Kemal Burkay: Van‘daki Saldırı, Diyalog Sürecini Sabote Eden Bir Eylemdir (2)
Yazar Kemal Burkay, Van‘da şehit olan askerlere üzüldüğünü belirterek, bu ve benzeri olayların diyalog sürecini sabote etmek amacıyla yapılan eylemler olduğunu söyledi.
Yazar Kemal Burkay, Van‘da şehit olan askerlere üzüldüğünü belirterek, bu ve benzeri olayların diyalog sürecini sabote etmek amacıyla yapılan eylemler olduğunu söyledi. Barış istediklerini dile getiren Burkay, "Silahlar susarsa diğer taraf da operasyon yapmasın. ‘Ordu silah bıraksın‘ diyemeyiz ama bir taraf eylemsizlik ilan etmişse diğer taraf operasyon yapmasın." dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise 31 yıl aradan sonra Türkiye‘ye dönen yazar Kemal Burkay‘ın Türkiye‘nin sorunlarını demokrasiyle, kardeşçe çözüm noktasında olumlu katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Barış ortamının olması için hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarını belirten Günay, "Çoğulculuğu geliştirerek, insanlarımızı eşitliğini sağlamak için elimizden geldiğince adımlar atmaya çalışıyoruz." yorumunu yaptı.
Ertuğrul Günay, 12 Eylül askeri darbesinden bu yana İsveç‘te yaşayan ve geçtiğimiz günlerde Türkiye‘ye dönen Kürt aydın Kemal Burkay ile İstanbul Taksim Hill Otel‘de bir araya geldi. Burada yaklaşık yarım saat görüşen Günay ve Burkay, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. İkili, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Ertuğrul Günay, Burkay’ın 30 yılı aşkın bir süredir vatanından uzak olduğunu bu hasretin de kolay bir duygu olmadığını söyledi. Kemal Burkay’ın Türkiye’nin sorunlarını çözmek için önemli adımlar attığını aktaran Günay, “Burkay, sorunları şiddetten uzak, tam bir demokrasi anlayışı ve diyalog ortamı içerisinde konuşmak, tartışmak ve çözmek konusunda düşüncelerini cesaret ve yüksek sesle söyleyen bir insan. Önümüzdeki süreçte kedisinden düşünce ve siyaset dünyamız güzel şeyler bekliyor. Burkay, gibi arkadaşlar yeni süreçte sorunlarımızı demokrasi içerisinde kardeşçe duygulu yürekleriyle ve vatanseverlikleriyle olumlu katkı yapacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Türkiye’nin yaraları olduğunu hatırlatan Günay, son 30 yıl içerisinde Doğusuyla Batısıyla her tür insanın acılar yaşadığını dile getirdi. Haksızlıkların yaşandığını kaydeden Günay, “12 Eylül bir karabasandı, ülkemizin üzerinden kara bulutlar daha yeni dağılıyor. Sayın Burkay’ın ‘silahlar sussun’ sözü çok önemli. Silahlar susmadan, bu ülkede çatışma varken, ölümler varken, şiddetten birileri medet umarken, herhangi bir sorunu çözmek mümkün değil. O yüzden biz barış ortamının oluşması için elimizden geleni yapacağız. Hükümet olarak bu alanda çoğulculuğu, çok kültürlülüğü geliştirmek için çalışıyoruz. Gönüllü yurttaşlık temeli üzerinde Türkiye’nin birlik, bütünlüğünü sağlamak amacındayız. İnsanlarımızın eşitliğini, özgürlüğünü ve kardeşliğini sağlamak konusunda elimizden geldiğince adım atmaya çalışıyoruz. Geçmişten gelen tortular var zihnimizin altında. Bunları tümüyle temizlemek çok kolay değil. Biraz zaman istiyor.” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE’DE ŞİMDİ ÇOK FARKLI BİR ORTAM VAR‘
1980’de ülkeyi terk ettiğini hatırlatan Kemal Burkay, Türkiye’de şimdi daha faklı bir ortam olduğuna değindi. O zaman konuşulmayan şeylerin şimdi çok özgürce konuşabildiklerine işaret eden Burkay, “Uygarca bir diyalog ortamı var. Sayın Bakanla benim böyle bir toplantı yapmam da bunu gösteriyor. Umarım ki bu anlayışı genelleştirerek bütün ülkeye yayabiliriz. Bütün siyasi partilerin buna destek vermesini istiyorum. Bu ülkeyi seviyorlarsa, halkımızı seviyorlarsa, bir arada barış içerisinde ama eşit koşullarda yaşamanın yöntemini mutlaka bulunmalı. Başka türlü barışa ve uygar bir yaşama ulaşamayız.” şeklinde konuştu.
