Hayatı sanat kadar ciddiye almamalı

Aşk şarkıları denince akla gelen ilk isim olan Yaşar "Sanatı ciddiye alabilirsiniz ama hayatı o kadar almamalısınız" dedi. Yaşar, yalnızlıktan ilham alındığına inanmadığını da söyledi.

Hayatı sanat kadar ciddiye almamalı
Türk pop müziğinde yıllar içinde değişen çok şey olsa da bu işi yüreğiyle yapmayı sürdüren müzisyenlerden biri Yaşar... Şu sıralar TRT FM'de 'Her Dem Yaşar' adında bir program yapan şarkıcı; 15 senede sekiz albüme imza atmış... Aşk şarkılarının sevilen şarkıcısı; müziğini, şairlik yönünü, diğer sanat dallarıyla ilişkisini ve radyo programcılığını Tele Vizyon dergisinden Şebnem Doyuran'a anlattı.

UNUTULMAYA FIRSAT VERMİYORUM

90'lı yıllarda 'Divane' adını taşıyan ilk albümünüzle iyi bir çıkış grafiği yakalamıştınız. Dinginlik dönemine mi girdiniz?
Dinginlik döneminde olduğumu düşünmüyorum. Sadece bu kadar çok hit şarkı ve bu kadar albüm yaptığım için biraz dinlenmeye ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Dinlenip tekrar aynı hızda devam edebilirim. Çünkü yeni şarkılarımın hepsine ulaşılmasını istiyorum.

Unutulma kaygısı taşıyor musunuz?

15 senelik bir süreçte sekiz tane albüm ve arada başkalarının albümlerinde söylenmiş şarkılar da var. O yüzden unutulmaya pek fırsat vermediğime inanıyorum.

Günümüzde albüm yerine single çıkarmak daha mı çok tercih ediliyor?
Günümüzde single çıkartmanın daha akıllıca bir iş olduğuna inanıyorum. Böyle olunca hem şarkıyı daha iyi tanıtabiliyor, hem de üzerinde daha çok çalışabiliyorsunuz. Bir albüm yaptığınızda bu süre uzun oluyor. Birkaç şarkının kaydında, aranjmanında, çalımında "Keşke şöyle yapsaydık" dediğimiz mutlaka oluyor.

Kendi müzikal anlayışına uygun bir albüm çıkarmak mı, yoksa dinleyicilerin ilgisini çeken, akılda kalıcı şarkılar yapmak mı? Sizce hangisi doğru?
Ben eğer bir prodüktör olsaydım, ikinci söylediğinizi yapardım. Çünkü bir prodüktörün albüm satışı, dinlenirliği ve şarkıların insanlara ulaşması gibi şeyleri düşünmesi normaldir. Bir sanatçının, bestecinin ve söz yazarının ise bunları düşünmemesi gerekir. Aksi halde ortaya piyasalaşmış işler çıkar. Bu meseleye ayrı cephelerden baktıkları için de prodüktörlerle şarkıcılar bu konuda bir türlü anlaşamazlar. Bu süreçte müzisyenin kendi müzikal anlayışını yansıtması gerekiyor.

Aşkın varlığı ya da yaşanmışlıklar sizi ne kadar etkiliyor? Sevgiliye duyulan aşk olmadan da söz yazmak mümkün mü?
Başkasının aşklarını taklit ederek de yazabilirsiniz. Bir oyuncu da bunu yapar. O yüzden şairler de başkalarının aşklarını taklit ederek yazabilirler. O anda onun içinde bulunmanız veya yer almanız gerekmiyor. Şairlerin, şarkı sözü yazarlarının; üretkenliklerinde sorun yaşadıkları zaman başvurdukları kaynaklar vardır. İçlerinde bir yere giderler, birilerini taklit ederler. Ben mesela tıkanıklık hissettiğim zaman bir Cemal Süreyya, bir Edip Cansever okuduğumda, her şey kendine gelmeye başlar.

YALNIZLIKTAN İLHAM ALMAM


Yalnızlık ve hüzün sizin üretim sürecinizi ne kadar etkiliyor?
Yalnızlıktan ilham alındığına inanmıyorum. Ancak yalnız başına yazılabilir. Yalnızlık, sadece daha sıkı çalışmayı kolaylaştırır. Yoksa yalnızlık, tek başına bırakın ilham vermeyi, sıkıcı, hatta kötü bir şeydir. Ama hüznün üretim sürecini etkilediğine inanıyorum. Onun rahatsız edici bir tarafı yoktur. Kaldı ki, hüzün bir şair için de besleyici bir unsurdur...

