Erdoğan: Farklı İnanç Gruplarının Maruz Kaldıkları Haksızlıklar Geride Kaldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, farklı inanç gruplarının farklılıklarından dolayı maruz kaldıkları haksızlıkları bildiklerini söyledi.

Erdoğan, "Bizim ülkemizde vatandaşımızın inancından, etnik kökeninden, giyiminden dolayı baskı gördüğü dönemler geride kaldı." dedi.

Başbakan Erdoğan, eşiyle birlikte azınlık cemaatleri tarafından Arkeoloji Müzeleri bahçesinde verilen iftara katıldı. Yemekte Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Musevi Cemaati Ruhani Lideri Hahambaşı İshak Haleva, Ermeni Patrik Vekili Episkopos Aram Ateşyan ve Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin ve cemaat temsilcileri de hazır bulundu.

İftarın ardından konuşan Erdoğan, İstanbul’da yüzyıllarca camiler, kiliseler, sinagogların yaşadığını söyledi. Daima barış ve huzur içerisinde buradaki gibi bir arada birlikte olacaklarını aktaran Erdoğan, zaman zaman bu iklimi bozmak isteyen provokatörlerin çıktığını dile getirdi. Erdoğan, "Geçmiş zaman içinde ve hala bugünde var provokatörler çıkmıştı. Hükümet olarak son 9 yılda demokratikleşme noktasında attığımız kararlı adımlar, hukuk dışı yapılanmalara karşı verdiğimiz kararlı mücadeleyle bu provokasyonları boşa çıkardık. Kimsenin hatasını sahiplenmeyeceğiz ki bu hataları tekrarlamaya çalışanlar bir daha, asla huzurumuza kast edecek cüret ve cesareti bulamasınlar. Allah şahidimiz olsun ki hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir bir vatandaşımızı ayırt etmeksizin, hiçbir insanın ruh tedirginliği içinde yaşamasına gönlümüz, vicdanımız asla el vermez. Bu memlekette toplumun her kesiminden insanların özgürlüklerini yaşayamadığı dönemler oldu. Herkes gibi farklı inanç gruplarının da farklılıklarından dolayı maruz kaldıkları haksızlıkları biliyoruz. Ama onlar artık geride kaldı. Bizim ülkemizde vatandaşımızın inancından, etnik kökeninden, dininde, farklı hayat tarzından dolayı baskı gördüğü dönemler geride kaldı.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, İstanbul`da yüzyıllar boyu ezan, hazan ve çanın bir arada olduğunu belirtti. Millet ve ülke olarak bu noktada eşsiz bir tecrübeye sahip olduklarını kaydeden Erdoğan, “Bugün bizi diğer ülkelerden farklı kılan en önemli özelliğimiz de budur. O tarihi kökler üzerinden bugün burada sizlerle birlikteyiz, bir aradayız. İnşallah daima barış ve huzur içinde buradaki gibi bir arada, birlikte olacağız. Zira buradaki beraberliğimizin sembolik anlamı çok büyük. İftar sofrası sadece birlikte bir yemek değil, birlikte köklü bir hatırayı ve bir manevi iklimi paylaşmaktır. Öteden beri bu sofrada herkese yer var. Bizimle oturan herkesle paylaşacak ekmeğimiz, aşımız, muhabbetimiz var." diye konuştu.
Bu ülkenin hiçbir vatandaşının anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaştan üstün olmadığını vurgulayan Erdoğan, 74 milyon vatandaşın her birinin bu ülkenin asli unsuru olduğunu belirtti. Erdoğan, "Birinci sınıf vatandaşın, bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan insanımız bütün farklılarıyla bizim nazarımızda birdir, beraberdir, hiç kimsenin ötekileştirmesini de asla kabul etme için bir gerekçe değildir. Bu topraklarda yaşayan tek bir vatandaşımızın ruhunun incinmesine, ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz, edemeyiz. Ama birileri çıkar, değişik değişik şeyler söyleyebilirler. O bizi ilgilendirmez. Çünkü bulunduğumuz makam asla buna müsaade etmez. Bu makam sorumluluk makamıdır ve bu sorumluluk makamında bulunduğumuz süre içerisinde bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu, can güvenliğini, mal güvenliğini korumak bizim görevimizdir. Bunu yüzde yüz başarabilir miyiz? Yüzde yüz başarmaya gayret etmek zorundayız. Hedefimiz bu. Akıl güvenliğini korumak, nesil güvenliğini korumak zorundayız. Ülkemin bütün insanlarını seviyor, herkesi aynı samimiyetle kucaklıyoruz. AK Parti hükümeti olarak, son 9 yılda gerçekten de bu ülkede yaşayan bütün kesimleri aynı derecede kucakladık. Tabuları yıkarak tarihi reformlara imza attık" ifadesini kullandı.