Barışın en önemli adımının silahları susturmaktan geçtiğine işaret eden Burkay, “Nasıl yapacağız o ayrı bir konu. Ama silahları susturarak diyaloga ve barış sürecine şans tanımalıyız. Ben silaha, şiddete ısrar etmenin ülkeye bir İyilik olmadığının kanısındayım. Bunun yolunu bulmalıyız. Bunun için çaba göstermeliyiz. Ben ülkeme döndüm, çok memnunum. Bundan sonraki çabalarım bu yönde olacak.” ifadesini kullandı.
‘SALDIRILAR BARIŞ SÜRECİNE HİZMET ETMEZ, SEKTEYE UĞRATIR‘
Bir gazetecinin, “Van’da 3 askerimiz şehit oldu. Siz bu haberleri duyunca ne hissediyorsunuz?” şeklindeki soruya Burkay, gelmeden önce de benzer olayları duyduğunu ve yaşananların kendisini çok üzgünün söyledi.
“Lice’de asker kaçırıldı. Sonra Silvan’da yaşananlar. Bunlar 12 Haziran seçimlerinden sonra başlayan ve öyle olması gereken yumuşama sürecini sabote eden türden eylemlerdir.” diyen Burkay sözlerini şöyle tamamladı: “ Biz barış istiyoruz. Sadece ben değil, Kürt politikası adına konuşan kesimlerde. Bunlar barış sürecine hizmet etmez, sekteye uğratır. Kriz kimseye yaramaz. Kaos ortamı demokrasiye, özgürlük mücadelesine yaramaz. O nedenle BDP’nin parlamentoya girmemesini de yanlış bulmuştum. Kanımca kriz yaratmak için diyalog yumuşama sürecini sabote etmek isteyenler bu tür eylemlere başvuracaklardır. Toplumun geniş bir kesimi barış, yumuşama için mücadele edilmesini istiyor. En başta askere gönderecek çocukları olan anne babalar, diğer tarafta Kürt anne babalar. Onlar barış ortamını dört gözle gözlerken, bunu sabote etmek isteyenler de olur. Biz mümkün olduğu kadar bu tür tuzaklara karşı kararlı olalım. Bunları boşa çıkarmak için en başta hükümet kararlı olmalı. Son olayda da ben duyduğumda söz konusu olaylar zincirinin bir devamı olarak görüyorum. Temenni ediyorum ki, sağduyu ağır bassın. Eğer bir tarafta silahlar susmuşsa diğer taraf da operasyon yapmasın. Biz ordunun silah bırakmasını tabi öneremeyiz. Hiçbir yerde ordu silah bırakmaz. Eğer bir taraf eylemsizlik ilan etmişse operasyonlar durdurulabilir. Silahların susması, diyalog sürecinin başlaması siyasetin normalleşmesi, dağdakilerin inmesi için zemin hazırlar.”
Ertuğrul Günay, 12 Eylül askeri darbesinden bu yana İsveç‘te yaşayan ve geçtiğimiz günlerde Türkiye‘ye dönen Kürt aydın Kemal Burkay ile İstanbul Taksim Hill Otel‘de bir araya geldi. Burada yaklaşık yarım saat görüşen Günay ve Burkay, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. İkili, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Ertuğrul Günay, Burkay’ın 30 yılı aşkın bir süredir vatanından uzak olduğunu bu hasretin de kolay bir duygu olmadığını söyledi. Kemal Burkay’ın Türkiye’nin sorunlarını çözmek için önemli adımlar attığını aktaran Günay, “Burkay, sorunları şiddetten uzak, tam bir demokrasi anlayışı ve diyalog ortamı içerisinde konuşmak, tartışmak ve çözmek konusunda düşüncelerini cesaret ve yüksek sesle söyleyen bir insan. Önümüzdeki süreçte kedisinden düşünce ve siyaset dünyamız güzel şeyler bekliyor. Burkay, gibi arkadaşlar yeni süreçte sorunlarımızı demokrasi içerisinde kardeşçe duygulu yürekleriyle ve vatanseverlikleriyle olumlu katkı yapacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Türkiye’nin yaraları olduğunu hatırlatan Günay, son 30 yıl içerisinde Doğusuyla Batısıyla her tür insanın acılar yaşadığını dile getirdi. Haksızlıkların yaşandığını kaydeden Günay, “12 Eylül bir karabasandı, ülkemizin üzerinden kara bulutlar daha yeni dağılıyor. Sayın Burkay’ın ‘silahlar sussun’ sözü