMUTANLAR DA SORUMLU

Dursun Çiçek, 'internet andıcı' soruşturması kapsamında 20 Temmuz 2011'de savcılığa ek ifade vermişti. Kızı ve aynı zamanda avukatı olan İrem Çiçek, babasının ifadesinin tam metnini internetten yayınladı. Söz konusu ifadede Çiçek'in, komutanlarına sert tepki gösterdiği ortaya çıktı. Çiçek'in o dönemdeki komutanları Korgeneral Mehmet Eröz, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Tümgeneral Hıfzı Çubuklu hakkındaki sert ifadeleri sorgu tutanaklarında yer aldı. Çiçek, sorumluluğun kendisinde olduğu kadar sıralı amirlerinde de olduğunu anlatıyor. İşte Çiçek'in o ifadeleri: "Ben 2004-2007 yılları arasında cari işlem şube müdürüydüm. (...) Personel tarafından sitelere haber konulur. Şube müdürünün siteye haber koyma yetkisi yoktur. Aynı yetki daire başkanı, harekat bakanına da aittir. Sıralı amirler olarak bunların da sorumluluğu vardır. Günlük olarak eklenen haberler tskintranet sisteminden sıralı amirlere her akşam elektronik ortamda rapor edilmektedir. Dolayısıyla bu yüklenen haberlerin başlıklarını sıralı amirler görüp, takip edebilirler. Benim görevim olduğu kadar sıralı amirlerin bu denetimi yapmak da görevleri içerisindedir."

İsmail Hakkı Pekin, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde 'sitelerin mevcut mevzuata göre uygun olmadığı ve bu yüzden kapattıklarını' belirtmişti. Çiçek'in bu ifadeyle ilgili açıklaması şöyle: "Mevzuata uygun olup olmadığını, açma kapatma yetkisi üst komutanlara aittir. Kapatma emrini veren komutan, siteleri daha önce yayından kaldırabilirdi. Bu konuda üstlerimizin bilgi sahibi olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır."

'Kaos planı'nın gerçekliği 7 kez onaylandı

Kurmay Albay Dursun Çiçek, 'internet andıcı'nı kabul ediyor, ancak altında kendi imzası bulunan 'kaos planı'nı yalanlıyor. Fakat 4 ayrı resmî kurum tarafından hazırlanan 7 rapor Çiçek'i yalanlıyor: İşte o raporlar: Jandarma Kriminal: İmza Çiçek'in eli ürünüdür. Adli Tıp: Belgedeki imzayla Çiçek'in mukayese imzaları arasında biçimsel olarak benzerlik saptandı. TÜBİTAK: İmzanın belgeye sonradan eklendiğine dair bir bulguya rastlanmadı. Emniyet Kriminal: İmza Albay Çiçek'in eli mahsulü.

Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı'nın kaos belgesine ilişkin raporunda, Albay Dursun Çiçek'in terfi ettirilmediği için üstlerine kızdığı bu nedenle belgeyi hazırladığı ileri sürülmüştü.

Çiçek, üstlerini işaret etti: Benim suçum neyse amirlerimin de aynı

Albay Dursun Çiçek, savcılığa verdiği ek ifadede, "Hıfzı Çubuklu'nun bir şeylerden çekinildiği için sitelerin kapatılmış olabileceği yönündeki beyanlarına ne diyorsunuz?" sorusuna ise şöyle cevap veriyor: "Çubuklu daha yetkili bir makamdadır. Neden çekindiğini benden daha iyi bilir. Bunu açıklaması gerekir."

Mustafa Bakıcı ve Mehmet Ersöz'e 15 Haziran 2011 tarihli sorgularında söz konusu sitelerde yayınlanan haberlerin içerikleri sorulmuştu. İki isim de haberlerin içeriklerini bilmediklerini, sorumluluğun kendilerinde olmadığını savunmuştu. Bu ifadeler Dursun Çiçek'e de soruluyor. Çiçek, şunları söylüyor: "Mehmet Ersöz ve Mustafa Bakıcı'nın beyanları doğruysa bu, takip ve kontrol görevinin yeterince yapılmadığını gösterir. Aynı konuda benim gözümden de kaçan bir haber varsa yine benim de bu konuda zafiyet gösterdiğim ortaya çıkar. Benim bu konuda suçum neyse, amirlerimin de suçu aynıdır." Albay Dursun Çiçek'in ifadesinde, daha önce soruşturma kapsamında ifade veren Korgeneral Mehmet Eröz'ün söylediklerine cevap verdiği ortaya çıktı. Site içeriklerinde kendi bilmedikleri olumsuzlukların olduğunu söyleyen Eröz'ün iddiasına Çiçek şöyle karşılık veriyor: "Niçin bu olumsuzluğun düzeltilmesi konusunda talimat vermemiştir?"

Dursun Çiçek, kaos planı ve internet andıcının ortaya çıkması sonrasında yapılan evrakları yok etme işlemlerini de doğruluyor. Bunun da sıralı amirlerin emriyle gerçekleştiğini anlatıyor. İmha işlemlerinin kendisinin şubede olmadığı bir zamanda yapıldığını belirten Çiçek, evrakların yok edilmesinden kendisinin de rahatsızlık duyduğunu savunuyor.