"KOPENAG SİYASİ KRİTERLERİN YERİNE ANKARA KRİTERLERİNİ KOYARIZ"
Türkiye`nin AB standartlarında bir demokrasiyi yakalayabilmesi için kararlı bir duruş sergilediklerinin altını çizen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün de aynı kararlılıkla AB uyum müktesebatına uyum çalışmalarını sürdürmekteyiz. Maalesef şu anda Türkiye`ye karşı çifte standarttan da öte AB`nin akıl tutulması yaşadığı bir dönemdeyiz. Bizim gösterdiğimiz samimiyeti AB üyesi ülkeler gösteriyor mu? Hayır. Böyle bir şey yok. Açın AB müktesebatını göreceksiniz. Ne Almanya`da, Ne Fransa`da, Ne Hollanda`da, ne Belçika`da, İskandinav ülkelerinde yok. Bizim şu anda gösterdiğimiz müktesebata uyuma yönelik adımlar hiçbirinde bize karşı gösterilmiyor. Bunları önüne koyduğumuz zamanda hemen orada tıkanıp kalıyorlar. Öyle de olsa biz diyoruz ki bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Oldu, olmadı. Olmaması halinde Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine biz Ankara siyasi kriterlerini koyar, yolumuza devam ederiz. Maastricht ekonomi kriterlerinin yerine İstanbul ekonomi kriterlerini koyar yolumuza devam ederiz. Şu anda biz adımlarımızı atıyoruz." dedi.

Geçtiğimiz dönemde de farklı inanç gruplarının sorunlarının çözümüne yönelik tarihi kararlar aldıklarını kaydeden Erdoğan, “Bu kararları uygulamaya koyduk. Bugün de buraya eli boş gelmedik. Yaptığımız yasal düzenlemelerden sonra uygulamadaki aksaklıkları da göz önünde bulundurarak yeni düzenlemeler yaptık. Dün itibariyl,e 5737 sayılı Vakıflar Kanunu`na eklediğimiz geçici maddeyle cemaat vakıflarının 1936 yılında beyan ettikleri bütün taşınmazları artık vakıflarımızın kendi adlarına tescil ediyoruz. Tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleriyle birlikte 12 ay içinde müracaat edilmesi halinde ilgili tapu sicil müdürlükleri tarafından cemaat vakıfları adına tescil edilecektir. Detaylara girmeyeceğim. Zaten dünkü resmi gazetede detaylar yer alıyor. Yıllardır Türkiye`yi uluslararası çerçevelerde de zor durumda bırakan bir meseleyi çözüme kavuşturmuş olacağız.” ifadesini kullandı.

Yemekte konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, azınlıkların haklarının en küçük noktasına kadar ihmal edilmeden verilmesi gerektiğini belirtti. "Bu bir halktır bir lütuf değildir" diyen Arınç, Vakıflar Kanunu`na mecliste çok büyük muhalefet olduğunu ifade etti. Arınç, "Ana muhalefet partisi iptali için Anayasa Mahkemesi`ne gitti. Anayasa Mahkemesi çok şükür ki bir madde dışında iptal etmedi. Biz dini cemaat liderleriyle pek çok defa görüştük, taleplerini dinledik. Kendilerine her zaman bu haklar verilecektir. Hiçbir endişeniz olmasın. Geçmişte yapılan bütün hatalar bir yerde kaldı. Artık Türkiye yeni bir Türkiye`dir. Yeni Türkiye`de hepimize yetecek yer vardır" diye konuştu.

Programın sonunda Erdoğan’a azınlık cemaatleri temsilcileri adına hediye verildi. Çıkışta Erdoğan, Kafe Aman İstanbul Orkestrası’nın üyeleriyle ayak üstü sohbet etti. Verdikleri mini konserden dolayı tebrik eden Erdoğan, Stelyo Berber ve Pelin Suer Berber ile 3 çocuk muhabbeti yaptı. Erdoğan, “Sizin daha 1 tane varmış. Çok ağır gidiyorsunuz. Hem de Gökçeadalı… Reçeller, tatlılar.” şeklinde konuştu.