çok önemli. Silahlar susmadan, bu ülkede çatışma varken, ölümler varken, şiddetten birileri medet umarken, herhangi bir sorunu çözmek mümkün değil. O yüzden biz barış ortamının oluşması için elimizden geleni yapacağız. Hükümet olarak bu alanda çoğulculuğu, çok kültürlülüğü geliştirmek için çalışıyoruz. Gönüllü yurttaşlık temeli üzerinde Türkiye’nin birlik, bütünlüğünü sağlamak amacındayız. İnsanlarımızın eşitliğini, özgürlüğünü ve kardeşliğini sağlamak konusunda elimizden geldiğince adım atmaya çalışıyoruz. Geçmişten gelen tortular var zihnimizin altında. Bunları tümüyle temizlemek çok kolay değil. Biraz zaman istiyor.” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE’DE ŞİMDİ ÇOK FARKLI BİR ORTAM VAR‘
1980’de ülkeyi terk ettiğini hatırlatan Kemal Burkay, Türkiye’de şimdi daha faklı bir ortam olduğuna değindi. O zaman konuşulmayan şeylerin şimdi çok özgürce konuşabildiklerine işaret eden Burkay, “Uygarca bir diyalog ortamı var. Sayın Bakanla benim böyle bir toplantı yapmam da bunu gösteriyor. Umarım ki bu anlayışı genelleştirerek bütün ülkeye yayabiliriz. Bütün siyasi partilerin buna destek vermesini istiyorum. Bu ülkeyi seviyorlarsa, halkımızı seviyorlarsa, bir arada barış içerisinde ama eşit koşullarda yaşamanın yöntemini mutlaka bulunmalı. Başka türlü barışa ve uygar bir yaşama ulaşamayız.” şeklinde konuştu.
Barışın en önemli adımının silahları susturmaktan geçtiğine işaret eden Burkay, “Nasıl yapacağız o ayrı bir konu. Ama silahları susturarak diyaloga ve barış sürecine şans tanımalıyız. Ben silaha, şiddete ısrar etmenin ülkeye bir İyilik olmadığının kanısındayım. Bunun yolunu bulmalıyız. Bunun için çaba göstermeliyiz. Ben ülkeme döndüm, çok memnunum. Bundan sonraki çabalarım bu yönde olacak.” ifadesini kullandı.
‘SALDIRILAR BARIŞ SÜRECİNE HİZMET ETMEZ, SEKTEYE UĞRATIR‘
Bir gazetecinin, “Van’da 3 askerimiz şehit oldu. Siz bu haberleri duyunca ne hissediyorsunuz?” şeklindeki soruya Burkay, gelmeden önce de benzer olayları duyduğunu ve yaşananların kendisini çok üzgünün söyledi.
“Lice’de asker kaçırıldı. Sonra Silvan’da yaşananlar. Bunlar 12 Haziran seçimlerinden sonra başlayan ve öyle olması gereken yumuşama sürecini sabote eden türden eylemlerdir.” diyen Burkay sözlerini şöyle tamamladı: “ Biz barış istiyoruz. Sadece ben değil, Kürt politikası adına konuşan kesimlerde. Bunlar barış sürecine hizmet etmez, sekteye uğratır. Kriz kimseye yaramaz. Kaos ortamı demokrasiye, özgürlük mücadelesine yaramaz. O nedenle BDP’nin parlamentoya girmemesini de yanlış bulmuştum. Kanımca kriz yaratmak için diyalog yumuşama sürecini sabote etmek isteyenler bu tür eylemlere başvuracaklardır. Toplumun geniş bir kesimi barış, yumuşama için mücadele edilmesini istiyor. En başta askere gönderecek çocukları olan anne babalar, diğer tarafta Kürt anne babalar. Onlar barış ortamını dört gözle gözlerken, bunu sabote etmek isteyenler de olur. Biz mümkün olduğu kadar bu tür tuzaklara karşı kararlı olalım. Bunları boşa çıkarmak için en başta hükümet kararlı olmalı. Son olayda da ben duyduğumda söz konusu olaylar zincirinin bir devamı olarak görüyorum. Temenni ediyorum ki, sağduyu ağır bassın. Eğer bir tarafta silahlar susmuşsa diğer taraf da operasyon yapmasın. Biz ordunun silah bırakmasını tabi öneremeyiz. Hiçbir yerde ordu silah bırakmaz. Eğer bir taraf eylemsizlik ilan etmişse operasyonlar durdurulabilir. Silahların susması, diyalog sürecinin başlaması siyasetin normalleşmesi, dağdakilerin inmesi için zemin hazırlar.”