Hayatı da bu kadar derin ve ciddiye alarak mı yaşarsınız?

Hayır. Sanatı ciddiye alabilirsiniz de, hayatı o kadar da almamalısınız. Yoksa büyük bir dengesizlik oluşur. Gündelik yaşamda, hüznün ve üretmenin sıkıcı bir tarafı varken, hayatta neşeli anlar da vardır. İkisini de ortalayamazsanız bunalımlı bir kişilik ortaya çıkabilir. Bazen "Bu şarkılar bu adamdan mı çıkıyor, gerçekte ne komikmiş" deriz. Bu sanatçının yaptığı işle yaşamı arasında denge kurabilmesiyle ilgili...

BESTELER SÖZE GÖRE ÇIKIYOR

Albümlerinizde kendi yazdığınız sözler dışında; Türk edebiyatının usta kalemlerinin eserlerini de besteliyorsunuz. Söze göre mi beste yapıyorsunuz?

Ben tamamen öyle yola çıkıyorum. Söz olmadan beste az çıkıyor. Benim şarkıyı tamamlayabilmem için söze ihtiyacım oluyor. Sözle beraber melodi geliyor.

YENİ ŞİİR KİTABI YOLDA


Şarkılarınızı, konserlerde paylaşmanın yarattığı sinerji mi, yoksa o şarkıların ortaya çıktığı anlardaki yaratım süreci mi sizin için vazgeçilmez?
Şarkının bitmiş halini seyirciyle paylaştığınız an, işte o an, her şey olup bitiyor. Bir tiyatrocunun yüz defa prova yaptıktan sonra, o akşam sahnede seyircilere oynadığı oyunda yaşadığı duyguyu, biz de konserde yaşıyoruz.

2000'lerin başında şiirlerinizden oluşan 'Yalnızlık Dört Bin Perde' adlı kitabınız yayınlandı. İkinci bir kitap olacak mı?
Bu kitap, o yıllarda çok uzun zamandan beri yazdığım şiirleri bir araya getirme isteğinden doğdu. Bunu kendi kariyerim açısından bir adım olarak değerlendiriyorum. Şimdi de yeni bir yayıneviyle anlaşmak üzereyim.

FİLM PROJESİNDE YER ALMAK İSTERİM


Sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor musunuz?
Kullanmaya başladım. Açıkçası hoşuma gitti. Gücünü de yavaş yavaş keşfetmeye başladım.

SENARYO YAZABİLİRİM

Son günlerde radyo programınızla gündemdesiniz...
Radyoculuğun bizi üniversite yıllarındaki çalma günlerine döndürdüğünü düşünüyorum. Bana o eski masum ve güzel günleri hatırlatıyor. Programımız 'Her Dem Yaşar' adını taşıyor. Pazartesi günleri TRT FM'den canlı olarak yayınlanıyor. Programda iki tane gitar, bazen bir gitar, bir perküsyonla canlı performanslar yapıyoruz. Radyo programı yaparken oyun bahçemizdeymişiz gibi kendi aramızda eğleniyoruz.

Birkaç yapımda ufak tefek rollerde seyirci karşısına çıktınız. Oyunculuk size ne kadar yakın?
Bir film projesinde yer almak isterim. Ama beni daha çok işin mutfak kısmı ilgilendiriyor. Bir gün aklıma ilginç bir fikir gelirse, birileri belki onu sonradan senaryoya çevirebilir.

BENİ EN ÇOK ŞİİR VE EDEBİYAT BESLİYOR


Türkiye'de aşk şarkılarını en iyi anlatan söz yazarı ve bestecilerimizden birisiniz. Bu parçalar nasıl gün ışığına çıkıyor, biraz anlatır mısınız?
Bu bana hep sorulan ve benim de pek cevap veremediğim bir sorudur. Bunun tek bir şeye bağlı olduğunu düşünmüyorum. Nasıl çıktığını inanın ben de bilmiyorum. Ama zannediyorum; sanatın diğer dallarıyla ilgilenmek insana ilham veriyor. Sanırım beni de en çok şiir ve edebiyat etkiliyor. Zaten ben şarkı sözlerinin de şiirsel olmasına dikkat ediyorum.