Gazeteci Ahmet Şık`ın Da Aralarında Bulunduğu 5 Şüphelinin Tahliye Talebi Oy Çoklluğu İle Reddedildi

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Ahmet Şık`ın da aralarında olduğu 5 kişinin tahliye talepleri oy çokluğu ile reddedildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin avukatların tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine yaptığı değerlendirmede Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, karara muhalefet ederek şüphelilerin tahliyesi yönünde görüş bildirdi.

Ahmet Şık`ın da aralarında olduğu 5 şüphelinin tahliyesi yönünde oy kullanan Akçay, soruşturma ile ilgili tüm dosyaların gönderilmesi için savcılığa yazı yazıldığını ancak toplamda 27 klasörün gönderildiğini belirtti. Gönderilen klasörlerin içindeki dokümanları da özetleyen Akçay, "İncelenen dosya kapsamına göre aranmakta olan başkaca şüpheli bulunduğuna dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. İncelenen dosyalardan da anlaşılacağı üzere mevcut toplanan deliler şüphelilerin telefon konuşmaları. OdaTV`de ve şüphelilerin ev ve iş yerlerinde ele geçen bilgisayar, CD, DVD`lerin dökümleri ve emniyetin bu konuda tuttuğu raporlardan ibarettir" dedi.

Bu delillerle ilgili olarak şüphelilere gerek emniyette gerek savcılıkta soruların sorulduğunu belirten Akçay, "Ahmet Şık`a soruşturma safhasında kullandığı telefonlar ve özgeçmişi hakkında soru sorulduğunu belirterek Şık`a sorulan diğer soruların ise üç tanesi kimleri tanıdığı, sekiz tanesi Oda TV`de ele geçen belgelerle ilgili, on bir tanesi de İmamın Ordusu kitabıyla ilgili ve bunlarla ilgili yaptığı telefon konuşmalarıdır" açıklamasını yaptı.

Şüphelilerin 3 yıla yakın bir süre dinlenildiğini belirten Akçay, Şık`ın İmamın Ordusu adlı bir kitap yazma düşüncesinde olduğunu, bu konuda hazırlık yaptığını, kitabın taslağını hazırladığını ve hazırlama aşamasında Oda TV ile irtibatlı olduğu iddiasıyla gözaltına alındığını hatırlattı

Şüphelilere yöneltilen "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etmek, amacı dışında kullanmak fiili almak ve çalmak" suçlamasıyla ilgili ise Başkan Akçay, bu konuda yazışmaların yapıldığını Jandarma Genel Komutanlığı`ndan cevap beklendiğini ve bunun da şüpheliler tarafından değiştirilme ihtimalinin bulunmadığını savundu. Başkan Akçay, şerh gerekçesinde Ahmet Şık`ın basım aşamasında iken toplatılan kitabı İmam`ın Ordusu`na şu ifadelerle değindi: "Kaldı ki Ergenekon adlı terör örgütü oluşumu çok önceye dayanan 4 yıldan fazla soruşturma evresi bulunan ve üç yıldır da kovuşturma evresi bulunan ve halen devam eden bir davadır. Şüphelilerin bu örgütün oluştuğu tarihinde yani 2009 yılından öncesine ilişkin bir faaliyetleri olduğuna dair veya bu örgüt içersinde rol alan şu anda yargılanan sanıklarla birlikte hareket ettiğine dair herhangi bir iddia yoktur. İddia 2009 yılından sonra bu örgütün amaçlan doğrultusunda yayın yapma iddiasıdır. ÖzellikleAhmet Şık`ın yazmak istediği kitabın bir an yayınlandığını düşünelim ve burada da Ergenekon örgütünü en şiddetli bir şekilde övdüğün düşünelim. Mahkememizde görülen davalarda yasadışı bölücü terör örgütü PKK, Sol örgütlerden DHKP, MLKP, TİKKO gibi örgütlerle ve yine şeriatçı İBDA--C, HÎZBULLAH, EL-KAİDE gibi örgütlerle ilgili yazılan pek çok kitaptan dolayı CMK 250. Madde ile Yetkili Mahkemelerde pek çok dava açılmıştır ve bu kitapların pek çoğunda da belirtilen örgütlerin eylemleri çok net bir şekildeövülmüş, militanlarından yine övgülerle bahsedilmiştir. Yine günlük, haftalık ve aylık olarak yayınlanan, yine belli örgütlerin amaçlarına hizmet eden ve örgütlerin eylemlerini faaliyetlerini öven veya açıklamalarını yayınlayan pek çok yayın organları da vardır. Yazılan kitabın içeriğini beğenmeyebilirsiniz. Doğru değildir. Abartılıdır. Yalandır diye düşünülebilir. Ama sonuçta şüphelinin kendi fikir ıle düşünceleridir. İnsanlar bir kitabı yazarken başkalarından da yardım alabilirler. Bu kitapta alınmışmıdır? Alınmamış mıdır? Şu anda bir şey söylemek mümkün değildir. Bir an için yardım alındığım kabul etsek sonuç değişir mi? Değişmez. Çünkü bir ııısanuı bir kitabı yazarken araştırma yapması 5 başka insanlardan yaramı alması doğaldır ve herhangi bir suç oluşturmaz.Üye hakimler Metin Özçelik ve Birol Bilen`in tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi. Kararda şüphelilerin üzerlerine atılı suçun niteliği ve atılı suç için ceza yasasında öngörülen ceza süresi, aramalarda ele geçenlerle ilgili arama veel koyma tutanakları ile bunlara ilişkin tespit tutanakları içerikleri, dosyadaki iletişim tespit tutanakları içeriklerinin göz önüne alındığı belirtildi. Şüpheliler açısından kuvvetli suç şüphesinin var olduğu, ayrıca şüphelilerin delilleri karartma ve yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğu, şüpheliler hakkında bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ifade edildi".
Kaynak: İHA