Şamil Tayyar: Balyoz Savcıları Koşaner’in İfadesini Almalı

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in Balyoz davası ile ilgili kendine sakladığı çok özel bilgiler olduğunu düşündüğünü söyledi.


Dava ile ilgili soruşturmayı yürüten savcıların, Koşaner’in ifadesine başvurması gerektiğini dile getiren Tayyar, “Işık Paşa’nın ifadesini almadan sonuçlandırılmış bir Balyoz sürecinin eksik olacağı kanaatini taşıyorum.” dedi.
Koşaner’in internete düşen ses kayıtlarının yankıları sürüyor. Genelkurmay eski Başkanı tarafından kabul edilen kayıtlarla ilgili olarak kayıtlarla ilgili olarak değerlendirmede bulunan AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, özellikle Balyoz konusundaki ifadelerin dikkat çekici olduğunu belirtti. Açıklamaların tamamına bakıldığında, Koşaner’in ifadelerinin yakın tarihe ışık tutabilecek nitelikte olduğunu vurgulayan Tayyar, hukuk dışı dinleme tartışmasına takılıp, işin özünün görmezlikten gelinmemesi gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin 30 yıldır terör konusunda ciddi mücadele verdiğini ancak gelinen noktanın bir başarı olduğunu söylemenin mümkün olmadığının altını çizen Tayyar, Koşaner’in açıklamalarının da bu başarısızlığı çok açık ve net şekilde ortaya koyduğunu aktardı. Tayyar, “Burada siyasi iradeye düşen temel görev, bunları da dikkate alarak başta TSK’nin yeniden yapılandırılması olmak üzere, terörle mücadelede yeni unsurlara göre şartlarının belirlenmesi gerekir diye düşünüyorum.” diye konuştu.
Balyozla ilgili açıklamalara vurgu yapan Tayyar, “Buradan anlaşılıyor ki, Balyoz davası ile ilgili Işık Paşa’nın bildiği kamuoyuna açıklamadığı ve kendine sakladığı çok özel bilgiler var diye düşünüyorum. Bu konuda soruşturma yürüten savcıların Işık Paşa’nın ifadesine başvurmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Öyle anlaşılıyor ki, Işık Paşa’nın ifadesini almadan sonuçlandırılmış bir Balyoz sürecinin eksik olacağı kanaatini taşıyorum. O nedenle Işık Koşaner’in, bu konuşmanın dışında savcılara vereceği çok önemli ifadeler olabilir. O nedenle ifadesine mutlaka başvurulması gerektiğini düşünüyorum. “ şeklinde konuştu.

KİMSE ÇETECİLİK VE BÖLÜCÜLÜK SUÇUNU GAZETECİLİK FAALİYETİ DİYE YUTTURMAYA KALKMASIN
Adalet Bakanlığının geçtiğimiz günlerde cezaevinde bulunan 63 gazeteciden 59’unun basın yoluyla işlenen suçlardan dolayı içeride olmadığını belirttiği açıklaması ile ilgili de konuşan Tayyar, “Bu gazeteci arkadaşlarımızın çoğu gazetecilik faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınmış ve ya tutuklanmış değil. Bunların neredeyse tamamına yakını anayasal rejimi değiştirmeye yönelik suçlardan veya bölücülük suçlarından dolayı içeride tutuklu bulunuyorlar. Ama maalesef tutuklanmadan önceki meslekleri ya da ellerinde bulundurdukları sarı basın kartı nedeniyle bu başka alana taşınmaya çalışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Bu konuda bir samimiyetsizlik olduğunu düşündüğünü anlatan Tayyar, “Eğer bir samimiyet olsaydı, Ergenekon ve Balyoz gibi derin davaların üzerine giden gazetecilere açılmış 6 bin civarında soruşturma ve dava var. Bunların da üzerine giderlerdi. Bu konuda çok sayıda gazeteci arkadaşımız mağdur oldu. Hala bir kısmının mağduriyeti devam ediyor. Bu konuda seslerini çıkarmayanların, anayasal rejimi değiştirmek ya da bölücülük suçlamasıyla yargılanan bir kısım gazeteci kökenli bu şahısların haklarını, sanki basın özgürlüğünün bir sorunuymuş gibi göstermelerini de yadırgıyorum. Türkiye bu çifte standardı çok iyi anlamış vaziyette. Avrupa’da bunu çok iyi anladı. Artık içeriden yapılan bu tür yönlendirmelerin Avrupa’da karşılık bulmadığını ben görüyorum. Onun için hiç kimse çetecilik suçunu, bölücülük suçunu kimseye gazetecilik faaliyeti diye yutturmaya kalkmasın. Biz buna inanmadık. Toplum da inanmıyor. Onun için de bu suçlamaların, ifadelerin toplumda bir karşılığı yok. Gelinen noktanın demokratikleşmeye ciddi bir katkı sunacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

PKK`NIN BAYRAMDA EYLEM YAPMAYACAĞINI AÇIKLAMASI BİR MANEVRA
PKK’nın bayramda eylem yapmayacakları yönündeki açıklaması ile ilgili olarak da yorumda bulunan Tayyar, bu açıklamayı ciddiye almadığını söyledi. Yapılan hareketin bir manevra olduğuna dikkatleri çeken Tayyar, şöyle konuştu: “Kadir gecesi insanları katletmekten çekinmeyen, mübarek Ramazan’da cinayet işlemekten çekinmeyen ve sözde kendi mahkemelerinde yargılayıp bir imamı infazdan korkmayan, çekinmeyen bir eli kanlı terör örgütünün sanki lütufta bulunurcasına, ‘Ben bayramda eylem yapmayacağım’ demesinin hiçbir anlamı yoktur. TSK, güvenlik kuvvetlerimiz, bu konuda son derece duyarlı olmalıdır. Bu tür zaman zaman kamuoyunu yönlendirme ya da yedikleri ağır darbe karşısında toparlanmak için kendilerine zaman ayırmak ya da zaman bulmak adına yaptıkları bu tür girişimlerin birer manevra olduğunu, herkesin iyi bilmesi ve görmesi gerekir. TSK’nın bu son dönemde yaptığı hava harekatı başarılı bir harekattır. Daha önce PKK’nın bilinmeyen sığınakları vurulmuştur ve ciddi bir darbe yemiştir. PKK’nın lojistik imkanları ve diğer iletişim kanalları büyük ölçüde darbe yemiştir. Dolayısıyla gelinen noktada, PKK kolay eylem yapabilmekte eskisi gibi zorluk çekiyor. Sanırım bayramı da vesile ederek, toparlanmak için kendilerine zaman yaratmak istiyorlar. Bu numarayı kimse yemez ve yememesi gerekiyor.”